Başbakan Erdoğan “Analar Ağlamasın” temalı Anneler Günü etkinliğinde yapmış olduğu konuşmada “Anneler evlatlarına hep sarılabilsin, annelerin duası makbuldür, tüm annelerden dua bekliyoruz” gibi söylemlerde bulundu.
Sayın Başbakan, acaba hangi annelerden dua bekliyordu?

Yalnızca Allah’a kul olup insanlığı sömüren tüm ideolojileri reddettikleri ve sistemin adamı olmayı kabul etmedikleri için zindanlarda yatan bu zamanın Said-i Nursilerinin, Şeyh Saidlerinin annelerinden mi?
Üstelik yürekleri daha fazla evlat hasreti çeksin diye evladı diyar diyar sürgün edilen ve yıllardır evladını göremeyen annelerden mi?

Başbakan, anneler evlatlarına hep sarılabilsin diyor.
İşte bu analar, evlatlarına sarılamıyor Sayın Erdoğan.

Hatta bu anneler evlatlarını bir kez görmek için canlarını feda etmeye hazır olduklarını söylüyorlar.
Üstelik o anaların yürekleri yalnızca evlatlarına kavuşamamaktan yanmıyor.
Evlatlarının haksız yere demir parmaklıklar ardında yatışlarına, mazlum oluşlarına ve bir anne olarak hiçbir şey yapamayışlarına yanıyor.

Başbakan, anaların duasının kabul olduğuna belli ki inanıyor.
Peki ya evladına hasret bırakılan bir ananın yanık yüreğiyle Başbakana dua yerine beddua edebileceğine ve mazlumun bedduasının da geri çevrilmeyeceğine de inanıyor mu?
Çünkü evlat ananın etinden değil, yüreğinden bir parçadır.
Candır evlat.

Karşılıksız, katışıksız bir sevgidir.
Bir ananın uğruna canını dahi ortaya atacağı bir sancıdır evlat.

Üstelik bahsini ettiğimiz analar, toplumdaki fahşa ve münkerin etkisi ile bozulan nesillerin ıslahına kendisini adayan; bu uğurda zevkinden, rahatından, keyfinden geçen evlatlar yetiştirdikleri için cezalandırılıyorlar.

Binlerce insanın katili olanların anaları bile düşünülürken hak ve hakikat yolcularının analarına karşı kalpler kaskatı kesiliveriyor.

“Anneler evlatlarına sarılabilsin” diyen Erdoğan, hasta yataklarındayken evlatlarına son kez sarılma taleplerinde bulunan Rana ananın, Şerife ananın, Sabiha ananın ağıtlarını ve yakarışlarını neden duymadı?
Bu analar son kez evlatlarını göremeden Rahman’a kavuştular.
Bu anaların ahıyla Allah’ın huzuruna çıkacaksınız Sayın Erdoğan!
Sizi Allah’a şikâyet edecekler.

Bu kuru söylemlerinizle siz birçok insanı ikna edebilirsiniz, fakat Allah’ı kandıramazsınız.
O anaların bir Allah’ı var.

Hem de hak ile batılı birbirine karıştırmaya çalışanların hilelerini boşa çıkaracak olan, kişinin kalbi ile söylemleri arasına giren bir Allah…

Mahşer günü kalpleri yarıp içindeki niyetten insanı hesaba çekecek olan Allah…
Bu mazlum analar bu dünyadan göçüp gitseler de Peygamberlerin mirasına sahip çıkan evlatlar yetiştirdikleri için onların soyları kesilmeyecek, amel defterleri kapanmayacak. Onların gözlerinden damlayan her bir damla yaş, tüm beşeri sistemleri at üst edecek olan tohumları yeşertecek.

Yeni nesiller, onların yanık yürekleriyle ettikleri “Ya rabbi! Sen Muhammed ümmetine yardım et, nesillerimizden imanlı insanlar çıkart!” dualarıyla şekillenip kıvam bulacak.