ABD Kongresi'nden Başbakan Erdoğan'a siyonizm mektubu

ABD Kongresi'nin iki kanadından 89 üye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 28 Şubat'ta Viyana'daki Medeniyetler İtifakı Forumu'nda sarf ettiği siyonizmle ilgili sözlerini geri alması için mektup yazdı.

Cumhuriyetçi Senatör Mark Kirk, "Başbakan Erdoğan ABD, Avrupa ve İsrail ile daha yakın ilişkiler sürdüreceğine Batı'dan uzaklaşma ve izolasyon politikaları izliyor" yorumunu yaptı. Ancak bu sert açıklamaların aksine mektupta Türk-Amerikan ilişkilerini öven birçok ifade kullanıldı.

Senato'nun yüzde 23'ü
Mektup, 23 Senatör ve 66 Temsilciler Meclisi üyesi tarafından imzalandı. Böylece Senato'nun yüzde 23'ü, Temsilciler Meclisi'nin yüzde 15'i imza vermiş oldu. İmza verenler arasında Türkiye Dostluk Grubu'nun 123 üyesinden 12 kişinin yer alması da dikkat çekti. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce ve aynı komitenin en kıdemli Demokrat üyesi Eliot Engel de imza atanlar arasındaydı. Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez ve kıdemli üyesi Bob Corker ise imza vermemeyi tercih etti.

İsrail lobisi etkisi mi?

Mektubun ABD'deki en güçlü İsrail lobisi olan AIPAC'in (Amerikan- İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) yıllık konferansından günler sonra yayınlanması da dikkat çekti. 3-5 Mart'ta Washington'da 13 bin aktivistin katılımıyla gerçekleştirilen konferansta Başbakan Erdoğan'ın sözleri yoğun olarak tartışılmıştı.

Kulislerde en çok sorulan sorulardan biri Erdoğan'ın Siyonizmle ilgili sözlerinde samimi olup olmadığıydı. Konu konferansın Türkiye oturumunda da ele alınmıştı. AIPAC aktivistleri konferansın son gününde Kongre'ye gidererek burada kendilerini temsil eden üyelerle tek tek görüşmüş ve siyasi taleplerini iletmişlerdi.

Bu haber Osmanlı zamanındaki bir olayı hatırlattı. Islahat Fermanının yayınlanmasındabn sonra gayrimüslim azınlıklarla ilgili bazı ifadeler yasaklanır. Bunlardan biri de "gavur" ifadesidir.. Bunun halka duyurulması için o dönemde tellalarla bu yasağın halka duyurulması kararı alınır. Yani artık bundan sonra Yahudi ve Hristiyanlara kimse gavur demiyecek diye tellalara halka duyuru yapması emri verilir. Bunun üzerine tellalar sokaklarda "ey ahali bundan sonra hiç kimse gavura gavur demiyecek" diye bağırarak trajikomik bir durumun ortaya çıkmasına sebep olurlar.

Bu haberde aynen bunun gibi bir şey! Siyonizmin ırkçı bir görüş olduğunu zamanında BM'de bile karar olarak çıkmıştı. Ama daha sonra ABD'nin baskısı ve zorbalığıyla bu karar hükümsüz hale getirilmişti. ABD'nin sahip olduğu bu güç sayesinde artık bundan sonra siyaha beyaz, beyaza siyah derse ve bunu BM'den de karar olarak çıkartırsa şaşırmayalım! Nasıl olsa yaşadığımız çağ güçlü olan haklıdır çağıdır ve dolayısıyla da orman kanunları geçerlidir!