8. Dini Yayınlar Kongresi sonuç bildirisi açıklandı
Kongrenin 15 maddeden oluşan sonuç bildirisini Dini Yayınlar Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih Kurt kamuoyu ile paylaştı.
Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen 8. Dini Yayınlar Kongresi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın katıldığı 'Değerlendirme Oturumu'nun ardından sona erdi.
“Dijital Yayıncılık” başlıklı 8. Dini Yayınlar Kongresi Sonuç Bildirisi şu şekilde açıklandı:
Bilginin iletişim teknolojileri aracılığıyla hızla yayıldığı, teknoloji ve bilim alanında yaşanan değişim, gelişim ve eğilimlerin dünyayı adeta hareketli ve küçük bir köye dönüştürdüğü dijital çağ, yayıncılık faaliyetlerini pek çok yönüyle etkilemektedir. Dijital mecralarda yapılan yayınların sıhhatinden, pazarlama ve telif haklarına ilişkin sorunlara kadar hemen her konu bu hızlı ve karmaşık dönüşüm sürecinden nasibini almaktadır.Kuruluşundan itibaren sahih dini bilgiyle toplumu aydınlatmak için her çeşit yayın teknolojisini etkin bir şekilde kullanan Diyanet İşleri Başkanlığı, yayın süreçlerindeki dijitalleşmeye kayıtsız kalmamıştır. Başkanlığımız, bir taraftan insanımızın dijital okuryazarlık bilincini geliştirirken diğer taraftan mevcut dijital imkânları verimli bir şekilde kullanarak yayınlarının niteliğini ve niceliğini artırmaktadır.Bu amaçla Diyanet İşleri Başkanlığınca organize edilen “Dini Yayınlar Kongresi”nin sekizincisi, “Dijital Yayıncılık” üst başlığıyla 28-30 Mayıs 2021 tarihleri arasında Ankara'da düzenlenmiştir. Sayın Ayşe Böhürler'in moderatörlüğünde Sayın Alev Alatlı'nın açılış konferansıyla başlayan Kongre'de “Dijital Dünyayı Anlamak”, “Dijital Yayıncılık: Fırsatlar ve Riskler”, “Dini İçerikli Dijital Yayıncılık”, “Dijital Yayıncılık ve Din Eğitimi”, “Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı” ve “Dijital Trendler & Yeni Dini Akımlar” başlıklarıyla gerçekleştirilen oturumlarda 28 tebliğ sunulmuş ve müzakere edilmiştir. Kongre süresince dile getirilen görüş ve değerlendirmeler ışığında aşağıdaki hususların kamuoyuyla paylaşılması uygun görülmüştür:Dijitalleşme, yirminci asrın son çeyreğinden itibaren etkinliğini küresel ölçekte artırmış, toplumlar ve bireyler üzerinde derin ve dönüştürücü etkiler bırakarak yeniçağın hâkim kültürü haline gelmiştir. Bu kültürün kendine mahsus ürettiği bilgi dünyası ve ahlaki yapı, fırsat ve risk faktörleri açısından etraflıca değerlendirilmeli, bu doğrultuda dijital dini yayıncılık alanında etkin ve sürdürülebilir yayın politikaları oluşturulmalıdır.Dijital yayıncılık, sahih dinî bilginin daha geniş kitlelere ulaştırılmasında pek çok yeni imkân sunmaktadır. Söz konusu imkânlar kullanılarak İslam dininin evrensel mesajını insanlığa aktarmak amacıyla hazırlanan projelere yenileri eklenmeli, dijitalleşme perspektifinden bakılarak yeryüzünde iyiliğin ve erdemin yayılması desteklenmelidir.Dijital alanlarda kişisel ve kurumsal hak ve dokunulmazlıkları ahlakî ve insanî değerleri ihlal eden yanlış ve mesnetsiz içerikler hızla yayılabilmektedir. Bu ihlallerin önlenebilmesi için toplumsal bilinç ve hassasiyet artırılmalıdır.Yeterli dini bilgi ve eğitime sahip olmayan kişilerin, sosyal medyada ayet, hadis ve dini ifadeleri bağlamından koparmak suretiyle paylaşmaları yanlış ve eksik anlamalara sebep olmaktadır. Kullanıcılar, dijital mecralardaki dini içerikli bilgilerin kaynağını mutlaka araştırmalı ve doğruluğunu teyit edemediği bilgiyi yaymamalıdır. Bu noktada bilhassa gençlere bilgi ve iletişim ahlakına dair farkındalık kazandırılması önem arz etmektedir.Yeni kuşakların dijital teknolojileri daha yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığı