​İstanbul Valiliği, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu'nun tedbirleri doğrultusunda, 17 Mart 2020 Salı günü, Avrupa'nın 9 ülkesinden İstanbul'a getirilerek, öğrenci yurtlarına yerleştirilen 2 bine yakın kişinin karantina süreci devam ediyor.

11 gündür karantina altında bulunan R.C karantina sürecinde yaşadıklarını İLKHA’ya anlattı.

Havaalanından öğrenci yurtlarına yerleşene kadar alınan tedbirlerin en üst seviyede olduğunu ifade eden R.C, bu süreçte herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

“Türkiye dönmek için 14 gün sürecek karantinayı kabul ettim”

Türkiye’ye dönüş yolculuğunda yaşadıklarına değinen R.C, “Tatil için Türkiye’den Almanya’ya gitmiştim. Coronavirus salgın olayından sonra Türkiye’ye dönmek istedim. Uçak şirketlerini aradığım zaman tarifeli uçuşların iptal olduğunu öğrendim. Oradaki havayolu acenteleri, Türkiye’ye dönmek istiyorsam konsoloslukla irtibata geçmem gerektiğini söylediler. Bende bana yakın olan konsolosluk ile irtibata geçtim. Oradaki görevliler bana mail atmam gerektiğini söylediler. Bende mail attım iletişim bilgilerimi bıraktım. Gece yarısı gibi beni aradılar, Türkiye’ye dönmek istiyor musunuz? Diye sordular. Bende ‘evet’ dedim. Bana eğer Türkiye’ye dönersem 14 gün boyunca İstanbul’da karantina altında kalma şartını kabul etmem gerektiğini söylediler. Bende bu şartı kabul ettim.” şeklinde konuştu.

“Alınan tedbirlerden dolayı ister istemez panik yaşadık”

Uçak içerisinde ister istemiz panik yaşadığını ifade eden R.C, “Ertesi gün Sağlık Bakanlığının talimatıyla hazırlanan uçak ile Türkiye’ye geldim. Bilet işlemleri sırasında ‘İstanbul’da karantinada kalacağıma kabul ettiğime dair bir belgeyi’ imzalattılar. Uçağa binmeden uçak kapısında bizleri özel beyaz kamuflajlı maskeli görevliler karşıladı. Bu görevliler, uçağa binen her yolcunun teker teker ateşlerini ölçerek takması için her yolcuya maske verdiler. Yolcuların hepsi verilen maskeleri takti. Uçak havalandıktan sonra da bu görevliler, sürekli yolcuları gözlem altında tuttular. Doğrusunu söylemek gerekirse uçak içerisindeki durumdan, görevlilerin giymiş olduğu kıyafetlerden dolayı biraz panik yaşadık.” diye konuştu.

“11 gün oldu karantina altındayız”

11 gündür karantina altında olduğunu belirten R.C, “İstanbul’a indiğimizde hiç kimseyi havaalanının içine sokmadılar. Uçaktan inerken aynı zamanda 2 tane ambulans havaalanında bekletiliyordu. Bizleri daha önceden özel olarak hazırlanmış otobüslere bindirerek güvenlik önlemleri altında İstanbul’daki bazı öğrenci yurtlarına yerleştirdiler. Öğrenci yurdunda her yolcuyu ayrı ayrı odalara aldılar. Tabi burada da güvenlik önlemleri en üst seviyede alınmıştı. Yurdun kapısı önünde sürekli ambulans bekletiliyordu. Herkes maskeliydi tıpkı özel elbiseli filmlerdeki gibi… Tam 11 gün oldu bize ayrılan odalarda kalıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Biraz öksürüğüm vardı bana ilaç gönderildi”

Karantina sürecinde kaldıkları yurda ziyaretçi kabul etmediklerini belirten R.C, “Karantinada hizmet konusunda hiçbir sorun yaşamadık. Odalarımızda meyve suyu, bardak su, diş macunu, diş fırçası, şampuan, sabun, Wc kâğıdı, el temizleme kâğıdı, banyo havlusu, yüz havlusu bırakılmış. Odalarımızda WC, banyo, lavabo ve mini buzdolabı var. Görevlilerin davranışları uçaktan yurda kadar son derece hassastı.  Her gün gelip ateşimizi ölçülüyor ve rapor tutuyorlar. Benim biraz öksürüğüm vardı bana ilaç gönderildi. Ziyaretçi kabul etmiyorlar ve bizleri dışarı bırakmıyorlar. Miraç Gecesi günü Gençlik ve Spor Bakanlığı herkese kandil simidi ve çiçek gönderdi. Çiçek’in üzerinde ‘Kıymetli misafirlerimiz; bu çiçeğin sevginize ve sabrınıza ihtiyacı var. Tek yürek olacağız, inşallah birlikte başaracağız.’ diye yazıyordu.” şeklinde konuştu.

R.C sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Allah kısmet ederse salı günü karantina süremiz bitecek ve evlerimize döneceğiz. Ailemi ve arkadaşlarımı çok özledim. İnşallah bir an önce sevdiklerimize kavuşuruz. Öncelikle herkese sağlık ve afiyet diliyorum. Coronavirus ile ilgili devletimiz elinden geleni yapıyor. Herkes bu konuda üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirsin.”

İLKHA