Hüseyin KAYA
Amerika Dünyadan çekilsin
SİYASET GEMİSİ
SOL'A KAYMA MI, YOKSA SOSYALİSTLERİN MERKEZE ÇEKİLMESİ Mİ?
Bundan birkaç gün önce CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimde Beyoğlu için ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'ı düşündüklerini açıklamıştı.
Alper Taş, adaylığı kabul ettiğini açıklayarak “Görüşme olumlu geçti. Sosyalistlerle sosyal demokratların ittifakının gerçekleşmesini istediğimizi söyledik. Bizim açımızdan bir sorun kalmadı. PM'den kararın çıkmasını bekliyoruz” dedi.
Bu ilginç bir gelişme.
Bir süredir “aşırı sol” için siyaset yapma alanı HDP idi. Solun neredeyse tüm tonları “Demokrasi güçleri” adı altında HDP'de siyaset yapmaya başlamışlardı. CHP'nin “eski solculara” adaylık verme şeklindeki bazı hamleleri yetersiz kalmış ve parti “sağa yaklaşmakla” suçlanmıştı.
CHP içerisindeki klik ve hiziplere karşı “alevi delegeye” güvendiği söylenen Kılıçdaroğlu, Alper Taş hamlesiyle hem HDP'ye hem de parti içine bir mesaj verme niyetinde olabilir.
Bir de işin “sosyalistler” açısından ne anlama geldiği konusu var.
“Sosyalizmden sosyal demokrasiye geçmemiz gerekir” diyen Ufuk Uras'ı ÖDP'den tasfiye eden ekibin başı olan Alper Taş, sosyal demokrasinin kıyısına bile yaklaşamayan “Kemalist sol” düşüncedeki bir partide siyaset yapmaya karar veriyor.
Acaba diyorum bu hamle, CHP'nin sola kayması mı, yoksa sosyalistlerin “sol merkeze” çekilmesi mi?
Ya da şöyle sorayım.
Bu bir operasyon mu ve operasyonun arkasında istihbarat var mı?
Sadece sordum.
----------------------------
AMERİKA DÜNYADAN ÇEKİLSİN
ABD, Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silahların denetiminin temelini oluşturan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) çekildiğini açıkladı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yaptığı açıklamada, ülkesinin, Sovyetler Birliği ile 1987 yılında imzaladığı, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan ve nükleer başlık takılabilen füzelerin yasaklanmasını öngören INF'den tek taraflı olarak çekileceğini duyurdu.
Bu ne demek peki?
Bu yeniden silahlanma yarışının başlaması, soğuk savaş döneminin yeni versiyonları ile gündeme gelmesi, uluslararası kurumların değil pakt ve kutupların belirleyici hale gelmesi demektir.
Amerika bu konuda Rusya'yı suçluyor; ama aslında birbirlerinden farkları yok!
İkisi de yasaklı silahları kullanıyor, ikisi de uluslararası hukuku ihlal ediyor, ikisi de vahşi katliamlara imza atıyor, ikisi de silah satma yarışında…
Ama Amerika'nın tüm kurumları devre dışı bırakıp “tek güç” olma hamlelerini unutmayalım.
Önce İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekildi Amerika. Ardından israil ile beraber UNESCO'dan çekildi, fonları kesti.
Bir taraftan Avrupa'dan NATO adı altında para isterken öte taraftan düşünce kuruluşları ve askeri uzmanları aracılığıyla “NATO'dan ayrılmak”tan söz ediyor.
BM için “çok masraf yapıyoruz, değmiyor” anlamına gelen mesajlar vererek oradan da ayrılmanın alt yapısını oluşturuyor.
Dünyadaki kurumlardan ayrılıp “yalnız ve en büyük güç” olarak dünyaya ayar vermeyi düşünüyor; ama işi çok zor.
Ben daha pratik bir öneride bulunayım.
Amerika dünyadaki kurumlardan ayrılacağına dünyadan ayrılıp uzayda yeni yaşam alanları oluştursun. Oralarda kimse onun şeytanlığından haberdar olmadığı için uzuuun bir süre rahatça yaşarlar…
Böylece dünya da yeryüzünü yaşanmaz kılan bu şeytanın müşahhas halinden kurtulmuş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.