Hüseyin KAYA
Akıl almaz yasak
İnsanlar bazen öyle bir ideolojik körlük içerisine giriyorlar ki, başkasını eleştirirken kendileri ne hale düşüyor farkına varmıyorlar.
Bir ayna tutsalar kendilerine ya da çevrelerine şöyle bir göz ucuyla baksalar başkasını eleştirmekte bu kadar cüretkar davranmazlar belki.
Tabii halen vicdan gibi değer ölçülerini yitirmemişler için bu söylediklerimiz. Bir insanda insaf ve vicdan devreden çıkarsa her şey çıkarlara göre şekil alır.
Dikkatimi çeken bir haberden yola çıkarak yazıyorum bunları.
Haberin başlığı şöyle: “Akıl almaz yasak!”
Detaylara bakıyorum.
Türkiye'nin BM daimi temsilcisi maslahatgüzarı Rauf Alp Denktaş şöyle demiş: “PKK/PYD/YPG, BM raporunda belirtildiği gibi Arapça öğretimini yasaklıyor.”
Buna da “Akıl almaz yasak” başlığını uygun görmüşler.
Doğrudur bu akıl almaz bir yasaktır; ama aynayı birazcık kendinize tutsaydınız bu “Akıl almaz yasak” uygulamasına çok önceden imza atmış olan Kemalist sistemi görürdünüz.
Hatta ne ilginçtir ki, yine Suriye'de Kemalizm'in öncüsü durumundaki İttihatçılar 20 yüzyılın başlarında Arapça öğretimi yasaklama girişiminde bulunmuşlardır.
Ve Kürtçe yasakları…
Yanlış yönetilen ve PKK'ye silahlı vesayet imkanı tanıyan “Çözüm süreci” kapsamında “kerhen” verilen kimi haklar şu anda kullandırılmayarak eskiye dönüş için adımlar atılmaktadır.
Evet, akıl alır gibi değil; ama Kürtler Kürtçeyi ancak “seçmeli ders” olarak alabilir; ama bilinçaltının ve malum ittifakın sonuçlarından biri olarak Kürtçe öğretmenliği için kadro açılmaz ve haklar sadece kâğıt üzerinde kalır.
Doğru, PKK'nin yaptığı “Akıl almaz bir yasak”tır; ama zaten biz PKK uygulamaları için “Kemalizm'in Kürtçesi” demiyor muyduk?
Siz şimdi çıkmış Kemalizm'in Kürtçesini sorguluyor; ama Kemalizm'in aslından gelen uygulamaları meşru, hukuki ve insani gösterme çabasına girişiyorsunuz.
İşte asıl “akıl almaz olay” diye buna demek lazım.
MÜSVEDDE
“Müsvedde” sözlükte şöyle tanımlanır: Yazı taslağı, karalama; bir şeyin kötü benzeri; insanın beceriksizi…
Son zamanlarda yine kullanılmaya başlanınca bu kelimeyi gündemimize aldık.
Hatırlarsanız Erdoğan ile Gülen arasında çekişmeli süreç başladığında ve başarısız yargı darbesi sonrası Başbakan Erdoğan, Gülen için “Alim müsveddesi “demişti.
Gülen bağlantılı işadamları derneği TUSKON'un başındaki isim olan Rızanur Meral de Erdoğan'a cevap olarak “Yakında kimin asıl kimin müsvedde olduğunu herkes görecek” şeklinde bir tehdit savurmuştu.
Birkaç gün önce de Erdoğan, Komedyen Metin Akpınar ile Müjdat Gezen'in sözlerine karşılık “Sanatçı müsveddesi” dedi.
Bu kez Erdoğan'a cevap Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri arasında şu cümle dikkatimizi özellikle çekti: “Müsveddenin ne olduğunu öğrenmek istiyorsan aynaya bak gerçek müsveddeyi göreceksin"
Doğrusu FETÖ'cü Rızanur Meral'in cevabının arkasında bir hesap vardı. Nitekim 15 Temmuz darbe girişiminde bu ortaya çıktı. Darbeci grup sadece Erdoğan'ı değil herkesi ve her şeyi “müsvedde” görüp aslın, yani Gülen'in gelmesi için hazırlık yapıyorlardı.
Gelelim Kemal Bey'e…
Erdoğan siyasete girdiğinden beri başarılı oluyor ve bu yolda adım adım devletin tepesine kadar çıktı.
Peki ya sen?
Dokuz seçim kaybetmişsin, seçimle değil, selefinin bir kasetle gitmesinden sonra genel başkanlığa gelmişsin.
O yüzden..
Erdoğan'ı tek adamlıktan dolayı, otokrat dilinden dolayı, Gülen grubuyla eskiden kurduğu ilişkilerden ve “Ne istediniz de vermedik” politikasından, adaletsiz kadrolaşmadan dolayı eleştirebilirsin; ama müsvedde dediğinde biri de “aynayı kendine tut” der ve diyeceğin bir şey kalmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.