Dr. Abdulkadir TURAN
12 Rebiülevvel ve Ümmetin kurtuluşu
İslâm dünyası, içinde bulunduğu problemleri ilk kez yaşamıyor. Müslümanlar, Miladî 10. yüzyılda bugüne çok benzeyen sorunlar yaşadılar. Bağdat merkezli Abbasi Halifeliği yönetimindeki İslâm âleminin bu yüzyılda kendisini yitirmesiyle mezhepçi hareketler güç kazandı. Samimiyeti bu hareketlerde arayan Müslümanların çoğalması ve bu hareketlerin yapısal olarak yönlerini küfre değil, İslâm âlemine çevirmeleri ağır problemlere yol açtı.
Avrupa'da yoğun bir dindarlığın yaşandığı bu dönemde Bizans da kendisini toparlayıp İslâm âleminin kalbine doğru yol aldı.
Miladî 11. yüzyılda Selçuklu İmparatorluğu'nun oluşması ve büyümesiyle Bizans'ın İslâm dünyasına yönelik saldırıları durduruldu. Bizans, Karadeniz'in kuzeyi ile İstanbul ve Trakya'ya itildi.
Ancak İznik'e kadar gelen Anadolu Selçuklularının İstanbul'u da alabileceği korkusu, Bizans kralının farklı mezhepten olmasına rağmen Katolik Papasından yardım istemesine yol açtı.
Katolik Papasının bunun üzerine Hıristiyan âlemine yaptığı çağrı, İslâm âlemini Haçlı Seferleri ile yüz yüze getirdi. İslâm âlemi, bir anda yüz binlerce Haçlıyı Urfa-Hatay hattından ta Kudüs hattına, kendi bağrına hançer saplarken gördü.
Haçlı Seferleri öncesinde Kudüs'ün yanında Mekke ve Medine'yi de kontrolünde tutan Mısır'daki Fatımî devleti Bizans'la işbirliği içindeydi. Abbasîler tükenişteydi. Büyük Selçuklu İmparatorluğu ise sonu gelmez taht kavgalarında kardeşkanı içinde uzun bir sekerattaydı.
Medresedeki görevini terk eden İmam-ı Gazalî Hazretlerinin ihya hareketi böyle bir ortamda Bağdat-Halep hattında etkisini gösterdi. Medreseler ve tasavvuf ehli üzerinden bir diriliş hareketine dönüştü.
Bu diriliş hareketi, Hz. Muhammed Mustafa'nın (S.A.V.) sevgisi etrafında yol aldı. Bu hareketin yoğun etkisinde kalan Selahaddin-i Eyyübî, Hz. Peygamber'in (S.A.V.) Mevlid'inin kutlamasını, eldeki rivayetlere göre, Mısır'da görmüş ve bunu İslâm âlemine yaymıştı.
Ama bu rivayetten bağımsız bir rivayete göre de Mevlid-î Nebi kutlamalarını Mısır dışında ilk kez gerçekleştiren ve bu kutlamaları Mısır'daki Fatimîlerden çok farklı olarak Ümmeti Haçlılara karşı uyanma vesilesi kılan Musullu Şeyh Ömer'dir. Tam adı Şeyh Molla Ömer b. Muhammed b. el-Hıdır olan bu fazilet ehli insan, Selahaddin-i Eyyübî'nin yetişmesinde büyük paya sahip Nureddin Mahmud Zengî Hazretlerinin şeyhidir.
Haçlılara karşı amansız bir mücadele veren Nureddin Zengî Hazretleri, dönemin emirleri üzerinde oldukça etkili olan ve bir rivayete göre onun için “Ömer bin Abdülaziz'in Hayatı” diye bir eser kâleme alan Molla Ömer'le sürekli haberleşiyor, Musul'daki emirlere de her hususta ona danışmalarını emrediyordu.
Bir ihya (diriliş) önderi olarak Molla Ömer, her yıl Rebiülevvel ayının 12'sinde, insanlığın önderinin (S.A.V.) dünyaya geldiği günde, emirleri ve halkı Musul'da topluyor, onlara Hz. Muhammed Mustafa'yı (S.A.V.) anlatarak vaaz u nasihatte bulunuyor, onlarda küfre karşı nefret oluşturuyor, mücadele azmi inşa ediyordu.
