Anız yakmanın Kyoto Çevre Protokolünü ihlal ettiğini belirten Jeoloji Yüksek Mühendisi Ümit Işık, anız yakmanın organik ve inorganik tüm maddeleri yok ettiğini, bununla birlikte toprağın mineralojik yapısını bozduğuna dikkat çekti.

Jeolog Işık, “Anız yangınları devam edecek olursa bir karış toprağa muhtaç kalacağız. Ne yazık ki bölgemizde bilinçsiz çiftçilerimiz anız yakarak toprağın verimli tabakasını yok ediyor. Anız yangını yaşayan tüm canlıların yaşam alanına olumsuz yönde müdahale etmektedir. Anız yakıldıkça toprağın su ve element tutma kapasitesi de düşmektedir. Bu yanlış uygulama dolayısıyla çiftçi yıllar geçtikçe topraktan verim almak için daha fazla gübre kullanmak zorunda kalacak. Bu durum beraberinde büyük çevre sorunlarını getirecektir.” dedi.

“Geleceğimizi düşünüyorsak toprağı yakmayacağız”

Anız yangınlarının doğaya saldığı başta karbondioksit olmak üzere anız dumanındaki sera gazlarının Kyoto sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini savunan Işık, “Bilindiği üzere Japonya’nın Kyoto kentinde 1997 yılında imzalanarak 2005 senesinde yürürlüğe giren BM şemsiyesi altındaki Kyoto sözleşmesini 2009 yılında Türkiye’de kabul edilmiştir. Batman ve bölge illerdeki anız yangınlarının çevreye saldığı karbondioksit ve diğer sera gazları bu sözleşmeye aykırılık teşkil ediyor. Kurumlarımızın anız sorununa ciddi şekilde eğilmeleri gerekiyor. Çiftçilere bu konuda ciddi yaptırımların uygulanması gerekir. Belki de ilk akla gelen destekleme primlerinin kesilmesidir. Geleceğimizi düşünüyor isek toprağı yakmayacağız.” diye ifade etti.

“İluh deresi büyük bir çevre sorunudur”

Batman’ın kronikleşen İluh Deresi ıslahına da değinen Işık, İluh deresinin toprak ve yeraltı su kirliliğine yol açtığını ifade ederek, “İluh sorunu Batman’ın kangrenleşmiş sorunudur. Uydu çağında hâlâ ıslah edilmeyen bir deremiz bulunmaktadır. Yıllarca çözüldü, çözülecek denildi ama çözüme kavuşmadı. Eğer İluh ıslah edilmez ise Batman’ı gelecekte büyük tehlike bekliyor. Herkesin şunu kabul etmesi gerekir. İluh deresi büyük bir çevre sorunudur. Yeraltı suları başta olmak üzere insanların temas halinde olduğu toprağın CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) destekli programlarla kirlilik haritası çıkarılarak kirlilik seviyesinin belirlenmesi ve kirliliğin minimum düzeye indirilmesi için çalışmaların yapılması gerekmektedir.” diye konuştu. (İLKHA)