Mehmet ŞENLİK
Ahirete Yatırımın Diğer Adı: İnfak
İnfak kelimesi; nafaka kökünden gelir. Terim olarak Nafaka; para, mal ve emek gibi şeylerden ihtiyaç duyulduğu kadar yapılan harcamadır. İnfak ise; malın elden çıkarılması, harcanması ve sarf edilmesi demektir. Terim olarak ise infak: Gerek akrabalardan ve gerek diğer insanlardan yoksul ve muhtaç olanlara para veya maişet yardımı yaparak onların geçimini sağlamak, Allah için her çeşit hayır yapmak demektir. "İnfak" ise; malı veya benzeri ihtiyaç maddelerini Allah için harcamak ve hayır yolunda tüketmektir. Daha çok Allah yolunda harcanan şeylere infak denir.
İnfakın farz, vacip ve mendup kısımları vardır. Zekât ve diğer sadakaları içerdiği gibi, gerekli yerlere ve uygun tarzda Allah için yapılmış her türlü bağış, yardım ve hayırları, kendi ailesine ve yakınlarına yardım gibi bütün mal ile yapılan ibadetleri de kapsar. İnfak, mecaz yoluyla maldan başkasına da genelleştirilir. İlim öğretme ve benzeri manevi şeyleri, davranış biçimlerini de kapsar. Genelde infak; müminin kendisinde mevcut her nimeti başkalarına yansıtması, başkalarını o nimetlerden yararlandırması demektir. İnfak; paradan, maldan olduğu gibi, ilimden, güzel sözden, güler yüzden de olur. Ayrıca sağlığın, gençliğin de infakı vardır.
İnfak, farz olan cihadın bir şubesidir.
"Sana infakı (Allah yolunda ne harcayacaklarını) soruyorlar. De ki: `Verdiğiniz hayır, ana-baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Yaptığınız hayrı, muhakkak Allah bilir." (Bakara, 215)
İnfak, Allah`a ibadetin öyle bir parçasıdır ki, onsuz din olmaz. Bir insanın gönlünde yaktığı iman nurunun devamı, ancak namaz-infak ikilisiyle yürür. Cömertliğin göstergesi olan infak kavramı, Kur’an’da türevleriyle birlikte 73 yerde geçmektedir. Bir gün Muaz bin Cebel ile Salebe, Hz. Peygamber`e: “Ya Resulallah! Bizim kölelerimiz ve hısımlarımız var; bunlara malımızdan ne şekilde ve ne miktarda harcayalım?” diye sorduklarında, şu ayeti kerime nazil oldu:
“Sana hangi şeyi infak edeceklerini, nafaka vereceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyacınızdan artanı verin.” (Bakara, 219).
Zekât farz kılınmadan önce, kazanç sahipleri, bu ayete göre, her günkü kazançlarından kendilerine yetecek kadarını alır, gerisini infak ederlerdi. Altın, gümüş gibi nakit sahipleri de, bir yıllık geçimini ayırır, geri kalanını Allah yolunda harcarlardı (S. Buhari, Tecridi Sarih Terce. 11/ 371)
Kur`an-ı Kerim`in pek çok ayetinde varlıklı müminlere “Allah yolunda infak” emir ve tavsiyesinde bulunulmuş, Allah yolunda harcayanlar övülmüştür.
Verilen maddî bir varlığın infak olabilmesi için her şeyden önce onun Allah rızası için verilmesi gerekir. Cömertlik vasfının elde edilebilmesi için yardımın gönüllü olarak yapılması (Haşr, 5; Hadid, 11-18; Maide, 13); karşılığında hizmet, övgü, mükâfat beklenilmemesi (İnsan, 8-l0); yardım edileni rencide edebilecek davranışlardan kaçınılması (Bakara, 263-264); yapılan yardımın sahibi katında üstün bir değeri olması (Âli İmran, 92) şarttır.
Kur’an-ı Kerîm`de cömertlik, cihad ile aynı seviyede tutulmakta; Allah`ın insanlara verdiği rızıktan diğer kulların da yararlandırılması istenmektedir (Bakara, 254). Cömertliğin, kıyamet gününde insanı her türlü sıkıntı, elem ve kederden kurtarmaya vesile olacağı bildirilmektedir (Bakara, 222). Cömertlik alış-verişe benzetilmekte; Allah Teâlâ`ya verilen bir borç olarak temsil edilmektedir (Bakara, 244; Maide, 13; Hadid, 11)
Kalpler Allah yolunda infak ile cömertçe davranış sâyesinde temizlenir (Leyl: 17-20). Çünkü küfür ve nifaktan sonra kalbi karartan amillerden biri de, aşırı mal sevgisi ve servete bağlılık arzusudur. Nitekim Kur’an-ı Kerîm`de; "Serveti de düşkünce seviyorsunuz." (Fecr: 20) buyurulur. İşte bu sevgi ile insan: “Ben bu malı sarf edersem bana bir şey kalmaz” korkusuna düşünce, şeytan hemen harekete geçer: "Şeytan sizi fakirlikle korkutur, size cimriliği emreder." (Bakara, 268). Oysaki Allah: "Mal ve servet insan için bir imtihandır" (Zümer, 49-52 buyurur). Bu imtihandan başarılı çıkmanın yolu da cömertçe Allah yolunda infak etmektir (Teğabun, 15-17).
İnfak, mutluluğun merdiveni, huzur kaynağıdır. Alan kimse, nimetlerden geçici ve sınırlı bir şekilde yararlanırken; veren müminin hazzı ise ömür boyu devam eder. Mü`min kalp, mal ile değil; iman ile mutmain olur. Allah yolunda infak etmekle fakir düşeceğinden korkmaz. Kendisi hiçbir şey değilken Allah onu meydana getirmiş, vücut, göz, kalp, lisan ve sayısız nimetler bağışlamış, mal sahibi yapmıştır. Bunlar Allah`a aittir. Öyle ise Allah`a güvenen birisi Allah yolunda ve Allah rızası için malını infak etmekten çekinmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.