Abdullah KAVAN
Ankara'da bomba ve “fay” hattı
Ankara'nın kalbinde patlayan bomba'nın yankıları sadece Türkiye'de değil tüm dünyada hissedildi. Bunun nedeni de Türkiye'deki gelişmeler, Suriye nedeniyle tüm ülkeleri, özelde de küresel güç konumunda olan devletleri alakadar etmektedir. Zaten bu bombayı “tek düzey” üzerinden değerlendirmek yanlış olur. Bunun birçok iç ve dış ayağı vardır. Özellikle uluslararası ölçekte, Türkiye'yi sıkıştırmak isteyen güçlerin bir hesap dengesi doğrultusundadır. Bu bomba Rusya'ya, Almanya'ya, ABD'ye, Çine, İran'a, Fransa'ya ve daha birçok ülkenin Ortadoğu'daki hesapları olan ülkelere yaramıştır. Bu tür bomba'larla Türkiye'nin de Mısır, Irak, Tunus, Libya, Suriye gibi bir iç savaşa doğru gittiği imajını uyandırmak istemekteler. Bunu yaparken de bu bomba'nın Ankara gibi bir başkentte olması; bu mesajı en kuvvetli bir şekilde yerine ulaştırmak içindir. Ekonomik alanda yatırım yapmak isteyen ülkelere, “istikrarsızlık” mesajını vermek istemekteler. Bundan dolayı da bu bomba'nın patlatılması hepsinin işine yaramış, hepsinin de parmağı olabilir. Türkiye'nin iç ve dış dengelerini hesaplayanlar bu bomba'nın patlatılmasını da istemişler.
Türkiye'nin iç dengelerine göz attığımızda, bu dengeler üzerine hesap yapanlar bu tür bomba'larla “blok” oluşturmak istemekteler. Toplum içerisinde “fay hatlarını” derinleştirmek istemekteler. Seçim sonrası etnik kimlik üzerinden Türk- Kürt çatışması üzerinden bu fay hatlarını oluşturmak için her yolu denediler. Ancak halk bu plan için hazır değildi ve iki taraflı halkın sağduyusu nedeniyle bu plan suya düştü… Bu tutmayınca da toplumda zemini hazırlanmış “sağ-sol” blok'u üzerinde çalışmaktalar. Bu tür bomba'larla belirli bir zemine gelen “sağ-sol” bloklar kesiminde “duygu kırılmaları” yaşatarak neticeye varmak istemekteler. Bunun yankılarını da birkaç gün içerisinde daha fazla görüyoruz. Güçlü olan sağ blok'a karşı mağduriyet rolüyle, sol blok'u bir araya getirmek ve sağ blok'la eşitleme hesapları peşindeler. Şayet bu bomba sağ blok'u temsil eden bir miting'de patlamış olsaydı; zayıf olan “sol blok” tamamıyla erimeye yüz tutacaktı. Ancak gerek Suruç'ta, gerek Diyarbakır'da en son Ankara'da patlatılan bombaların “sol blok'u” temsil eden gruplar içinde patlatılması tesadüfî değildir.
Sol blok'u birleştirme ve güçlendirme hamlesi olarak görülen bu olayda, sesi en çok çıkan partiler CHP ve HDP oldu. Hatta CHP'nin sesinin daha çok çıkması gerekirken, HDP'nin sesi malum medya tarafından daha çok öne çıkarıldı. Bununla da ihtiyaçları olan 1 Kasım'daki seçimde “baraj korkusunu” yenmek istediler. Zira HDP, terör olaylarından dolayı ciddi oy kayıplarına uğradığı görülüyordu. Bu hesaplar peşinde olan S. Demirtaş'ın da olayın ilk saatlerinde, henüz hiçbir şey ortada yokken “üzerlerine kan sıçramıştır” açıklaması yaparak hükümeti suçlaması bu hesap içindi. Toplumdaki fay hattını daha derinleştirmek ve duygu patlamasını hesaplayarak ölü sayısını da fazla söyleyerek; adeta programlanmış bir zihniyetle, bildik nakaratlarla malum açıklamayı yaptılar. Konjonktür içerisinde kendisine verilen görevi yerine getirmiştir. Oysa kendisi de biliyor ki bu bombadan “oy bazında” en çok zararlı çıkacak olan mevcut hükümet olurken, parti'si olan HDP en kârlı çıkandır. Bu faydayı daha önce Diyarbakır mitingindeki bombadan da biliyorlar.
Neticede; herkesin içinde bulunduğu gemiyi ilgilendiren bir meselede, parti'lerin tutumları ve olaya yaklaşmaları da gariptir. Devletçi olarak kendini gösteren Bahçeli'nin olay sonrası, Davutoğlu'nun görüşme isteğine “hayır” cevabını vermesi, ondan sonra da Kılıçdaroğlu'na da aynı tavrı takınması ve hala oy hesaplarını yapması da gariptir doğrusu. Parti'lerin lider konumunda olanlar, eğer toplumsal bir meselede “mutabakat” gösteremiyorsa bu “toplusal fay hatlarının” derinleşmesinin baş müsebbipleridirler. Ve bu coğrafya üzerinde operasyon yapmak isteyenlerin değirmenlerine su taşımaktalar. Bu liderlerin bazılarında “öngörüsüzlük” ve ferasetsizliklerinden söz edilebilirken, bazıları da bu iş için vazifelendirilmiş ve başa getirilmişler. Toplumdaki fay hatlarını daha da derinleştirmek ve kendi çıkarları doğrultusunda sonuca ulaşmak için...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.