Mehmet GÖKTAŞ
Amma velakin
Birisini dinlerken veya bir yazısını okurken bazı kelimeler vardır, cümle içerisinde sıra ona gelmişse bir şeylere hazır olacaksınız demektir.
‘Amma velakin' kelimeleri de bunlardandır. Eğer dinlemekte olduğunuz kişi su gibi anlatımının bir yerinde ‘ammaa' demişse, ‘velakin' demişse bir viraja hatta bir u dönüşüne gelmiştir, hazırlıklı olun, iyi tutunun ki savrulmayasınız.
Böylesi virajlar ve dönüşler aslında heyecanlı muhataplar için çoğu zaman bir üzüntü, bir sükut-u hayal olur, ister ki söz aynı hızla akıp gitsin, nereye varacaksa varsın.
Fakat konuşan sorumlu birisiyse u virajı almak zorundadır.
Biliyorum sözü fazla uzattım. Suudi Arabistan ve Suud hanedanı hakkında frene hiç basmadan konuşacağınız ne varsa konuşacaksınız, fazlasıyla hak ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlerken bir kaç defa üzerine basa basa ‘Hadimü'l Harameynişşerifeyn Kral Hazretleri' demesi dikkatimi çekti, sizin de çekmiştir elbette. Sadece bu değil, cinayet olayında Suud hanedanının üzerine üzerine gidip köşeye sıkıştıracağını beklerken bizim biriken öfkemizi tatmin edecek çıkışları yapmıyor. Belki de bunu ince bir siyasetle yapıyor olabilir. Nitekim bu şekilde yorumlayanlar da var.
Biliyorsunuz biz hiç tereddüt etmeden Hainü'l Harameyn' dediğimiz gibi söz konusu hanedanı bugün İslam Ümmeti için en büyük bir fitne olarak görüyoruz.
Belki Cumhurbaşkanından da bu kadar olmasa da buna yakın bir ifade beklediğimiz oluyor.
İşte tam burada karşımıza ‘amma velakin' kelimeleri, bir viraj çıkıyor. Daha sonra da ‘sorumluluk' meselesi hatırlanıyor.
Bizler gibi yazıp konuşanlar da dahil olmak üzere belki herkesin kendisine göre sorumluluğu vardır amma baştakilerin siyasi sorumlulukları çok daha önemli olmalı ki Trump “Bana bak Kral...” derken bizimkiler de böyle bir dil kullanıyor. Her halde bir bildikleri vardır demek düşüyor.
Öyle ya, şu anda bir gerçek var ki, Ümmetin Kıblesi orada, Mekkesi Medinesi orada, ticareti orayla.
İyi ki herkes aynı derece sorumlu değil, iyi ki frene basmadan yazanlarımız, konuşanlarımız var. Yoksa öfkemizi nasıl dindirirdik.
Suud'a hain demeden, Sisi'ye firavun demeden, Trump'a sapkın bunak demeden biz nasıl durabilirdik?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.