Yasin DEMİR
Anayasa hazırlamalarındaki temel yanılgı ve sonraki tehlike
Yasalar insanlar içindir. İnsan ve insanlık nasıl evrensel bir olgu ise, “Anayasanın da” evrensel olma zorunluluğu vardır. Evrensel bir olguya (insanlığa) yerel sınırlamalar getirmek kaosun başlangıcıdır.
İnsanlığın evrenselden yerele doğru bileşenleri olduğu gibi, Anayasa'nın da evrenselden yerele bunlara hitap eden alt kısımları vardır. Hukuk literatüründe bunlara “Yasal Düzenlemeler Hiyerarşisi” denir. Anayasa-Yasa-Tüzük-Yönetmenlik-Yönerge ve yargı kararları (kesinleşen yargı kararları kanun niteliği kazanır) şeklinde kısımlara ayrılır.
Bir devletin şekli, rejimi, kurum ve kuruluşları, hukuksal ve idari mekanizmaları ve diğer bütün detayları zaten “Anayasa” dışındaki yasa metinlerinde yer alıyor. Ayrıca anayasada tekrarlanması hem anayasanın “evrensellik” niteliğini zedeler hem de o ülkenin manevra kabiliyetini kısıtlayıcı sonuçlar doğurabilir. Sırf bu yüzden İngiltere gibi küresel emelleri olan ülkeler kendilerini “yazılı anayasa” ile bağlamazlar. Ama yüzbinlerce maddelik başka yasal düzenleme metinleri vardır. Bu yüzden İngiltere yazılı Anayasası olmayan ülkelere örnek verilir. Öte yandan “Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin hem isminde hem anayasasında demokrasi ve cumhuriyet ifadesi geçer fakat gelişmişlik düzeyi açısından dünya devletleri arasında son sıradadır. İngiltere, Hollanda gibi ülkeler de resmiyette “Krallık” tır. Suriye, Libya gibi ülkeler güya halk Cumhuriyetiydiler. Fakat Ziya Paşa'nın deyişi ile “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…” eserler ise ortadadır.
İslam Ümmetinin bir parçası olarak Türkiye'nin hem Ümmetsel hem de küresel hedefleri vardır veya olmalıdır. Yerel nitelikli bir anayasayı taşıyamaz. Bugün neden Anayasa'yı değiştirme ihtiyacı var, geçmiş Anayasalar neden eleştiriliyordu? Sorun yenilenmemelidir.
Çok maddeli, belli kesimleri önceleyen, öteleyen metinler “yasa” olabilirler ama “Anayasa” olmazlar. Eşyanın tabiatına ve fıtrata aykırı olur.
Yegâne kanun koyucu Allah'tır(cc) ve insana bir “Anayasa'nın” nasıllığına dair yol göstermiştir. Misalen;
- Bütün matematiğin, hesabın, mühendisliğin anayasası sadece “9” rakamdır.
- Bütün dünya dillerinin konuşmalarının, yazımlarının Anayasası 25-30 harftir.
- Bütün dünya müziğinin anayasası 8 notadır. Tüm renkler 3 rengin terkibidir. Bütün evrendeki maddeler 100 küsur elementten oluşur. İnsanın bütün hissiyatı, algıları 5 duyu organı üzerinden gerçekleşir. Bu Kevni (Doğa-Tabiat) Anayasa her alanda böyledir. Aynı şekilde vahyi Anayasada da (Kur'an-ı Kerim) bu üslup ve usul vardır. Kur'an-ı Kerim'den çıkarabiliyor. Şirk ve tevhid konuları hariç, ahkâm ayetleri te'vil ve tefsir edilebilir niteliktedir. Evrenseldir. “çok” olarak da nitelenemez… Kaynaktır.
Nerede olursa olsun bir anayasa eşyanın tabiatı ve insanın fıtratı ile uyumlu olmalıdır. Resulullah Aleyhisselam Efendimiz -haşa- boşuna “din fıtrattır” buyurmamışlardır. Millet'e memlekete huzur duası ile Allah'a emanetsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.