Adana Ulu Cami, 16 asırdan kalan doğusu Memluk, batısı Osmanlı mimarisi ile dikkat çeken özelliğiyle eşsiz camiler arasında yer alıyor.

Medrese, türbe, imaret, dar’ül hadis, dar’ül şifa, sıbyan mektebi gibi yapıları da içinde barındıran ve Ramazanoğlu Külliyesi’nin bir parçası olan caminin hemen altında ise halk tarafından fazlaca bilinmeyen boş kabirler yer alıyor.

Tarihi caminin altındaki kabristanın, Ulu Cami inşa edilirken Ramazanoğulları fertlerinin burada defnedilmek isteği üzerine yapıldığı ancak hiç kimsenin burada defnedilmediği rivayet ediliyor.

Doğusu Memluk batısı Osmanlı mimarisinin izini taşıyor

Mısır Memluk Devletine bağlı Ramazanoğlu Beyliği tarafından 1509 yılında inşa ettirilmeye başlanan caminin doğu tarafı Memluk batısı ise Osmanlı mimarisi izlerini taşıyor.

Beyliğin 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Adana’ya gelmesinin ardından Osmanlı’ya katılması ile batı tarafının da Osmanlı mimarisi ile tamamlanarak 1541 yılında ibadete açıldığı belirtiliyor.

Şehrin en önemli tarihi yapılarından biri olan cami, 1998 yılında Sabancı Merkez Camii’nin hizmete açılmasına kadar Adana’nın en büyük camisi olma özelliğini taşıyor.

Caminin mimari yapısı

Adana Ulu Camii, bir Osmanlı eseri olmasına rağmen mimari yapısında Emevi, Selçuklu, Memluklu üsluplarının etkileri de görülüyor.

Duvarları siyah beyaz mermer taşlarla bezeli olan camiye biri batı diğeri de doğuda olmak üzere iki kapıdan giriliyor.

Batı kapısı üzerinde iki yılan kabartması olan bir kubbe ve bir kitabe yer alıyor. Bu kısmın o zamanlar hastane olarak kullanıldığı biliniyor.

Doğu kapısı üzerinde ve minberinin üstünde ise birer kitabe bulunuyor.

Ramazanoğlu Külliyesi’nin bir parçası olan caminin hemen altında ise halk tarafından fazlaca bilinmeyen boş kabirler yer alıyor.

O dönemde yaygın olan uygulama ile camilerin arka bahçelerinde bulunan hazire denilen mezarlıkların bir benzeri olduğu belirtilen cami altındaki kabristanın, Ulu Cami inşa edilirken Ramazanoğulları fertlerinin burada defnedilmek isteği üzerine yapıldığı ancak hiç kimsenin burada defnedilmediği ifade ediliyor. (Ayhan Kaya-İLKHA)