Aileyi tahrip eden nedenlerden biri de güdülen yanlış politikalardır
Diyarbakır’da İdeal Eğitim Vakfı ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından düzenlenen evlilik temalı eğitim seminerinde konuşan Eğitimci Halil İbrahim Suna, toplumun geniş aileden çürük aileye dönüştüğünü söyledi.
İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır’da düzenlenen evlilik temalı eğitim seminerinde evlilik ve aile kavramları üzerinde sunum yapan Eğitimci Halil İbrahim Suna, toplumun geniş aileden çürük aileye dönüştüğünü belirtti.
Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçe Müftülüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen evlilik temalı eğitim semineri, Şahin Elelçi’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
İDEV’in Diyarbakır il temsilcilerinden Şerif Kaçan’ın selamlama konuşmasından sonra ilk sunumu yapan Eğitimci Halil İbrahim Suna, evlilik ve aile kavramlarını açıklayarak bu tanımların sebep-sonuç ilişkilerine dair bilgiler verdi.
Evliliği, iki karşı cinsin, aile kurmak üzere kanunların uygun gördüğü, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürecek şekilde bir araya gelmesi olarak tanımlayan Suna, bu müessesenin eğitim gerektirdiğini söyledi.
Suna, “Tabi ki evliliğin yanı sıra çocuk bakmak, erkeğin eşine davranış şekli, babalığı, anne adayının anneliği veya aileye gelin olması durumlarının tümü eğitim gerektiren durumlardır. Bunları da muhakkak Peygamberimizin hayatından öğrenebiliyoruz.” dedi.
Aile kavramını, içinde insanın ürediği, topluma hazırlanma sürecinin etkili şekilde cereyan ettiği güven verici ilişkilerin kurulduğu, içinde bulunduğu toplumsal düzene göre ekonomik etkinliklerin yer aldığı bir kurum olarak tanımlayan Suna, aile ihtiyacının gerekliliklerine şu şekilde değindi:
“Yeme, içme, barınma ve yaşamı sürdürme temel ihtiyaçlara gereksinim duyarız. Tehlikelerden korunma, hastalık veya yaşlılık gibi hallerde geleceği garantiye almak gibi güvenlik ihtiyaçlarımız vardır. Bir gruba ait olma, kendi kendine anlama, sevgi, şefkat gibi aidiyet ihtiyaçlarımız bulunmaktadır. Ayrıca itibar, prestij, saygı gösterme gibi değer ihtiyaçları da unutulmamalıdır.”
“Aileyi tahrip eden nedenlerden bir tanesi de devletin yanlış politikalarıdır”
Çalışan annelere yönelik devletin pozitif yaklaşımına değinen Suna, “Aileyi tahrip eden özelliklerden bir tanesi de devletin yanlış politikalarıdır. Evlenip çalışanlar bir yana, çalışmayı dayatan mantık ne yazık ki boşanmaların önünü açan sebeplerden bir tanesidir.” ifadelerini kullandı.
Suna, “Bir milyon kadına iş verirseniz, sadece bir milyon insana aş vermiş olursunuz. Ama erkeğe iş verilirse 4 milyon insana aş vermiş olursunuz. Çünkü çalışan bir erkek çalışmayan bir kadınla evlenerek çocuklarına bakabilir. Fakat çalışan bir kadın işsiz bir erkekle çalışmayacağı gibi eve de bakamaz.” şeklinde konuştu.
Aile kavramının toplum içerisinde yok oluşa doğru sürüklendiğini belirten Suna, “Geniş aile kavramında ise en önemli faktör ev içi olabilecek hataların büyükler tarafından anında müdahale edilerek düzeltilmesi veya söz konusu sorunun kapatılabilmesidir. Toplum olarak, geniş aileden çekirdek aileye ve en son ‘evlenelim ama çocuk olmasın’ tarzı çürük ailelere dönüştük.” ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda artan boşanma sebeplerini TUİK verileri ile açıklayan Suna, “Boşanma sebepleri içerisinde dayak ve kötü muamele yüzde 36, ekonomik geçimini sağlayamama yüzde 42, sorumsuz ve ilgisizlik yüzde 61, eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması yüzde 24, eşin aile içi ilişkilere karışması yüzde 24 oranlarındadır.” dedi.
