Araştırmacı Yazar Göktepe: “Ayasofya İslam dinine hizmet etmelidir”
Fatih Sultan Mehmet’in İslam ümmetine hediyesi olan Ayasofya’nın gerçek amacına hizmet etmesi gerektiğini ifade eden Araştırmacı Yazar Mehmet Fethi Göktepe, yeniden cami olarak ibadette açılması gerektiğini belirtti.
Fatih Sultan Mehmet tarafından 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’un fethedilmesi ile birlikte Ayasofya camiye çevrilmişti.
İstanbul’un fethinin en önemli simgesi olan Ayasofya Camii, yüzlerce yıl cami olarak Müslümanlara hizmet etmişti. Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından 1931 yılında Ayasofya Camisi kapatılarak müzeye çevrildi.
Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı camiye çevirdikten sonra hazırlatmış olduğu vakfiyede, Ayasofya’yı amacı dışında kullananlara beddua etmiş ve Ayasofya’nın amacı dışında kullanılmamasını vasiyet etmişti.
Göktepe, Ayasofya’nın önemi ve yeniden cami olarak ibadete açılması ile ilgili İLKHA’ya konuştu.
“Fatih, Peygamberin duasına mazhar olmak istemiştir”
Ayasofya’nın önemini anlayabilmek için Fatih Sultan Mehmet’i tanımak gerektiğini ifade eden Göktepe, “Ayasofya konusuna girerken, önce Fatih Sultan Mehmet’i tanımamız gerekir. Asrın en büyük sultanı 6 dil bilen bir imparator, 21 yaşında İstanbul’u fethediyor. Hazreti Resulullah’ın, ‘İstanbul’u fetheden emir ne güzel emirdir, O’nu fetheden asker ne güzel askerdir.’ diye buyurmuştur. Peygamberin duasına mazhar olan bir Fatih, bir çağ kapatıp, bir çağ açmıştır. Bu mübarek insan, genç yaşta ‘geri tepmesiz topu’ icat etmiştir. Fatih, bir siyaset dehasıdır. Yanındaki devrin en büyük âlimleri olan Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Akşemseddin gibi zatlar vardır. Bu büyük Fatih, şu an da gençlerimizin sinema ve kahve köşelerinde geçirdiği zamanı İstanbul’u fethetmek için harcamıştır. Peygamberin duasına mazhar olmak için çalışıyor. Fatih, İstanbul’u fethettikten sonra 1000 yıllık Bizans İmparatorluğuna son veriyor. Fatih Sultan Mehmet maalesef 49 yıl yaşadı. Eğer bu büyük imparator, 80-90 yıl yaşasaydı belki dünyanın yarısını fethedecekti.” şeklinde konuştu.
“Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet’in hediyesidir”
Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet’in İslam ümmetine bir hediyesi olduğuna vurgu yapan Göktepe, şunları kaydetti:
“Fatih Sultan Mehmet, Peygamber Efendimizin duasına mazhar olabilmek için İstanbul’u fethetmeyi diğer yerlerden daha çok önemsiyor. İstanbul’u fethetmek için savaşıyor, emek veriyor ve şehid veriyor. Yüzlerce Ulubatlı Hasanlar şehit veriliyor. Daha önce Peygamber Efendimizin sancaktarı (Ebu Eyyüb El-Ensari) İstanbul’da şehid olmuştu. Bu kadar mühim bir şehri, bu siyaset dehası büyük komutan fethederek bir çağı kapatarak bir çağı açmıştır. Fatih, İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı, İslam’ın bir mabedi haline dönüştürüyor. Bu büyük mümin ve padişah, Ayasofya’yı bizlere hediye etmiştir. Ne yazıktır ki bazı dış güçler ve onun içteki mihrakları, fetih müjdesi olan camiyi müzeye çevirmişlerdir. İslam’ın en büyük mabetlerinden biri olan Sultan Ahmet Camii’nin yanındaki Ayasofya, maalesef bugün oturmuş haline ağlıyor. Bizde kendi çaresizliğimize ağlıyoruz. Ama inşallah gerek Danıştay ile olsun gerekse de halk oylamasına gidilerek Ayasofya eski ihtişamına kavuşacaktır. Yunanistan, Almanya, Belçika, Hollanda ve ABD, bütün dünya da istemese de İslam’ın bu mabedi inşallah gerçek vasfına kavuşacaktır.”
