5 Kürdistan Bölgesi vatandaşının hayatını kaybettiği olayın ilk duruşması görüldü

Mardin'de araçlarına pusu kurulması sonucu 5 Irak Kürdistanı vatandaşının öldürülmesi olayına ilişkin 4 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, bir sonraki dava duruşmasını 20 Ekim'e erteledi.

Merkez Artuklu-Nusaybin karayolunun Yeniköy Mevkii'nde gece saatlerinde Irak plakalı bir araçta bulunan 3'ü kadın 5 kişi, henüz belirlenemeyen bir nedenden silahlı saldırıya uğramışlardı.

Saldırı sonrası Irak Kürdistanı'ndan Hıdreen Abdullah Salih, Waheda Haedar Jasim, Abdullah Saleh Mustafa, Chiman Shaheen Khalid ve Ahmed Jalaladeen İbrahim hayatını kaybetmişti.

Olay sonrası polisin yaptığı çalışmalar sonucu 4 şüpheli şahsın yakalanarak gözaltına alınmıştı. Yaşanan saldırıdan sonra davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, bir sonraki dava duruşmasını 20 Ekim' ertelediğini açıkladı.

Duruşma esnasında hâkimin sanıkları tek tek dinleyerek, ifadelerini aldı.


Faris Akseven: Bütün olayı Abdullah Kaplan işledi

Birinci sanık, evli 3 çocuk sahibi elektrik ustalığı yapan Faris Akseven, şu ifadeleri kullandı:

Olaydan önce olayın içerisinde olan diğer sanık Abdullah Kaplan'ın tehditleri ve zorlamalarıyla bu olaya karıştım. Ancak şu ana kadar herhangi bir canlıya zarar vermiş değilim. Şu ana dek hiç elime silah dahi almadım. Olay günü Abdullah Kaplan'ın zoruyla mecbur olarak ihtiyaçtan dolayı bir kişi soyacağımıza karar verdik. Aydınlar Tesisi'nde Kaplan, özellikle Irak plakalı siyah jeepi takip etmemizi söyledi. Aracın şoförlüğünü ben yaptım. Siyah arabanın önünü bir müddet sonra keserek Irak uyruklu arabaya ikimiz yaklaştık. Tam soyacakken birden Abdullah Kaplan Irak vatandaşı olan şoförün kafasına sıktı. Ben olayın şokundayken diğer 4 mensuba da silahla sıktı. Bütün olayı Kaplan işledi benim tek suçum olayın içerisinde bulunmamdır."

Abdullah Kaplan: Faris birden şoföre sıktı

2'nci sanık olan Abdullah Kaplan ise, "Olay günü Faris Akseven tarafından WhatsApp yazışmalarında Mardin'e gideceğimizi ancak ne için gideceğimizi belirtmedim. Daha sonra Mardin'e çıkmadan önce Aydınlar Tesisi'ne uğrayıp ben lavaboya gittim. Akseven, para ihtiyacından dolayı Irak plakalı siyah jeepi takip edeceğimizi söyledi. Ondan sonra Yeniköy Mevkii yakınlarında aracımızın lastiğini patlamış gibi gösterip önlerinde durduk. Ondan sonra arabanın önünü kestik Faris birden şoföre sıktı. Daha sonra 4 kişiye sıkarak öldürdü. Bu olaydan 8-9 ay önce silah taşıyordum zaten. Ama olayda silahı ben hiç kullanmadım. Olayda olduğum için çok pişmanım." şeklinde ifade etti.

3'üncü sanık Murat Yiğit, Abdullah Kaplan'ın daha önceden de araba kiraladığını olay esnasında da aracını kiralık olduğunu belirtti.

4'üncü sanık İbrahim Doğan, saat ve parfüm ticaretiyle uğraştığını daha önce Abdullah Kaplan'ın kendisinden 7 bin liralık saat istediğini aktardı. WhatsApp'tan kendisinden silah ve mermi istediğini ancak kendisine vermediğini belirtti.

