Mehmet GÖKTAŞ
Amerika'yla düşmanlığımız, Rusya'yla dostluğumuz
İnsanımızın önemli bir gündemi de bu konu. Son günlerde kaç defa Putin – Erdoğan görüşmesi oldu biz de şaşırmış vaziyetteyiz.
Buna mukabil Amerika'nın ihanetlerini de sayamaz olduk. Aramızda sadece resmi bir savaş ilan edilmediği kalmış, bunun dışında savaşın diğer her çeşidi olanca hızıyla sürmekte.
Başlıkta da belirttiğim gibi şu günlerde Amerika düşmanlığımız ve Rusya dostluğumuz zirve yapmış durumda. Çoktandır göstergeler bu istikamette seyrediyor. Yapılan birçok ankette, hatta bizzat ABD tarafından yaptırılan anketlerde Türkiye insanının Amerika'ya en çok düşman olan halkların başında geldiği belirtiliyor.
Rusya'yla olan yakınlaşmamız da nazar değmesin seviyelerinde seyrediyor.
Fakat benim bu konuda tereddütlerim var. Yani mesele hiç de göründüğü gibi değil. Amerika'nın bunca ihanetine rağmen, Diyar-ı İslam'ın birçok yerini virane ve kan gölüne çevirmiş olmasına rağmen Türkiye insanının Amerika'ya olan düşmanlığının sahih olmadığı düşüncesindeyim. Bu düşmanlığı şöyle biraz kazıdığınızda altında bir muhabbet, bir hayranlık yattığı kanaatindeyim. Bir başka deyişle; anketlerde göründüğü söylenen bu düşmanlığın, bu karşıtlığın en ufak bir jestle kayboluvereceğini düşünüyorum.
Şehirlerimize bir bakar mısınız; İş yerlerimizin isimlerinden tutunuz da içerisini dolduran ürünlere, giyindiğimiz elbiseden ayakkabıya, sigaramızdan pizzamıza kadar Amerika'yı çağrıştırmayan neyimiz var?
Beyazsaray lokantası, kafesi, Beyazsaray pastanesi veya Amerika'ya ait sembollerin isimlerini taşımayan kent merkezlerimiz var mıdır acaba?
Peki bu ülkede Rusya'nın sembollerini isim olarak kullanan bir yerler gördünüz mü? Mesela Moskova lokantası, Kremlin pastanesi, KGB ayakkabıları, çantaları?
Rusya'ya karşı bu şekilde soğuk ve mesafeli duruşumuzu geçmişe bağlayabiliriz. Kafkaslarda, Balkanlarda yaptığımız savaşlara, Rusların sıcak denizlere inme arzusuna ve nihayet Afganistan işgaline ve Çeçenistan zulümlerine ve en son Suriye müdahalesine bağlayabiliriz.
Ve aramızdaki bu soğukluğu bir de Komünizme bağlayabiliriz. Bence düne kadar Rusya ile aramızdaki mesafede, soğukluk ve düşmanlıkta en büyük payın Komünizm olduğu kanaatindeyim. Bunun böyle olması gerektiğini düşünenlerimiz olabilir.
Fakat komünizm bahanesiyle söz konusu düşmanlığı böylesine sertleştiren ve uzatan, hatta bunu kutsal bir inanç haline getirenin Amerika olduğuna inanıyorum.
Demek istediğimiz odur ki birinci derecede düşmanlığı Amerika hak ettiği halde bakmayın anketlere şu anda biç de öyle değildir.
Aslında Amerika'nın bir başka başarısı da budur. Viraneye, kan gölüne çevirdiği ülkelerin zavallı insanlarına kendisini sevdirmeye devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.