Hamd, erkeği yoktan var eden, ondan da eşini yaratan ve huzur ve sekinet bulsun diye erkekle kadını eşler kılan Allah'a;

Salât ve selam da aile mefhumunu her şartta en yüksek mesele olarak tutan Efendimiz Muhammed'e olsun.

Aile, diyoruz. İlkokuldan itibaren öğretirler; ‘toplumun en küçük yapıtaşı' diye. Salkımdaki bir tek üzüm yahut vücuttaki sayısız hücreden biri gibi... Salkımdaki bir tek üzüm çürüse, diğerlerini de etkiler. Vücuttaki bir tek hücre bozulsa, vücudu kansere müptela kılar. Dolayısıyla toplumdaki bozuk aile sayısına göre toplumun durumu şekillenir.

Evliliklerin geç yaşlara ertelenmesi yahut hiç evlenilmemesi, gençlerin evlilikten korkması günümüzün afetlerinden sadece birkaçı. Evlenmemiş olanların evlenmeme nedenleri sorulsa, çoğunun, evlenince mutsuz olma korkusu, günümüz evliliklerinin eski evliliklere benzemeyişi, günümüz kızlarının ya da erkeklerinin sadık, vefakâr, fedakâr olmayışı ve anlayışsız oluşu konusunda endişelerini dile getirdiklerini görürsünüz.

Peki, nedeni nedir? Birçok neden sıralayabiliriz elbette ama bunların başında ‘ailevi mahremiyetlerin kaldırılması' gelir. Eğer ev içindeki en ufak bir şeyi dahi mahrem kabul etseydik, gençler evlilik konusunda daha içine girmeden, böyle yersiz bir korkuya kapılmayacaklardı. Yahut belki ömür boyu hiç ama hiç başına gelmeyecek bir imtihanın acısıyla kıvranmayacaklardı.

İkincisi de gençlerin büyük çoğunluğunun evliliğin amacını bilmemeleri. Neden aile olunur, neden evlenilir, evlilikte yaşanan sorunlara nasıl yaklaşılır, kadınların ev içindeki misyonu nedir, erkeklerin evdeki konumu nedir tarzındaki soruların cevaplarını bilen bir kişi tarafından anlatılmamış olması. Biri divan edebiyatından fırlamış bir sevgili istiyor, bir diğeri beyaz atlı prens… Biri Karun'un hazinelerine sahip olsun ama azıcık da imanlı olsun, diyor. Diğeri, gördüğü an aşık olmak istiyor. Esasen bunları tümden haksız görmek de doğru değil. Kardeşimiz bakıyor, zaten kimse mutlu değil, bari mutsuz da olacaksam yakışıklı yahut güzel biriyle mutsuz olayım, diyor içten içe. Kriterler bu yöne kayıyor maalesef. Çünkü çok değer verdiği ve ev içinde asla sorun yaşamıyordur dediği şahıslar bile ailesiyle sorun yaşayabiliyor.

Peki nedir çözümü? Cennet gibi kavgasız, tartışmasız bir yaşamın hiçbir evlilikte garanti olmayacağının bilinmesi ve evlilikte yaşanacaklara imtihan gözüyle bakılması. “Yaşayacağım bir imtihan var ve ben bunu bekâr da olsam başka şekilde yaşayacağım.” denilebilmesi çözümün bir parçası.

Aile, İslam devletini kuracağımız ilk ve en esaslı yegâne ortam. Ailede kuramadığımız devleti hiçbir yerde kuramayacağımız aşikâr. Caddede, sokakta hatta camide bile yaptığınız ibadetlere, sarf ettiğiniz sözlere bir hüküm verilir ancak ev içinde sofrada çocuklarınıza neyi anlatırsanız anlatın kimse karışamaz. Hiçbir Firavun, hiçbir zalim, hiçbir despot hükümdar evin içinde çocuklarınıza anlattığınız şeylerin hesabını sormamıştır, soramamıştır, soramaz da. Hal böyleyken, her ne yapacaksak yapalım, temelini ilk ailede atmamız gerekiyor. Pekî ailelerin İslam'a uygun olması ve gençlerin hiç olmazsa anlayışlı bir aile kurmaları için ne gereklidir?

Birçok ortamda dile getirmekle beraber burada da yazacağım inşâAllah: İl il, ilçe ilçe, belde belde aile seminerleri düzenlenmeli. Madem en önemli meselemiz ailedir ve aile yıkılamaz İslam devletimizin temelidir, ayda bir de olsa bir kültür merkezi tutulup aileyle ilgili paneller düzenlenmeli. “Ayda bir kimin işine yarar?” demekten ziyade “İmkânlarımız dâhilinde biz yapalım, Rabbim çalışmamızı bereketlendirsin.” diyebilmeliyiz. “Hani kim var ki?” den ziyade, farklı yüzün ve farklı sözün tesiri adına şehirler arasında ayda bir böyle ulvi bir amaç için gidip gelmek kimsenin zoruna gitmeyecektir. Hem erkek hem kadınlar için bu tarz eğitim programları düzenlenerek, kurulacak olan ailelerin temellerini sağlam tutmak, kurulmuş olanların da aksaklıklarını düzeltmek adına karınca misali, bu yollarda boğulmak pahasına suyun altına girilmelidir. Yoksa iyi yetişmiş ve evliliğe ehil kardeşlerimiz korkudan evlerinde yaşlanırken, diğer yanda temeli çürük aileler kurulmasının ve bu düzenin bu şekilde hızla ilerlemesinin hesabını Allah'a veremeyiz. Vesselam.