Mehmet GÖKTAŞ
Alacaklarımı getirin, vereceklerim benden yana helâl ü hoş olsun
İlk işittiğinizde; amma da cömert ve bağışlayıcı birisi diyorsunuz fakat biraz düşününce hiç de öyle olmadığını anlayıp gülüyorsunuz. Zaten Nasrettin Hoca'nın söylediği rivayet ediliyor. Hocamız ya her zamanki gibi espri yapmıştır ya da dili sürçmüştür, yoksa bu kadar bencil ve gözü açık değildi diyorsunuz.
Fakat şu bizim devlet gözümüzün içine baka baka böyle diyor ve çoğu zaman da böyle yapıyor; Alacaklarımı getirin, vereceklerim benden yana helâl ve hoş olsun diyor. Bireylerin kendisine yönelik suçlarını asla es geçmiyor hem de suçların en büyüğü olarak görüyor. Cezaevlerinin doluluğundan veya toplumsal barış bahanesiyle arada bir af çıkarıyor. Fakat bu aftan yararlanamayacakların başına kendisine karşı suç işleyenleri koyuyor. Yani haklarında affetme yetkisi olduğu tek gurup insanı af dışı bırakıyor. Ondan sonra da; “vereceklerim benden yana helâl olsun” dercesine en büyük zulmü ve çarpıklığı icra ediyor, af yetkisi olmadığı kişileri salıveriyor.
Anladığımız kadarıyla Başkan Erdoğan bu çarpıklığı görmüş durumda. Hele bir dönsün, hele bir meclis açılsın ve şu af meselesi resmen ele alınsın bakalım. Devlet şu “vereceklerim benden yana helâl olsun” alışkanlığından vaz geçecek mi?
Aslında bizim af konusundaki itirazımız sadece işin bu kadarına değildir. Başta hapis cezası nedir ne değildir, suçlular hapisle cezalandırılmaya çalışılırken, onların eşlerinin, ebeveynlerinin, çocuklarının suçlarının ne olduğu izah edilmelidir.
Sonra kendilerine karşı suç işlenen insanların mağduriyetleri ne derece göz önünde bulunduruluyor?
Aziz İslam davası uğruna yıllardır zindanda yatanları bu başlık altında değerlendirmekten, onlar için af dilemekten Allah'a sığınırız.
28 Şubat ve benzer despotluklarla zulmün en aşiķârına maruz kalmış bu kardeşlerimiz hakkında 17 yıldır iktidarı elinde bulunduranları Allah'ın gazabına uğrama konusunda bir daha uyarıyoruz. Seslerini duyuracak ve cıngar çıkaracak bir medyaları olmayabilir. Fakat en fısıltılarını, hatta kelimelere dökmedikleri hüzün ve şikâyetlerini duyurabilecekleri bir Rablerinin olduğu unutulmamalıdır.
Bir yandan bütün dünyaya ve müstekbirlere meydan okurken öbür yanda sadece içerdeki Kemalist kesimin çıkaracağı şamatadan dolayı mazlum Müslümanlar içerde tutuluyorsa yazıklar olsun sizin yiğitliğinize.
Anlamayanlara bir daha tekrar ediyoruz; biz kimseden af beklemiyoruz. Sadece geçmişteki o karanlık günlerde FETÖ mensubu emniyet ve yargısı tarafından kendilerine tuzak kurulan Müslümanlar yeniden yargılanmalıdır. Çünkü onlara tuzak kuranların hepsi şu anda tutuklu ve hükümlü durumunda.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.