Hüseyin KAYA
Aradaki fark
Hani eskiden bir reklam vardı, çok dikkati çeken.
“Yok birbirimizden farkımız; ama biz bilmem ne bankasıyız” diye…
Neden mi bu reklamı hatırlattım?
Ak Parti İzmir Belediye başkan adayı Nihat Zeybekci'nin söylediklerinden dolayı…
Şunları söylemişti Zeybekci:
“Bugün İzmir ile ilgili şunları duymuyor değilim: "Rakımıza dokunma"… Eyvallah. Bugün insanların özgürce içkilerini içebildiklerini ben biliyorum. AK Parti'deki arkadaşlarımız bugün içkisini içebilen, namazını da kılabilen, günü geldiğinde orucunu tutabilen bir hoşgörü alanına sahiptir.”
“Ne var yani bunda?” diyorsunuz tabii.
Doğru, bir şey yok!
Ak Parti'de Zafer Üskül gibi liberaller de, Ertuğrul Günay gibi solcular da, Ramazan ayında kadınlarla havuz keyfi yapan Kutalmış Türkeş gibi sağcılar da, Ahmet Türk ile iyi bir “Rakı sofrası” arkadaşlığı bulunan Dengir Mir Fırat gibi sermayedarlar da vekillik yaptı.
Yani Ak parti içinde “içkisini içebilen, namazını kılabilen, günü geldiğinde orucunu tutabilen” üyeler vardır, doğru.
Ama…
“Aması” şu ki, Ak partide “böyleleri” varsa, Ak partililer “Hem içtiğini hem de namaz kıldığını” söyleyen Muharrem İnce'ye neden tepki gösteriyorlardı?
Yani bu “yaman bir çelişki” değil mi?
FIRTINA YAKLAŞIYOR
Herkes Fransa'yı ve solcu “Sarı yelekliler”i konuşuyor.
“Sol cenah”tan devrim şarkılarını yüksek sesle söylemeye başlayanlar var bu günlerde.
Ama bir şey gözden kaçırılıyor: Aşırı sağ yükseliş…
En son İspanya seçimlerinde Endülüs özerk bölgesinde sol iktidarın devrilmesine sebep olanlar oylarını artıran aşırı sağ parti oldu.
Sol sesini yükseltiyor; ama aşırı sağ yükseliyor.
Almanya'da çeşitli suçlardan haklarında tutuklama kararı bulunan 467 aşırı sağcının izlerini kaybettirdikleri için tutuklanamadıkları açıklanmış.
Aşırı sağın hem Alman istihbaratında hem de Alman ordusunda izlerine rastlanmıştı bundan bir süre önce.
Evet, fırtına yaklaşıyor Avrupa için.
Suriye'de yeniden silah kullanmayı öğrenmiş aşırı sol grupların geri dönmesi ve şiddete zaten eğilimli aşırı sağ grupların harekete geçmesine çok fazla zaman kalmadı.
Varsın “Sarı yelekliler” zafer kazandıklarını düşünsün; ama bu yaklaşan fırtınayı engellemeyecek.
SÖZCÜKLERİN SİYASİ SÖZLÜĞÜ
Kimi sözcükler var ki, siyasetteki karşılığı farklıdır.
Özellikle Avrupa ve Amerika'nın siyasi gelişmeler ve olaylar üzerine söyledikleri kesinlikle olduğu gibi anlaşılmamalıdır.
Mesela “Dikkatle takip ediyoruz” sözü, “Her şey istediğimiz şekilde gelişiyor” demektir.
“Gelişmelerden kaygılıyız” sözü, “Bizim çocuklar biraz aşırı gitti” anlamına geliyor.
Ama Trump ile beraber siyasetin usturuplu dili değişti, dümdüz bir hal aldı.
Trump, açıkça Araplardan para istiyor, Avrupalıları uyarıyor, mültecilere karşı sert tedbirler uygulamaktan söz ediyor.
Mesela bakın Paris'teki olaylar ile ilgili neler söylüyor:
"Paris'in yanışını televizyondan izliyorum. Avrupa'nın askeri koruma karşılığında bize para ödemesi gerekiyor. Ticarette bizden faydalanıyorlar ancak NATO bağlılıklarını yerine getirmiyorlar. Bu durum hemen değişmeli"
Yani “Dikkatle takip etmiyor” ya da “Endişelenmiyor” Trump. Onun yerine olayları bir filme bakar gibi televizyondan izliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.