İçinde yaşadığımız yüzyıl bilişim çağı olarak adlandırıldı. İnsanlar kendilerini teknolojik ürünlerin kucağına atıp, mutluluğu, huzuru orada aradılar amma velâkin bırakın huzurbulmayı eldeki huzurdan da olundu. Bizim yaşamımızı kolaylaştırması için icat edilen teknolojik ürünler hayatımızı zorlaştırdı, sıkıntımızı ve stresimizi artırdı.Baksanıza çevrenize, yüzü asık insanların sayısı arttı, hastanelerin psikiyatri servisi artık en çok hasta alan birime dönüştü, antidepresan ilaçlarının satışı senelik 50 milyon kutuyu aştı.Televizyon izlenme oranı %70 artmış durumda. Play Station dünyanın en büyük şirketleri arasında. Çocukların çoğu, zamanlarını internette geçiriyor. Daha fazla olumsuz durumlara yer vermeyeceğiz. Bu kadarını da meselenin önemini kavrayıp önlemler alınması için verdik.

Başta gezegenimizi soluyan insanlık, özelde bizim insanımız manevi buhranlar yaşıyor. Manevi havamız bozuldu, bunun birçok nedeni var. Biz bu yazımızda kaybolmaya yüz tutan sohbet geleneğimizi ele alacağız,sohbet eksikliğinin ruhumuzda ne tür tahripler meydana getirdiğine bakacağız.

Yıl 1961 Amerika'da Roseta adlı bir İtalyan kasabasında, çok az kalp krizi yaşandığını fark eden bilim adamları, bu kasaba üzerine araştırma yapmaya başlıyor.Uzun araştırmalardan sonra görülüyor ki kalp krizine sebebiyet veren çoğu etken kasabada mevcut. Ama insanların güçlü arkadaşlık, aile ve akrabalık ilişkileri insanları mutlu, stressiz ve sağlıklı yapıyor. Bu durum da kalp krizini engelliyor.Kasabada yaşayan insanlar birlikte yemek yiyor, etkinlikler yapıyor, sık sık sohbet ediyor, birbirlerini ziyaret ediyor. Birbirlerine psikolojik destek veriyor. Stres oranları çok düşük.

Bu araştırma bir kez daha gösteriyor ki insanı sağlıklı yapan en büyük unsur diğer insanlar ile kurduğu ilişkilerdir. Ünlü psikiyatrist Kemal Sayar'ın ifadesine göre kanser vakalarınınbirçoğunun oluşum nedeni içe yönelen öfke olmasıdır. Yani insanın konuşması gereken yerde konuşmayıp içine atması kanser olayını tetiklemektedir.

İnsan her şeyden önce ailesiyle, akrabalarıyla, arkadaşları ve diğer insanlarla öyle ya da böyle iletişim halindedir. Çünkü insan sosyal bir varlıktır. Sohbetlere katılmak ya da karşılıklı muhabbet etmek çok ama çok önemlidir. Buradan da anlıyoruz ki sağlıklı iletişim en büyük iyileştiricidir. Dünya da yalnız yaşanmıyor, hayat bir başkası ile güzel oluyor. Bugün en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey ilaçlar değil, bizi dinlemeye hazır ortamlardır. Bu ortamların oluşması için teknoloji ile ilişkimizi minimum düzeye düşürmeliyiz. Bu ortamların meydana gelmesi için çaba sarf etmeliyiz, sohbet ortamından kastımız birinin konuştuğu diğerlerinin dinlediği ve bitince evlerimize dağıldığımız sohbetler değil, bu da yapılabilir fakat ruh sağlığını iyileştiren sohbet ortamında karşılıklı diyalogun olduğu, herkesin kendisini ifade ettiği, konuşurken eleştirilme, yargılanma korkusunun olmadığı sohbetten söz ediyoruz.

Sonuç olarak kalbimize sonsuz Yüce Yaratıcının muhabbetini koymalıyız. O bize birçok sağlıklı sohbet, karşılık muhabbet yolları gösterecektir. İçinde yaşadığımız buhranlı çağa da aşk dolu muhabbetler armağan etmemiz mümkün olacaktır böylelikle. Güzel bir sloganla bitirelim sevgili ve pek kıymetli okurlar: İyileştirici parolamız AkşamaSohbete Bekliyoruz

Vesselam…