Mehmet Ali GÖNÜL

Mehmet Ali GÖNÜL

Asosyal ve yalnız olmak

İnsan sosyal bir varlıktır. Yalnızlık insanlığın tabiatına aykırı olsa da yaşadığımız süreç, asosyal veya yalnız olmaktan çok, değişken bir boyut olarak adlandırılabilir.

Evlerimize çekilmemiz sosyaliteden uzak olduğumuz anlamında değildir. Hele yalnızlık olarak değerlendirilmemelidir. Değişken bir boyut demekle, sosyal olmanın yalnız olmadığımızın farklı versiyonunu yaşamakla ilintilidir.

Bazen kalabalıklarda yürüyen insan da yalnızdır. Otobüste yolculuk yapan da… Toplum içinde olmak, sosyal olmak anlamına gelmediği gibi bir protestonun içine düşmek de sosyal olmak demek değildir.

Amaçta ve hedefte aynı ülküyü paylaşmak aynı rotada yürümektir aslolan. Ruhuna yürüyecek bir rota belirleyen, ruhuna yol arkadaşlığı aşılayan ne asosyaldir ne de yalnızdır.

Kimi ruhunu kitaplar dünyasının engin ufkuna açarken kimi de ailesiyle arasındaki mesafeleri ortadan kaldıran, çocuklarla yoğrulan bir programla yalnızlık limanından yelken açar.

Farklı bakış açısıdır kişiyi evinde yalnız olmadığına, sosyal bir varlık olduğuna iten duygu. Belki de adı program, adı zamanı müsbet kullanmak, adı böylesi anları fırsata çevirmektir.

Bu duygunun ötekileşmiş adı ister atalet ister cehalet olsun aynı kaynaktan beslendiğini unutmamak, direnmek gerek. “Az da olsa devamlı olan” değerle… Süreklilik arz eden azlık, değersiz çokluktan daha üstün bir anlayıştır.

Kim demiş evde kalmak asosyal olmaktır diye. 

Bilginin engin derinliklerinde irfan ve hikmet yolculukları, doğu ve batı aydınlanması, kalbin keşfi hep düşünmeye ve okumaya muhtaç girişimlerdir.

Bazen bir binanın tuğlalarına eklemeler yaparken bazen de gözler görmese de kalbin şahit olduğu olağanüstülükler karşısında o alemden çıkamamanın vecd halini yaşar insan. Kitaplar dünyasında kaybolmak gibidir. O değil, dışındakiler fark eder donukluk olarak görülen bu yolculuğu. Yalnız değildir kişi,  sosyal olmada pik yapmıştır. Ruhun penceresinden ruhlar alemine…

Kim demiş evde olmak hele varsa çocuklarla olmak yalnızlıktır.

Bir insanın enerjisinin başka enerjilerle teması; bilgi, seviye, tecrübe ve farkındalık gibi paha biçilmeyen nadide bir pazara düşmek gibidir.

Hele ki çocukların öğrenci, yaşları da bir fikre kalıp olmamış körpe beyinlerse…

Gör o zaman üretkenlik nasıl bir şeymiş.

Adeta Sokrat’tan başlayıp Gazali’ye uzanan ve günümüzde fidana durmuş, düşünemediğin ipuçları için meyveye duran hayat ağacı gibiler.

Karşıtlık geliştirirken tüm doğallıklarını bir farkındalığa dönüştüren körpe beyinler…

Gayeleri akıl gölgesinde kalıba durmak değil, ruhun doğallıklarını özgün tablolara dönüştüren çocuklar…

Evde olmaktan çok bir okul bir ekol koridorunda yol almak…

Hayır hayır, ben evde yalnız değilim, asosyal hiç değilim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.