Allah Sevgisi

Allah Sevgisi

De ki: Eğer siz Allah`ı seviyorsanız Bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Al-i İmran / 31)

De ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız Bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Al-i İmran / 31)

Rivayetlere göre; Ayet-i kerimenin nüzul sebebi şöyle nakledilir: Peygamber Efendimiz (s.a.v) K’ab İbni Eşref ile adamlarını İslam’ı kabul etmeye davet ettiği zaman onlar da Peygamberimiz (s.a.v)’e “biz Allah’ın oğulları yerindeyiz, o yüzden Biz Allah’ı daha çok severiz” diye cevap verdiler.

Adamların bu cevabına karşılık Allah (c.c) Peygamber (s.a.v)’in onlara şu mahiyette bir cevap vermesini murat etmiş olmalıdır; “Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, tebliğ ettiğim dini kabul ederek bana uyunuz. Çünkü ben O’nun bildirisini size ulaştıran ve sizinle ilgili hükümlerini açıklayan Allah Resulüyüm. Eğer benim O’nun adına yaptığım davete uyarsanız, O sizi sever ve günahlarınızı bağışlar. Hiç şüphesiz O, bağışlayıcı ve esirgeyicidir. Müminlerin Allah’ı sevmesi, O’nun emrine uymakla, ibadetine koşmakla ve hoşnutluğunu aramakla olur.

Allah’ın mü’minleri sevmesi, onlara merhametle muamele etmesi, onları mükâfatlandırması, günahlarını bağışlaması, onlara rahmet, günahtan korunma ve başarı ihsan eylemesi demektir.

İmam-ı Gazali “İhya-u Ulumiddin” adli eserinde şöyle der; “dört şeyi yapmaksızın dört şeyi iddia eden kimse yalancıdır.”
1- Cenneti sevdiğini söylediği halde ibadet etmeyen kimse.

2- Peygamber Efemdiniz (s.a.v)’i sevdiğini ileri sürdüğü halde âlimler ile fakirleri sevmeyen.

3- Cehennemden korktuğunu iddia ettiği halde günah işlemekten vazgeçmeyen kimse yalancıdır.

Hz. Ali (r.a) şöyle der:

“Cenneti seven kimse iyiliklere koşar. Cehennemden korkan kimse, nefsini aşırı arzulardan alı koyar. Ölümün kaçınılmazlığına inanan kimsenin gözünde dünyalık hazlar önemsizleşir.”

İbrahim el-Havvas’a; “muhabbet nedir?” diye sorarlar.

Şu cevabı verir; “istekleri yok etmek, bütün hacet ve sıfatları yakmak ve kulun kendisinin işaretler denizinde boğulmasıdır.”
İslam’da sevginin çeşitli biçimleri söz konusu edilmiştir. İnsanın insanı (yani mü’minin mü’mini) sevmesi, insanın Allah’ı, Allah’ın insanı sevmesi gibi. İslâm’da her şeyden önce mücerred (ihlaslı) sevgi duygusu yüceltilmiştir. Yunus’un şiirlerinin baş konusu sevgidir. Sevmek, sevilmek, hem de önyargısız, koşulsuz olarak sevmek Yunus’ta ilkedir. Sevgiyi öyle yüce ölçülere bağlamıştır ki, hiçbir olumsuzluktan etkilenmez, yıkılmaz. Yunus’un dediği gibi; “Yaratılmışı severiz Yaradan’dan ötürü” dizeleri, sevgiyi sübjektif ölçülerden, dar kalıplardan kurtarıp evrensel ölçülere bağlamaktadır.

Mevlânâ, sevgiyi insanoğlunun sahip olduğu veya sahip olması gerektiği sihirli güç olarak görmüş ve “Sevgi ile bulanık, tortulu sular arı hale gelir. Sevgiden ölüler dirilir, padişahlar kul olur, bakırlar altın kesilir” demiştir.

Yunus’un da, Mevlânâ’nın da ilham kaynağı hiç şüphesiz İslâm ve onun peygamberidir. Efendimizin buyurduğu gibi; ”Sizden biri kendisi için sevdiğini diğer kardeşleri için de sevene kadar tam iman etmiş olmaz.” Yine Efendimiz (s.a.v) Allah (c.c)’ın kullarına karşı sevgisini şöyle dile getirmiştir; “Allah Teâlâ’nın kullarına karşı sevgisi, şefkatli bir annenin çocuğuna olan sevgisinden daha fazladır.”

İslamiyet’in sevgiye getirdiği yeniliklerden biri de Allah için sevmek ve Allah için kızmaktır. Bu, insanın dar ve çıkarcı ölçülerini aradan çıkarması demektir. Hz. Peygamber; “İmanın en sağlam kulpu Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir” buyuruyor. Birini Allah için sevmek, Allah için sevdiğini hiçbir şey beklemeden Allah için ziyaret etmek Allah (c.c.) katında en büyük ecir vesilesidir.

Allah Resulü şöyle buyurmuştur; “Allah rızası için bir Müslüman kardeşini ziyarete giden kimseye bir melek ardından seslenir; “Kendin de güzel, ziyaretin de güzel. Cennette güzel bir yer senin için hazırlanmıştır.”

Son olarak Abdullah İbni Ömer (r.a) konumuzla ilgili olarak şöyle demiştir; “Ömrüm boyunca bütün gün namaz kılsam, hiç uyumadan geceyi ibadetle geçirsem, malımı parça parça Allah yolunda infak etsem, fakat gönlümde Allah’a itaat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı bir nefret duygusu olmasa, bütün yaptıklarımdan bir fayda göremem.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.