“Peygamberimiz ümmeti evliliğe teşvik etmiştir”
Programda evliliğin İslami açıdan ehemmiyetine yönelik sunum yapan ilahiyatçı Molla Nazım Şimşek ise, Peygamber Efendimiz ’in, hadislerinde evliliği teşvik ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurmaktadır, ‘Ey gençler topluluğu sizden evliliğe gücü yetenler evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan, namusu ve iffeti korumaya daha elverişlidir.’ diye buyurmaktadır. Evlilik, Peygamberimizin en önemli sünnetlerinden biridir ve bütün peygamberlerin hayatında var olan bir sünnettir. Her konuda olduğu gibi evlilik konusunda da Peygamber Efendimizi örnek alan sahabeler bize bu konuda da tavsiyelerde bulunmuş, evliliğe teşvik etmişlerdir.”
Her Müslüman anne-babanın evlilik çağına gelmiş çocuklarını evlendirmesi gerektiğini ve bu süreç içerisinde dikkat etmesi gereken hususlar olduğunu söyleyen Şimşek, “Ailenin saadetli, huzurlu olması için evlilik öncesi dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Evliliğin saadeti, çocukların iyi yetişmesi ve evlilik hayatının sürekli olması için eşlerin birbirlerini seçerken ederken doğru tercih etmeleri gerekir. Çünkü evlilikte bazı zorluk ve sorumluluklar vardır.” dedi.
“Erkek evlatlara gösterilen hassasiyet kızlara gösterilmiyor”
Evlilik öncesi bazı hususlar açıklayan Şimşek, “Bunlardan birincisi eşlerde bulunması gereken bir takım özelliklerin onlarda bulunup bulunmadığını araştırmamız lazım. Bu özellikler, kendimize göre değil, İslam’ın ve Peygamberin bize sunduğu kriterler olmalıdır. İslam bize dindar ve güzel ahlaklı bir eşi seçmemizi, eşlerin birbirine denk olmasını tavsiye ediyor. Daha sonraki sıkıntıların yaşanmaması için denklik İslam’da önemlidir. İslam bize bu konuda tavsiyede bulunmuş ve teşvik etmiştir. Kesin bir şekilde evlenilmeye karar verilmiş ise eşler birbirlerini görmelidir, daha sonra nikâh akdi yapılmalıdır. Bu da evlilik hayatında sıkıntıların çıkmamasına sebep olan şeylerden biridir.” ifadelerini kullandı.
Evlilikte ailelerin erkek çocuklarına sarf ettikleri emeği kız çocuklarına harcamadıklarını hatırlatan Şimşek, “Erkek çocuklarımız için gayret sarf ediyoruz. Onlar için dindar, ahlaklı istediğimiz şekilde uygun bir eş arıyoruz. Âmâ burada kız çocuğumuzu ihmal ediyoruz ve dindar ahlaklı bir eş aramıyoruz. Kızımıza dindar bir eş aramak yanlış bir şey değildir. Bu konuda Allah-u Teâlâ Kur’an-ı Kerimde Kasas suresinin 26-27’inci ayetlerinde bize örnek olarak Hazreti Şuayb ’ı anlatıyor.” şeklinde konuştu.
“Evliliği geciktirmenin en büyük sebebi cahili adetlerdir”
Evliliği geciktirmenin en büyük sebebinin cahili adetler olduğuna vurgulayan Şimşek, “Maalesef evlilikler geciktiriliyor ve evlilikler önünde ağır şartlar konulmaktadır. Evliliğin gecikmesinin sebeplerinin başında cahili adetler gelmektedir. Bizim adet ve değerlerimize uymayan birçok düşünce, hayata bakış tarzı toplumumuza girmektedir. Bundan dolayı birçok gencimiz geç evlenmeyi bir maharet ve avantajmış gibi saymaktadır. Evliliği geciktirmek Peygamber Efendimizin sünnetine aykırıdır.” diye belirtti.
Şimşek, “Evliliği geciktirmenin sadece suçluları gençler değildir. Gençlerin önünde koyduğumuz ağır şartlar ve istekler var. Evlenme isteği olan gençleri de farkında olmadan adeta vazgeçiriyoruz. Eğer engel olursak harama gidilen yollar sonuna kadar açıktır. Gençlerimizi harama sevk etmeyelim. Batının da istediği budur. Gayri meşru evlilikler olsun diye çabalıyorlar. İçine girdiğimiz sıkıntıların sebebi ağır şartlar ve taleplerdir.” dedi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.