“Fatih Sultan Mehmet Ayasofya’yı amacı dışında kullananlara lanet etmiştir”
İslam’da vakıf mallarının önemine dikkat çeken Göktepe, “Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı vakfederken bir vakfiye yazdı. Fatih, bu vakfiyede ‘Ben burayı vakfediyorum. Bu vakfı amacının dışında kullanan, buna sebep olan, buna öncülük eden, Allah’ın lanetine duçar olsun.’ diyor. Ayasofya’yı kim amacının dışında kullanırsa Fatih Sultan Mehmet’in bedduasına duçar olur. Vakıf o kadar önemli bir konudur ki Urfa’da bir söz vardır. ‘Bir adamı sevmediğin zaman gidin vakıf malından bir avuç toprak alın, onun evinin üstüne serpin, onun yurdu yuvası dağılır.’ Vakıf çok önemli bir şeydir. Bugün Ayasofya gibi birçok vakfiyemiz amacının dışında kullanılmakta ve gerçek amacına hizmet edememektedir. Günahtır bunun vebalı çok ağırdır.” diye konuştu.
“Bugün olmazsa yarın Ayasofya’yı cami olarak kullanacağız”
Ayasofya, Cumhuriyetin ilanından sonra müzeye çevrildiğine dikkat çeken Göktepe, Ayasofya’yı gerçek amacı doğrultusunda kullanılması çağrısında bulundu.
Göktepe, “İnsanları Ayasofya’ya çekerek burada huşu içerisinde namaz kılalım. İnşallah önümüzdeki Ramazan ayında imamlarımız, ‘Allah’u Ekber’ diyerek Ayasofya’da saf tutacaktır. Ayasofya, onlar istemese de inşallah İslam dininin hizmetine açılacaktır. Bizi kâfirler ve İslam düşmanları yönetmiyor. Biz kendi kendimizi yönetmeye muktediriz. Kendi kendimizi yönetecek bir güce sahibiz. Bugün Avrupa’ya baktığımız zaman İslam medeniyetinin eserleri yıkılmıştır. Atalarımız, Viyana kapılarına kadar giderek orada çeşmeler, medreseler, camiler, yollar, hanlar ve hamamlar yapmıştır. Bugün bu eserler amacının dışında kullanılıyor. Bugün bir gücü olmayan Yunanistan kalkmış Türkiye’ye kafa tutuyor. Türkiye’ye diyor ki ‘Ayasofya’yı açamazsın.’ Yunanistan kim oluyor.? Yunanistan oradaki Müslümanların dinine, diline, eğitimine engel koyarak gasp ediyor, bize de Ayasofya’yı cami olarak kullanamayacağımızı söylüyor. Biz Allah’ın izniyle bugün olmazsa yarın Ayasofya’yı cami olarak kullanacağız. Her şeyin bir zamanı var. Urfalıların bir sözü var. ‘Sabırla koruk helva olur.’ derler. İnşallah o gün gelecek belki Rabbim bizlere de nasip edecek, Ayasofya’da saf tutarak namaz kılacağız.” şeklinde konuştu.
“Ayasofya’nın İslam’a hizmet için açılması gerekir”
Ayasofya’nın cami yapılmasına karşı çıkanların niyetlerinin din düşmanlığı olduğunu vurgulayan Göktepe, “Aslında bunların amacı namaz, cami ve hoca ile alakalı bir şey değildir. Bunların gayeleri bellidir. Bunlar dine karşı olan bir topluluktur. İstanbul’da dünya kadar müze var, 2 gün gezsen bu müzeleri bitiremezsin. Türkiye’nin genelinde birçok müze var. Yani amaç müze de değildir. Amaç Ayasofya’nın cami olarak açılmamasıdır. Türkiye’de son 6 ay içerisinde ne idüğü belirsiz kimseler meydana çıktı. Eşcinsel evlilikler falan… Ben bu konulara girmek istemiyorum. Bunların amacı da ne Ayasofya’dır ne Sultan Ahmet Camisi ne de müzelerdir. Bunların amacı İslam’a hizmet etmek isteyen bir caminin açılmamasıdır. İsterse orada bir kişi namaz kılsın bu kimseyi ilgilendirmez. Bu bir vakfiyedir. Bu öyle ‘Hasso Cello’ işi değildir. Ayasofya’nın İslam’a hizmet için açılması gerekir ve inşallah da açılacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Şanlıurfa’da da çok kilise vardı ve şu anda camii olarak hizmet vermektedir”
İslam ordularının fethettikleri yerlerde birçok kiliseyi camiye çevirdiğini belirten Göktepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarihte, Urfa’da Fransız kontluğu kurulmuştur. 3’üncü Haçlı Seferi, Urfa yüzünden meydana gelmiştir. Urfa, mukim bir şehirdir. Urfa; Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra gelen kutsal bir şehirdir. Urfa’da da çok kilise vardı ve şu anda camii olarak hizmet vermektedir. Örneğin burada olan Fırfırlı Camii, ‘Eski şirket’ diye adlandırdığımız büyük yoldaki ‘Büyük Camii’ ve ‘Ulu Camii’ Hazreti Ömer zamanında fethedilmiştir. Daha önceki zamanlarda buralar İslam toprakları olmadığı için kiliseler vardı. Şu an ise kiliseden camiye dönüştürülmüştür ve halen kıymeti bilinmekte, çok güzel bir şekilde ibadete açılmıştır.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.