bilinmektedir. Bu sebeple çocukların ve gençlerin ilgilerine hitap eden, dini ve manevi gelişimlerini destekleyen, sağlam bilgiye dayalı içerikler hazırlanmalıdır.Dijital dini yayıncılıkta hedef kitlenin özellik ve beklentileri ile internet ortamının karakteristiğinin dikkate alınması gayet tabiidir. Ancak dini içerikler hedef kitlenin ve mecranın özelliklerine feda edilmeden sahih ve sağduyulu bir şekilde sunulmalıdır.Eğitim, sanat, edebiyat, kültür ve din gibi birçok konuda zengin içerik barındıran dijital ortamlarda doğru ve yanlış bilginin birlikte hatta harmanlanmış biçimde sunulması sıkça karşılaşılan bir durumdur. Dijital dünyanın kodlarının çözülebilmesi, analiz edilebilmesi ve doğru bilgiye ulaşılabilmesi için toplumda medya okuryazarlığına dair bir bilinç geliştirilmelidir. Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği artırılmalıdır.Kendi dil ve kültürünü oluşturan dijital dünyanın insanı kuşatan en büyük sorunları arasında yabancılaşma ve yalnızlaşma yer alır. Bu sebeple dijital yayın içerikleri hazırlanırken günümüz insanının manevi, psikolojik, sosyolojik ve kültürel ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.Dijital mecralarda dini yayıncılığın alt yapısını güçlendirmek, hatalı ve art niyetli içeriklerin önüne geçebilmek amacıyla İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin müfredatına 'Medya ve İletişim'; İletişim Fakültelerinin müfredatına ise 'Medya ve Din' muhtevalı seçmeli dersler eklenmelidir.İslam düşmanlığı üzerinden üretilen nefret dilinin dijital mecralarda kendisine yer bulduğu, ayrımcılık, ötekileştirme ve fitne odaklı kasıtlı yayınların yapıldığı gözlenmektedir. İslam karşıtlığıyla küresel ölçekte mücadele edebilmek için dijital mecralar aktif ve güçlü bir zemin olarak değerlendirilmeli, bu hususta uluslararası işbirliğine yönelik adımlar atılmalıdır.Mistik ve dini görünümlü yeni akımlar, dijital platformları yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Bu akımların hakikatle çelişen marjinal ve sapkın propagandalarına karşı etkili yayınlar oluşturmak, dijital yayın faaliyetinde bulunan kişi ve kuruluşların öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır.Klasik dini bilgi kaynaklarının belli standartlar gözetilerek dijital mecralara aktarılması ve güvenli bir şekilde depolanması önem arz etmektedir. Bununla birlikte, dijitale aktarılmış klasik kaynaklar üzerinde bilimsel araştırmalar yapılarak sınırsız ve sorumsuz adımlara izin verilmemeli, tespit edilen hatalar tashih edilmelidir.Dijital mecralarda millî ve manevî değerlerimizi gözeten çok yönlü çalışmalar yapılmalı, ilgili kurumların işbirliğiyle insanî, ahlakî ve hukukî bakımdan kimliğimize ve kültürümüze uygun model ve alternatifler geliştirilmelidir.Salgın sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı yayın, eğitim ve din hizmetleri alanlarındaki faaliyetlerine dijital mecraları etkin bir şekilde kullanarak devam etmiştir. Salgın sonrasında da bu mecralar aracılığıyla elde edilen yeni, farklı ve verimli alanda uzun vadeli hizmet politikaları geliştirilmelidir.Günümüzde yeni bir tebliğ ve irşat vasıtası haline de gelen dijital ortamlar, pek çok kişi, kurum ve kuruluş tarafından aktif olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte dijital platformlardaki bazı dini içerikler güven(ilir)lik açısından problem teşkil etmektedir. Halkı din konusunda aydınlatma görevinin gereği olarak Diyanet İşleri Başkanlığının bu platformlardaki etkinliği artırılmalı, örnekliği güçlendirilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla arz edilir.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.