Molla Ömer'in bu hizmeti daha sonra Selahhaddin-i Eyyübî Hazretlerinin kız kardeşi ile evli Erbil Beyi Gökbörî tarafından devralınacak ve daha görkemli merasimlere dönüştürülecektir.
O günden sonra İslâm dünyasında Mevlid-i Şerif, sıradan halka İslâm'ı anlatmada ve kalplerde şuur inşa etmede yeni bir vesile oldu.
“Çokça dindar memleketler mi Mevlid-i Şerif merasimlerini icra ediyordu yoksa Mevlid-i Şerif merasimleri mi dindarlaşmaya vesile oluyordu?” sorusunun cevabını vermek zor...
Ancak şu bir gerçek ki her nerede Mevlid-i Şerif coşkuyla kutlanmışsa orada yoğun bir dindarlaşma izlenmiştir.
Günümüz İslâm dünyasında Mevlid-i Şerif hem Miladi takvime göre 20 Nisan'da hem Hicri takvime göre Rebiülevvel ayının 12'sinde tebrik ediliyor.
Afrika'da Ticanî Müslümanlar, bugünü bütün dergâh mensupları için bir buluşma günü olarak idrak ediyor; o gün Afrika'nın her yerinde Ticanîler bir araya gelip kardeşliklerini pekiştiriyor.
Birçok İslâm ülkesinde 12 Rebiülevvel resmi tatildir. Malezya'da Mevlid-i Şerif tebriki devlet erkânının da zorunlu olarak katıldığı bir haftalık törenlere yayılıyor.
Pakistan'da bu hafta Resulullah'ın (S.A.V.) konuşulduğu seminerler düzenleniyor, toplantılar yapılıyor.
Balkan Müslümanları da kendi imkânları doğrultusunda 12 Rebiülevvel merasimlerini sürdürüyor.
İslâm âleminin tarihinin en ağır süreçlerinden birini yaşadığı bugünlerde Mevlid-i Şerif'in Haçlılara karşı kahramanlar yetiştiren Musullu Molla Ömer'in tebrik ettiği anlamda bir işlev yüklenmesi mümkündür.
İslâm âleminin önemli bir kesiminin hâlâ Şehrezorlu büyük Berzencî ailesinin mensubu Medine Şâfiî Müftüsü Câfer b. Hasen b. Abdülkerîm el-Berzencî'nin Mevlid metnini okuttuğu düşünülürse bizimle Mevlid arasındaki farklı bağın önemi üzerinde belki ayrıca durmak gerekir.
İslâm âleminin uyanışa ihtiyacı vardır ve bu uyanış için Mevlid-i Şerif, az bir kesim dışında Müslüman halk tarafından kabul görmüş büyük bir imkândır.
Ümmetin kurtuluşu ancak Müslüman halkın İslâmî bir şuurla ihya olması ile mümkündür. Mevlid-i Şerif'in bu şuurlanmaya vesile olabileceğinden kuşku yoktur.
12 Rebiülevvel (bu yılı 22 Aralık günü) Mevlid-i Şerif günüdür.
Hicrî Mevlid-i Şerif ile Miladî Kutlu Doğum
birbirinin alternatifi değildir, yılda iki tebrike sebeptir.
12 Rebiülevvel, dünyanın insanlığın önderi
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) ile şereflendiği gündür.
12 Rebiülevvel, insanlığın tarihinin değiştiği gündür.
12 Rebiülevvel, insanlığın hürriyet günüdür.
Şeyh Galib'in dilinden
Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâda
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-ı cezâda
Gül-bâng-ı kudûmün çekilir Arş-ı Hudâda
Esmâ-i Şerîfin anılır arz u semâda
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân-ı mü'eyyedsin efendim
Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân
Nefsî deyü dehşetle kopa cümleden efgân
Ye's ile usâtın ola ahvâli perîşân
Destûr-ı şefâ'atla senindir yine meydân
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân-ı mü'eyyedsin efendim
Diyerek...
Mevlid-i Şerifiniz mübarek olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.