Hüseyin KAYA
Atlet
Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Adalet yürüyüşünde” karavanda çektirdiği “atletli” foto üzerinden “Halkçı Kemal” güzellemeleri yapıldı.
Muhtarlara konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise görüntüyü eleştirdi ve şunları söyledi:
“Bugün de baktım ki, bir gazete başlık atmış, 'Vatandaş falanca.' Bu benim vatandaşıma hakarettir. Benim vatandaşım böyle, hele hele bir siyasi partinin, anamuhalefetin başında olacak, çağıracak gazeteciyi, 'Gel, benim bu fotoğrafımı bir çek.' ve ondan sonra da 'Ben Atatürk'ün partisinin başıyım.' Sen Atatürk'ü böyle atletle, yemek yerken görüp de resim çektirdiğine şahit oldun mu? Böyle bir şey var mı? Bunlar trajikomik görüntüler.”
Doğrusu Erdoğan'ın tepkisinin nedenini anlayamadım.
Kılıçdaroğlu'nun dinlenmesine mi, atletli fotoğraf vermesine mi, CHP genel başkanı olarak Atatürk'ü iyi takip edememesine mi kızdı, anlamadım.
Bu arada Erdoğan'ın Atatürk ile ilgili sözlerine şöyle bir cevap vereyim:
Doğrusu Atatürk'ün atletli olarak çektirdiği bir fotoya rastlamadım; ama sahilde atletsiz ve şortlu olarak çektirdiği foto biliyorum. (Ben bulamadım; ama CHPli vekiller Atatürk'ün de atletli fotoğrafını bulup medyaya servis etmişler.)
Yani Atatürk, üstü çıplak olarak poz vermiş.
Acaba Erdoğan bunun için de bir şeyler söyler mi?
Bir de heykel meselesi var.
Atatürk'ün her yerde heykeli varsa ve CHP genel başkanının heykelleri yoksa bu onun Atatürkçülüğünün sorgulanmasına sebep olur mu?
Yani demek istediğim, Erdoğan'ın sözü çok farklı yerlere çekilebilir.
Bu arada “atlet” üzerinden yürütülecek tartışmaların tekstil sektörünü hareketlendirebileceği ve Erdoğan karşıtlığını ifade etmek için atletle sokağa çıkma furyasının başlayabileceğini belirteyim.
UYGUN ADAY
2019'a daha iki yıl var; ama muhalefet cephesi Erdoğan'ın karşısına kimi çıkaracağının hesabını yapıyor.
İlhan Kesicinin, Meral Akşener'in hatta yine Ekmeleddin'in ismi bile geçiyor.
Medyadan bir kesim alttan alta Kılıçdaroğlu'nu pazarlamaya çalışıyor. Adalet yürüyüşünün de bu amaçla yapıldığı söyleniyor.
Bazılarının ise Kılıçdaroğlu'ndan yana hiç umudu yok! Fırsatları değerlendiremediği, topa geç çıktığı, oyundan çok tribünlere mesaj verme gayretinde olduğu yönünde eleştiriler var.
PKK'nin bile Kılıçdaroğlu'na güveni yok. Duran Kalkan'ın açıklaması ilginç:
“Eğer Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkarsa, Erdoğan yine kazanır. Kılıçdaroğlu iyi bir insan olabilir ama Tayyip Erdoğan karşısında ona seçim kazandırmazlar. Kılıçdaroğlu'na Türkiye'yi teslim etmezler. CHP gerçekten seçimi kazanmak istiyorsa uygun bir aday bulmalıdır."
Duran Kalkan, “uygun aday”ın özelliklerini de saysaydı kamuoyu bilgilenmiş olurdu.
Kemalist olacak, muhafazakârları kızdırmayacak, PKK'ye alan açacak, solcu olacak…
Var mı böyle biri?
Bilemiyorum.
RACON MEMLEKETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “racon kesmeye” dair sözü çok tartışıldı.
Öyle görünüyor ki, tartışılmaya devam edecek.
Meseleyi kabadayılık, hukuk tanımazlık, mafyatik dil kullanma şeklinde değerlendirenler sanki bu memlekette yaşamamış gibi.
Yani Erdoğan'ın “Ben Kasımpaşalıyım” sözü ile “Raconu ben keserim” sözü arasında herhangi bir fark var mı?
Birincisine “Halkın dilini kullanıyor” diye sahip çıkıp ikincisini eleştirmenin bir anlamı yok!
Memleketin gerçeği bu, ister beğenin ister beğenmeyin.
Kılıçdaroğlu, “bana Baasçı diyenin alnını karışlarım” derken racon kesti ve buna kimse tepki göstermedi.
Muharrem İnce ile Kılıçdaroğlu arasındaki çekişmede de İnce, “Alnını karışlarım” diyerek Kılıçdaroğlu'na ayar vermeye çalışmıştı.
Meral Akşener bile kongre yapması mahkeme kararı ile iptal edilince gitmeyi teklif eden ve “Sakin ol Meral, hadi gidelim” diyen kocasına karşı, oğluna “Fatih, al şu babanı, al!” diye azarlamış ve iyi bir racon kesmişti.
Yani sözün özü, memleket insanı, havası itibariyle racon kesen adamı ya da kadını takdir eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.