Ateşkesin ardındaki

Suriye'de Baas rejimi ve destekçileri açısından birkaç yıl devam eden “vekâlet savaşı” büyük oranda bitti. Rusya ve İran alana girerek savaşa müdahil olmaya başladılar. Türkiye, PKK-PYD üzerinden Suudi ise IŞİD üzerinden fiili olarak alana girmeye çalışıyor.

Amerika ve Rusya'nın PYD üzerinden giriştikleri ittifak uzun süreli olmayacak gibi. Amerika PYD üzerinden Baas'a verdiği desteğin başka alanlarda çıkarlarını zedelediğini görmeye başladığında siyaset değişikliğine gidecek gibi görünüyor. Bununla birlikte küresel rekabet üzerinden yürüyen kimi çıkar ilişkileri mevcut tablodan dolayı durağanlaşacak ve bu da Çok Uluslu Şirketlerin zaman içinde homurdanmasına sebep olacaktır.

Rusya'nın alanda olması “küresel güç olma” konusunda önemli bir adım; ama ekonomik gerekçeler ve çözülmemiş bölgesel krizlerden dolayı kafası hiç rahat değil ve “kârlı bir çözüm” ile meseleyi sonlandırmak istiyor. Suudi ve diğer körfez ülkeleri ile yürütülen ilişkiler, israil'i kırmama özeni Rusya'nın kırılgan ekonomik tabloya sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Suriye coğrafyasında farklı gruplar ve güçler arasında alan hâkimiyeti için meydana gelen çatışmalar büyük bir yıkım ve kaosa neden oldu. Bunun yanı sıra sivil-silahlı ayırımı yapılmadan yapılan saldırılar ve bombalamaların amacı bölgenin insansızlaştırılması, rejimin tahkim edilmesi ve kalan insanların kendilerini Baas'a mecbur hissetmelerini sağlamaktı. Uluslararası kamuoyu önünde kötü duruma düşmemek için de katliam ve tedhişe örtü olabilecek bir kılıfa ihtiyaçları vardı. Ateşkesi bunun için kullandılar.

Tahmin edildiği gibi ne rejim ne Rusya ne de PYD ateşkese riayet etti. Türkiye ve Suudi ile beraber hareket eden muhalif unsurlar da ateşkesi yer yer bozdular. Denklemin dışında kabul edilen oysa aslında denklemin en belirleyici unsuru olan IŞİD'in ateşkesi nasıl karşılayacağı herkes tarafından biliniyor olmasına ve asıl hedefin o olduğu söylenmesine rağmen en az gündeme gelen grup oldu.

ABD ve Rusya desteğiyle muhalif gruplara karşı PYD operasyonu devam etti.

Bağlantıları ve lojistik yolları kesme, yoğun bombalama ile imha etme amacıyla saldırılar sürdü. Bu arada saldırılardan en az etkilenen tarafın IŞİD olması ateşkes adı altında kirli bir planın da deşifre olmasına neden oldu.

IŞİD'e yönelik operasyonların Irak'ta yoğunlaşması, Suriye'de sadece ilerleyişin durdurulması amacıyla bombalamaların yapılması kirli planı ortaya çıkarıyor. Hedef IŞİD'i Irak'tan çıkarmak, Suriye'de ise sonraya bırakmaktı. Suudi ve Türkiye'nin Musul üzerinden yürüttükleri çalışmalara da bu plana hizmet etmesi nedeniyle göz yumuldu.

Plan şöyle işleyecekti:

Suriye'de rejim karşıtı muhalif unsurlar yoğun bir saldırı ile imha edilme yoluna gidilecek ve alanda destekçileriyle beraber Baas ve IŞİD kalacaktı. Dünya kamuoyu Baas ve IŞİD arasında bir tercihte bulunmaya zorlanacak ve tercih edilen Baas böylece meşrulaşacaktı.

Süreçte Türkiye'nin Pkk ile Suudi'nin Yemen ile meşgul edilmesinin yanı sıra istihbaratların organize edeceği saldırılar ile iç kamuoylarında infial oluşturulması da hedeflenmektedir.

Bu planda hesaba katılmayan ise hem Türkiye hem de Suudi'nin, tehlikeli, gerginliği artırıcı, pro aktif bir siyaset izleme ihtimaliydi. Farklı ülkelerin de desteğiyle askeri ve siyasi anlamda yürütülen faaliyetler ve karşı hamleler Baas tarafının planının çok da kolay uygulanamayacağını gösteriyor. İran'a karşı Lübnan hamlesinin yapılması aslında İran'ın içinin de karıştırılacağının işaretini veriyor. Keza Rusya için de hem içerden hem de bölgesel anlamda sıkıntıların artacağı, ekonomik darboğazın toplumsal patlamalara neden olacağı ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Bölge ülkeleri sırtlarını “dışarıya” dayayıp birbirlerine yumruk sıktıkları sürece içleri karışacak, bağımlılıkları artacak ve zayıflamaya devam edecekler. Çözümün dışarıda değil de içeride olduğunu anladıkları ve bu minvalde harekete geçtikleri takdirde yine sarsılabilir, yine içleri karışabilir; ama sonuçta daha güvenli bir coğrafyaya kavuşabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.