60 yıldır şimşir ağacından tahta kaşık ve tarak yapıyor
Dedesi ve babasından kalan tahta kaşık yapma sanatını sürdüren Sakaryalı 73 yaşındaki Sabri Özşahin, 13 yaşından bu yana emek verdiği sanatını Ahlata-Malazgirt etkinliklerinde açtığı stantta tanıtıyor.
Bitlis'in Ahlat ilçesinde bu yıl 949'uncusu düzenlenen 1071 Malazgirt Zaferi etkinliklerine katılan kaşık ustası Sabri Özşahin, tahta kaşığa rağbetin olduğunu fakat el ile yapacak ustanın kalmadığını söyledi.
'1071 Sultan Alparslan Ahlat Otağı’nda açtığı stantta el sanatını tanıtan Özşahin, mesleğin Hoca Ahmet Yesevi'ye dayandığını belirtti.
Taraklı ilçesine bağlı 4 köyün bu mesleği icra ettiğini dile getiren Özşahin, artık fabrikalarla bu mesleğin sürdürüldüğünü ifade etti.
"Şimşir kaşıkla yemek yiyen insanda katiyen mide rahatsızlığı, diş sağlığı sorunu olmaz"
Şimşir kaşık ve tarağın özelliğine de değinen Özşahin, "60 senedir bu işle uğraşıyorum. Dededen babadan daha öte ustalarımız Hoca Ahmet Yesevi'ye dayanır. Hoca Ahmet Yesevi, kaşığı ilk icat eden zattır. O zamandan buyana Taraklı'nın 4 köyü var bu işe devam eder. Genelde kaşıklarımızı şimşir ağacından yaparız. Bu ağacın özelliği bakteri almaz ve üretmez. Şimşir kaşıkla yemek yiyen insanda katiyen mide rahatsızlığı, diş sağlığı sorunu olmaz. Tarihten bu yana 'kel başa şimşir tarak' derler. Çünkü şimşir tarak kullanan insanda saç sorunu olmaz. Başta elektriklenme, kepeklenme ve migren ağrısı olmaz. 2 aydır yemek yeme üzerine İngiltere'ye çalışıyorum. İstanbul'a yetiştiremiyorum. Yemek yeme kaşığını herkes yapamaz. Bir atasözü var, 'Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.' Bunun anlamı herkesin kaşığıyla yemek yenilmez. Şu an artık makinelerimiz, fabrikalarımız var. Elde yapan azaldı. Rağbet fazla ama elde yapan ustalarımız yok." diye konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.