Merhum ailenin avukatı: Olay klasik bir cinayet ve gasp gibi anlatıldı. Biz ise tahkikatın genişletilmesi taleplerinde bulunduk

Konu hakkında açıklamalarda bulunan merhum ailenin avukatı Mehmet Okatan, "Nihayet davanın ilk duruşması bugün oldu. Bugün sanıklar dinlendi, sanıklar ifadelerini daha önceki vermiş olduğu ifadeler gibi benzer ifadeler verdi. Birkaç tane tanık dinlendi ve normalde olay klasik bir cinayet ve gasp gibi anlatıldı. Biz ise tahkikatın genişletilmesi taleplerinde bulunduk. Bu anlamda yapılması gereken ve olayın arkasında siyasi saiklerle işlenip işlenmediği noktasında mahkemenin araştırılması gereken hususlara dikkat çektik. Tesisi tahkikat taleplerimizin tamamına yakını kabul edildi. Tesisi tahkikat taleplerimiz neticesinde evrakların dosyaya gelmesi halinde dosyanın yeni bir şekil alacağını biz umut ediyoruz. Bir sonraki duruşmayı da 20 Ekim 2023’e Verildi. O gün yine burada olacağız." ifadelerini aktardı.

Okatan, kendisine yöneltilen "Siz basit bir soygun olmadığını mı düşünüyorsunuz? Şüpheleriniz neler?" sorusu üzerine şu cevabı verdi:

"Şimdi olay basit bir soygun olamayacak kadar farklı bir şekilde işlenmiş. Yani işleniş tarzına bakılınca, bir soygun en fazla havaya ateş edilir, belki birisinin ayağına sıkılır, omuzuna sıkılır ve gasp edilir. Ama burada 5 kişinin kafasına sıkılmış. Hani bazılarının birkaç defa kafasına sıkılmış. Bu şekilde olay olmuş. Ayrıca olaydaki kişiler de önemli. Özellikle müvekkillerden birisi Kuzey Irak'ın önde gelen alimlerinden birisi STK temsilcisi, onun da öldürülmüş olması nedeniyle arkasında siyasi saik olabileceğini biz düşünüyoruz ve bununla ilgili de dediğim gibi tesisi tahkikat taleplerimizde bulunduk. Bu tesisi tahkikat taleplerimiz neticesinde evrakların gelmesi, akabinde de dosyanın yeni bir şekil alacağını düşünüyorum." ifadelerini ekledi.

Avukat Okatan neler talep edildiği sorusuna ise; "Şahısların, yani tüm sanıkların 5 yıl boyunca geriye yönelik HTS kayıtlarını istedik. Gelen HTS kayıtlarının da bilirkişiye tevdi edilerek kimlerle veya hangi örgüt bağlantılı kişilerle görüşmelerin yapıldığını istedik. Bu kabul edildi. Yine banka hesap hareketlerini istedik. Ve tüm şahıslar hakkında mevcutta var olan soruşturma veya kovuşturmalar istedik ki bununla ilgili 2 kişi hakkında kovuşturma olduğu bilgisini yeni edindik. Onların dosyaları istendi. Dediğim gibi bunlar geldikten sonra olay daha da netleşecektir." şeklinde kaydetti.

"Biz bu olayın bir soygun olayı olmadığını düşünüyoruz"

Kürtçe tercüman yardımıyla ifade veren Harbi Jalaladeen, saldırıda abisi Ahmed Jalaladeen İbrahim'i kaybettiğini söyledi.

