Mehmet EŞİN
Adımlar Dergisi saldırısında da aynı adımlar
İBDA-C'ye yakınlığıyla bilinen Adımlar Dergisi'nin İstanbul Kâğıthane'deki merkezinde gerçekleşen patlama sonucu dergi çalışanlarından Ünsal Zor hayatını kaybederken dergi yayın yönetmeninin de aralarında bulunduğu dört kişi yaralandı. Bu menfur saldırıyı lanetliyor, kınıyorum.
Olayla ilgili tahkikatın sürdüğü ve yapılan tahkikat sonucunun ne kadar doğru olacağını bilmediğimizden, faillerin kimliği hakkında şimdiden bir şeyler söylemek doğru olmayacaktır. Bu tür eylem ve soruşturmaların akıbetini hepimiz biliyoruz. Profesyonelce, algı operasyonuyla hedef saptırılır, gerçek failler gölgelenir, eylemler; tahkikatı yapanlar tarafından bilinçli bir şekilde içinden çıkılamaz bir duruma getirilir. İnşaallah bu eylemde gerçek failler ortaya çıkarılarak şeytani planlar deşifre edilir.
Ama peşinen şunu söylemekte bir beis görmüyoruz: Bu işi kimler yapmış olursa olsun velev ki kendi özgür irade ve kararlarıyla ya da bu işte taşeron olarak kullanılmış olsunlar; bu eylem Müslümanların zararına ve İslâm düşmanlarının menfaatinedir. Müslüman halkın birbirine kırdırılması, enerji ve güçlerinin birbiriyle heba edilmesinin provasıdır. Patlama duyulur duyulmaz bazı haber ajansları fitili ateşlediler; ‘IŞİD'in merkezine saldırı, IŞİD'in merkezine intikam eylemi…' manşetleriyle haber okurlarına servis edildi. Bu başlıklar bile eylemin amaç ve faillerini ele veriyor.
Küfür ve emperyalizm, geçmişinden ders alıyor. Kendisinin birebir müdahil olduğu savaş ve çatışmalarda zaferi kazanan kendisi olsa da kayıplar veriyor, büyük bedeller ödemek zorunda kalıyor. Afganistan, Irak, Somali ve diğer çatışma bölgelerinden çekilmek zorunda kalan Amerika ve avanesi, şeytani planlarından vazgeçtiği ya da Müslümanlara acıdığından dolayı değil, bilakis daha risksiz ve bedelsiz yolları keşfetmiş olduğundandır. Müslümanı Müslümana kırdırma politikası…
Şu an Müslüman kanının akmadığı, çatışma ve savaşın olmadığı bir İslam toprağı maalesef yok. Filistin, Suriye, Afganistan, Pakistan, Irak, Somali, Yemen, Libya, Mısır ve diğer İslam toprakları. Kendi topraklarında sıcak çatışma yaşamayan ülkeler de rahat değiller. Başka yerlerde ya direk çatışmanın içerisinde, ya tarafı, ya da mağduru durumundadırlar.
İran topraklarında devam eden sıcak bir çatışma yok, ama Suriye ve Irak'ta taraf olduğu sıcak çatışmalarda en seçkin asker ve generallerini kaybediyor.
Filistin ve Kudüs davası, İslâm ve Müslümanların izzeti için kılını kıpırdatmayan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, Amerika'nın hesabına Yemen'i havadan bombalamaya başladı. Bu kadar yiğit iseniz neden Siyonizme karşı Gazze ve Kudus'ün feryadına koşmuyorsunuz?
Türkiye, PKK ile görünürde sıcak bir çatışma yaşamasa da her an çok şiddetli çatışmaların başlaması ihtimal dâhilindedir. Türkiye, iki milyonu aşkın Suriye'li mülteciye ev sahipliği yapmanın bedeli olarak milyarlarca dolar harcamak zorunda kalmıştır. Bu, Türkiye ekonomisi için ciddi bir paradır.
Çeçen cinayetleri ve en son Tacik Umarali Kuvatov cinayetini saymazsak İstanbul, ümmet ve İslami hareketler için güvenli bir liman olmuş durumda. Barınma, lojistik destek, enformasyon sağlama, dünyaya açılma, kendilerini ifade etme, üniversitelerde okuma ve eğitim imkânlarından faydalanma olanakları açısından İstanbul, ümmet için bir Endülüs görevi görmektedir. Bu faydalanma elbetteki tek taraflı olmamaktadır. Ki görüştüğüm Suriye'li bir alim ‘daha önce İslami ilimleri öğrenmek için siz Suriye'ye, geliyordunuz. Şu an Suriye sizin ayağınıza gelmiş' sözleriyle bu durumu güzel bir şekilde ifade etti.
İşte bu karşılıklı istifade ve Müslüman halklar arasında oluşan sıcak ilişkiler kafir güç ve emperyalistlerin hoşuna gitmemekte onları tedirgin etmektedir.
Kendilerine topraklarını ve evini açmış, suyunu içmiş, ekmeğini yemiş, yerine göre birbirinden kız alıp verip akraba olmuş iki milyon Suriye'li, yarın Türkiye ve halkına karşı nasıl düşmanca emeller besleyebilir, zalimlerin yalanlarına kanıp nasıl savaşır? Asla…
Gezi Parkı olaylarını finanse eden, paralel yapılanmayı Müslümanların üzerine salan, 6-8 Ekim olaylarında PKK-HDP çetelerini Müslümanların üzerine saldırtan, 4 yılı aşkındır Suriye'de akan kanın sorumlusu, Adımlar Dergisi saldırısının failleri ve Suudi önderliğinde Körfez ülkelerini Yemen'e saldırtan el aynı el, üst akıl aynı akıl ve zihniyet aynı zihniyettir. Müslümanlar bu durumdan kurtulmalı, birbirleri hakkında müspet düşünmek ve davranmak zorundadırlar. Yoksa Allah muhafaza her yer Suriye ve Irak'a dönecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.