28 Şubat imamlar için devam ediyor
28 Şubat sürecinde ağır bedeller ödeyip görevden alınan ve hala görevlerine iade edilmeyen Çınarlı imamlar, 28 Şubatın kendileri için "hala bitmediğini" belirtiler.
28 Şubat post-modern darbe sürecinde en ağır bedelleri ödeyen mütedeyyin Müslümanlar, o dönemin sıkıntılarını hala yaşıyorlar. 28 Şubat döneminde görevlerinden sorgusuz-sualsiz bir şekilde alınan Çınar’da görev yapan imamlar yaşadıkları sıkıntıları İLKHA’ya değerlendirdiler.
28 Şubatın kendileri için hala bitmediğini belirten imamlar, o dönemin mağduriyetlerini hala yaşadıklarını belirtiler.
Abdürrahim Akkurt ailenin tek çocuğu olduğunu, babasının kendisini İslami hassasiyetlerle büyüttüğünü ve imam olması için bütün imkânlarını feda ettiğini belirtti. Büyük sıkıntılarla okuduktan sonra Çınar ilçesine bağlı bir köyde göreve başladığını belirten Akkurt, sonra Çınar ilçe merkezindeki eski mahalle camisinde atandığını ifade etti.
İşini severek ve isteyerek yaptığını, bu işi sadece maddi amaçlar için değil insanlara İslami anlatmak ve bu hassasiyetleri öğretmek için yaptığını ifade eden Akkurt; bazen sabah evden çıktıklarını sadece kısa süreliğine yemek için camiden çıktıklarını geriye kalan bütün vakitlerini camide geçirdiklerini ifade etti.
Akkurt, “28 Şubat sürecinde camide çocuklara Kuran’ı Kerim’i öğretmek, peygamberimizin hayatını anlatmak, imanın ve İslam’ın şartlarını çocuklara anlatmamız tehlike olarak görülmüş ve arkamızdan planlar yapılmış. Sürekli polis tarafından cami içerisinde taciz edildiklerini ve yaptığımız bu faaliyetlerin engellenmesine çalışıldı.”
“Bir gece gözaltına alındık ve en ağır işkencelere maruz kaldık”
Abdürrahim Akkurt, “Devletin bir kurumu olan Diyanetin kendilerinden yapmalarını istedikleri faaliyetler devlet tarafından suç olarak algılandı ve bir gece yarısı gözaltına alındık ve en ağır işkencelere maruz kaldık. Mahkeme süreci devam ederken diyanet işlerinden gelen bir yazı ile sorgusuz sualsiz bir şekilde görevden alındık.” ve mahkemelerin ceza almadan neticelendiğini ifade etti.
Abdürrahim Akkurt, görevden alındıktan sonra hiçbir işten anlamadığını fakat anne-baba ve ailesinin geçimini sağlamak gerektiğini belirterek ağır bedeller ödediklerinin altını çizdi. Bütün girişimlerine rağmen hala görevlerine iade edilmediklerini ifade eden Akkurt mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini talep etti.
Başka bir 28 Şubat mağduru Abdullah Muğuç babası vefat ettiğinden annesinin kendisini okuttuğunu ve kendisinin imam olmasını çok istediğini belirtti. Eğitimini tamamladıktan sonra Çınar’ın bir köyünde göreve başladığını ifade etti.
Görevini severek ve isteyerek yaptığını, insanlara faydalı olmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını belirten Muğuç, “Bir imamın asli görevi olan insanlara İslam’ı anlatma, Kuran’ı Kerim öğretme, insanları ıslah etmek meğer suçmuş. Görev yerlerimiz olan camiler polisler tarafından basılıyor. Bize emir geldi. Camide çocuklara Kuran’ı Kerim öğrettik. Siyer anlattık bunun suç olduğunu söylediler ve bizleri çocukların karşısında sorguladılar. Devlet şimdi ise camilerde Kur’an dersi verilmesi için imamlara ek ücret veriyor.” İfadelerini kullandı.
Muğuç, hiçbir işten anlamamasına rağmen mecburiyetten ticarete atıldığını ve bu süreç sonrası büyük mağduriyetler yaşadığını ve hala yaşamaya devam ettiğinin altını çizdi.
“Allah’ın huzurunda ellerimiz yakalarında olacaktır”
Muğuç, 28 Şubat sürecinde birçok kurumdan görevden atılan memurların göreve alınmasına rağmen görevden alınan imamlar hala görevlerine iade edilmedi ve mağduriyetimiz hala devam ediyor. Bir çok defa Ankara’ya gittik. Kendimizi temize çıkarmamıza rağmen hala göreve alınmadık.” Şeklinde konuştu.
Diyanetin kendilerine verdiği cevabın “biraz daha bekleyin” olduğunu ifade eden Muğuç, “ Zorumuza giden ise bizler için ‘akideleri bozulmuş’ denmesi. Bizler kalu beladan beri Müslüman’ız. İman ve itikadımızda bir sorun yoktur. Görevlerimize iade edilmediğimiz takdirde Allah’ın huzurunda ellerimiz onların yakasında olacaktır.”
“Hakkımızda yalanlar ve iftiralar öne sürdüler”
28 Şubat mağdurlarından Abdullah Dinç ise, Çınar’a bağlı bir köyde 1997 yılında göreve başladığını ve işini isteyerek ve severek yaptığını belirtti. Dinç, hem dünyalarını geçindiriyor, hem de İslami hassasiyetleri yaşayıp-yaşatmaya çalıştıklarını belirtti.
Dinç yaşadıklarını şu ifadelerle dile getirdi: “Köyde iken beni karakola çağırdılar.Sonra emniyete gönderdiler ve hemen göz altına aldılar. Sorgucu memur bir daha görev yapmama izin vermeyeceklerini söyledi. Hakkımda yalanlar ve iftiralar öne sürerek sorgusuz ve sualsiz bir şekilde görevden aldılar beni.”
28 Şubat sürecinde mütedeyyin Müslümanlara komplo kurulduğunu ve bu komplolarla suçlu ilan edildiklerini dile getiren Dinç, “Görevden alındıktan sonra maddi-manevi sıkıntılar yaşadık. 14 yıldır bu mağduriyetimiz devam ediyor.”
Dinç son olarak, Diyanet nezdinde yaptıkları tüm girişimlere rağmen mağduriyetlerinin giderilmediğini, eğer haklı olarak görevden atılmışlar ise zaten görevde bulunmadıklarını, fakat kendilerine haksızlık yapılmış ise buna sebep olan ve bu mağduriyeti gidermeyenlerden Allah nezdinde şikâyetçi olacaklarını belirterek mağduriyetlerinin en kısa sürede giderilmesini talep etti.
ÇINARINSESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.