Harbi Jalaladeen, "Mahkemeden hakikati ortaya çıkarmasını istiyoruz. Uzun bir zamandır bu anı bekliyorduk. Bu katliama katılan herkesin, suça dahli olanların tamamının mahkemenin huzuruna getirilip cezalandırılmasını istiyoruz. Bu katliamın müsebbibi kim ise, kim azmettiricisi ise bunun açıklanmasını istiyoruz. Biz bu olayın bir soygun olayı olmadığını düşünüyoruz. Bu katliamdır hırsızlık olayı değildir. Biz bu olayın arkasında birilerinin yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Bunların katlettiği kişiler âlimdir. Eğer bir plan olmasaydı bu âlimleri kimse öldürmezlerdi. Olayın tüm detaylarıyla açıklanması gerekiyor." ifadelerini aktardı.

"Biz bu insanların en ağır cezayı almalarını istiyoruz"

Mahkeme Başkanı'nın "Siz neden şüpheleniyorsunuz?" sorusu üzerine, "Biz bilmiyoruz ama belki siyasi bir sebep belki terör olayı olabilir. Çünkü bu olay kesinlikle tasarlanmış bir olaydır. Bize göre bu hakikatin ortaya çıkarılması gerekiyor." diyen Harbi Jalaladeen, şunları kaydetti:

"Arabayı kiralayan, silahı satan, olaya dahli olan herkesin cezalandırılmasını istiyoruz. Bunlara en yüksek ceza verilmeli. Biz aileler arasında kan davası gibi kötü şeyler gelişmesini istemiyoruz. Bize yapılan bu zulme karşı şehitlerimiz için gereken yapılmalı. Bunlar vahşi, bunların yaptığı vahşet. Biz Türkiye'de kanunların üstün olduğunu biliyoruz. Bu güvenle halkımızı teskin ediyoruz. Eğer kanunlar gerekeni yapmazsa biz kendi akrabalarımızı, kendi halkımızı tutamayız. Fakat mahkemeye güveniyoruz. Kafamdaki soru şu; 'Bunlar hırsızlık yapmak istedilerse neden parayı almadılar? Bir de şunu merak ediyorum: Zanlılar kurbanları tanıyorlar mıydı? Biz bu insanların en ağır cezayı almalarını istiyoruz. Bütün Kürdistan halkı bu mahkemenin sonucunu bekliyor. Onlardan şikâyetçi ve davacıyım."

Rassan Reşit Jalaladeen, "Biliyoruz idam yok ama istisna olarak bunların idam edilmesini istiyoruz." dedi.

Olayın siyasi bir nedeni olabileceğini, bunun araştırılması gerektiğini belirten Avukat Mehmet Okatan, "Her ne kadar öyle görünse de bu sıradan bir gasp olayı değil. Aynı 90'larda olduğu gibi işlenen siyasi cinayetlerden biridir. Bu sıradan bir gasp değil, burada salonda bulunanlar da sıradan kişiler fakat tetikçidirler. Özellikle Faris'in Duhok'ta çalışıyor olması bu olayla ilgili bir istihbarat için olabilir. Bu cinayetin arkasında siyasi saikler vardır. HTS kayıtlarının geriye yönelik en az 5 yıl tarama yapılmasını istiyoruz ve bunların hangi terör örgütüyle ne tür bir bağlantılarının olduğunun araştırılmasını istiyoruz. Bu olayla ilgili Duhok'ta 3 kişi gözaltına alınmış ve 4 ay sonra serbest bırakılmış. Sanıklardan Abdullah Kaplan ifadesinde 2016 yılında PKK tarafından kaçırılıp serbest bırakıldığını söylüyor. Bu olayın araştırılmasını talep ediyoruz." şeklinde belirtti.

"Mahkeme 20 Ekim'e ertelendi"

Sanıkların ve şikâyetçi tarafın dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına, duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanık Çiğdem Bozkurt'un zorla getirilmesine karar verdi. Duruşma 20 Ekim 2023 tarihine ertelendi.

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianame, Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, sanıklar Murat Yiğit, Faris Akseven, ve Abdullah Kaplan hakkında kasten adam öldürme, nitelikli yağma ve ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 11 yıldan 18'er yıla kadar hapis cezası, İbrahim Doğan'ın da izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme, nakletme ve satma suçundan 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası isteniyor. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.