Arkadaşlarımıza karşı tertiplenen komplolara hükumet seyirci kalmıştır
Yargıtay'ın HÜDA PAR yöneticilerine ilişkin kararına tepki gösteren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Şahin, hükumetin arkadaşlarına karşı tertiplenen komplolara seyirci kaldığını belirtti.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Şahin, FETÖ mensuplarınca açılmış kumpas davasında HÜDA PAR yöneticilerine verilen cezaların Yargıtay tarafından onanmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Karara tepki gösteren Şahin, FETÖ marifetiyle oluşturulan mağduriyetler giderilmek yerine yenilerinin eklendiğini belirtti.
Hükumetin arkadaşlarına karşı tertiplenen komplolara seyirci kaldığını ifade eden Şahin, "Bu karar memleketi idare edenleri lekelemiştir ve bir samimiyet testi olarak önlerinde durmaktadır" dedi.
Şahin "Emniyet müdüründen polisine, savcısından hakimine, katibinden mübaşirine kadar her aşamasını FETÖ'nün hazırladığı HÜDA PAR davasında Yargıtay kararını açıklamış bulunmaktadır. HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Sait Şahin, Mehmet Bahattin Temel ve 26. Dönem İstanbul milletvekili adaylarımızdan Doğruhaber gazetesi yazarı Fikret Gültekin'e yerel mahkemece verilen 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından yerel seçimlere çeyrek kala onanmıştır." ifadelerini kullandı.
Bu tür hukuksuzlukların ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Şahin, sözlerine devam etti:
"HÜDA PAR yetkilileri hakkındaki bu dava hem işleyiş hem de içerik itibariyle 28 Şubat sürecinde, vesayetçi yargı düzeninin İslami kesimlere yönelik bitmek bilmeyen korkunç hukuksuzluğunu hatırlatmıştır. Özgürlüklerin ve temel hakların önündeki engellerin kaldırılması beklenirken, verilen bu ağır cezalar, yargıda değişen bir şeyin olmadığını göstermektedir. Yargıtay 16. Dairesi'nin vermiş olduğu bu karar ne hukuk mantığı açısından bir zemine oturtulabilir, ne de hukukun genel kaideleriyle bağdaştırılabilir. HÜDA PAR yöneticilerinin, bu şekilde insafsızca cezalandırılmasını esefle kınıyoruz ve baştan aşağı zulüm ve kumpas bu kararı tanımıyoruz. Bu yargılama sürecinin ve verilen cezaların örgütlenme, düşünce ve ifade gibi temel insan haklarına aykırı olduğunu değerlendiriyoruz. Muhalif olarak görülen kesimlerin böyle fütursuzca cezalandırılmalarının engellenmesi ve yargıda keyfiliğin son bulması için başta Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı olmak üzere ilgili siyasi aktörler, derhal üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve yargı bürokrasisinin yetkilerini aşarak siyaseti hizaya getirme hevesine son verecek tedbir almalıdır."
"Arkadaşlarımıza karşı tertiplenen komplolara hükümet seyirci kalmıştır"
Hükumetin bu komplolara seyirci kaldığını belirten Şahin, "Adeta bu haksız ve hukuksuz karar karşısında sağır sultan kesilmiş üç maymunları oynamaya devam etmektedir. Bu sessizlik karşısında haklı olarak 'yeni Türkiye dedikleri bu mu?', 'bu yargı kimin yargısı?' sorularını sorma vaktinin geldiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"28 Şubat brifingli yargısının ve FETÖ yargısının mağdur ettiği kesimlere yönelik hukuksuzlukların sona erdirilmesi beklenirken yenileri eklenmeye devam ediyor" diyen Şahin, "Tek bir kanun maddesi ile çözülebilecek bir meselenin akıl ve vicdan sınırlarını zorlayacak derecede ihmal edilmesi, çelişki üstüne çelişki üreten yargının günahlarının görmezden gelinmesi, hayatı çalınan insanların ve ailelerinin yaşadıklarına duyarsızlık bu kadar açıkken bu günlerde verilen bu onama kararı ile tuzun koktuğu ve sözün bittiği aşamaya gelindiği ayan beyan ortaya çıkmıştır." ifadelerini kullandı.
"Bu karar memleketi idare edenlerin samimiyet testi olarak önlerinde durmaktadır"
Şahin, "Bu karar ile elbette arkadaşlarımızın lekelendiğini ve maşeri vicdanda mahkûm edildiğini düşünmüyoruz. Bu karar, sahiplerini lekelemiş ve gerçek yüzlerini deşifre etmiştir. Bu karar memleketi idare edenleri lekelemiştir ve bir samimiyet testi olarak önlerinde durmaktadır. Haksız ve baştan aşağı zulüm kokan bu karara karşı HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hemşerimiz Sayın Sait Şahin sosyal medya hesabından 'Bu onama ile biz değil; kardeşliği ve huzuru için mücadele verdiğimiz Türkiye cezalandırılmıştır. Verilen cezalara ve uğradığımız zulümlere rağmen ben ve bu davaya inanmış bütün dava kardeşlerimiz; memleket için adalet, kardeşlik ve huzur dedik, bundan sonra da bunları bayraklaştırmaya ve bu kutlu davayı sürdürmeye devam edeceğiz.' demekle onurlu tavrını açıkça ortaya koymuştur." dedi.
Şahin son olarak şunları söyledi: "Olağanüstü kanun yollarını kullanma, davayı Anayasa Mahkemesi'ne götürme, iç hukuk yollarının sonuç vermemesi halinde uluslararası hukuk mekanizmalarını kullanma dâhil, bu işin peşini bırakmayacağız ve gidebileceği son noktaya kadar hem hukuken hem siyasi olarak bu davanın takipçisi olacağımızı siz değerli basın mensupları ve kamuoyu ile paylaşıyoruz."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.