Abdullah KAVAN
Bağımsız bir devlet mi?
Tüm devletlerin vurguladığı “bağımsız devlet” nitelendirmesi ne kadar gerçekçi? Bağımsız olarak nitelendirilen devletler gerçekten bağımsız mı? Ya da gerçek bağımsızlık ne demektir?.. Aslında bağımsız olarak bilinen birçok devlet fikirsel ve ekonomik bağımsızlığını başarmadığından dolaylı aslında başka ülkelere bağımlıdır. Yıllardır coğrafi olarak bağımsızlığını ilan eden birçok ülke zaman içerisinde bazı devletlerden zihinlerini ve iplerini koparmadığından ya da koparamadığından tam manasıyla bağımsız görünen bağımlılardır. Maalesef Türkiye de benzer bir durumdadır.
Geçmişe baktığımız zaman Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren 90’lı yıllara kadar İngilizlere olan bağımlılık ve O'nun Türkiye üzerindeki baskısını görüyoruz. Bu bağımlılıktan dolayı İngilizler, Türkiye'yi bölgesinde bir maşa gibi kullandı. O dönemlerde Türkiye, İngilizler adına vekâlet savaşı yürütmüştür. Daha sonra evirilen süreçte o yıllardan sonra günümüze kadar Amerika'ya olan bağımlılık ve O'nun Türkiye üzerinde baskısını gördük ve hala yaşıyoruz…
Devletlere olan bağımlılık bir milleti ve yönetimi son derece etkisiz bir hale dönüştürür. Mesela kendi memleketimizden örnek verirsek; geçmişte Türkiye'nin bölge politikalarında izlemiş olduğu siyaset ve strateji, Amerika adına olup Türkiye'yi Amerika'ya karşı bağımlı bir hale getirmiştir. İşte bu bağımlılık bugünkü sancıları doğurmuştur. Türkiye uzun bir süre fikir olarak Avrupa’dan beslenirken ekonomi ve yönlendirme açısından ABD’ye bağımlı bir yol benimsedi. Günümüzde küresel güçler arasında bir denge siyasetinin takip edilmesi çabası geçmişte yaşananlardan dolayı hem içte hem de dışarıda garip karşılanmakta hatta tepkilere sebep olabilmektedir.
Uzun süren bağımlılıklar devletleri siyaset üretemez, strateji belirleyemez bir hale dönüştürmektedir. Bu konuda eski başbakanlardan Bülent Ecevit ile ilgili bir olay oldukça ibretliktir. Ecevit, gazetecilerin Afganistan’ı işgal eden Amerika’nın delillerinin ikna edici olup olmadığını sorduğunda “Amerika ikna olmuşsa biz de ikna olmuşuz demektir” cevabını vermiştir.”
Sonuç olarak; bir devlet ayakları üstünde durmak ve istediği gibi adım atmak isterse öncelikle öz değerleri olan fikirsel bağımsızlığını, ondan sonrada ekonomik bağımsızlığını elde etmelidir. Yani zahiri olarak bağımsız olup da gerçekte bağımlı olan bir devlet, ne bedel olursa olsun zahiri değil de özde bağımsız olma yolunu başarmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.