Başkalarına emsal olmasın diye babamızı cezaevinde tutuyorlar
İslami kimliğinden dolayı cezaevinde bulunan ve ciddi sağlık sorunları olan Ahmet Arslan'ın çocukları, Sağlık Bakanlığı'na babasının raporlarını gönderdiklerini ancak bakanlığın, "Siyasi tutuklu olduğu için emsal teşkil etmesin diye bir şey yapamıyoruz" d
İslami kimliğinden ötürü 2001'de evine düzenlenen bir baskınla gözaltına alınıp günlerce işkence gören ve yıllardır cezaevinde bulunan Ahmet Arslan, ciddi sağlık sorunlarına rağmen halen cezaevinde bulunuyor.
Arslan’ın çocukları, ellerinde bulunan raporlarını Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na gösterdiklerini, Bakan'ın da bu raporları görünce "Bu adam halen yaşıyor mu?" dediğini belirterek, kendilerinin de Bakan'a "Evet yaşıyor ve inancından dolayı halen cezaevinde" diye cevap verdiklerini ifade ettiler.
Müezzinoğlu ile görüştükten 10 gün sonra bakanlığın kendilerini aradığını dile getiren tutuklu Arslan’ın çocukları, "Babamın dosyasının siyasi olmasından dolayı diğer siyasilere de emsal teşkil etmesin diye herhangi bir tahliye veya farklı bir imkân meydana getiremeyeceklerini söylediler. Yani bir nevi yasal hakkı olan, hastalığı gerçekten var olan bir insanı, başkalarına emsal olmasın diye bile bile cezaevinde tutuyorlar." dediler.
"4 ana damarında yüzde 100 tıkanma var"
Gözaltında çektiği işkencelerden sonra vücudunda çeşitli hastalıklar oluşan Ahmet Arslan’ın sağlık raporlarına göre, kendisinde şeker ve tansiyon hastalığının yanı sıra 4 ayrı kalp damarında da yüzde 100 tıkanma bulunuyor.
Diğer damarlarında ise yüzde 50, yüzde 60 daralma olan Arslan, 6 defa ameliyat geçirdi ve 2 ameliyatında ise damarı patladı. Her gün 18 ayrı ilaç kullanan Ahmet Arslan, doktorlarının ifadesine göre her an kalp kriziyle geçirebilir.
Bunca hastalığa rağmen babasının halen cezaevinde tutulmasına tepki gösteren Gıyasettin Arslan, babasının çektiği sıkıntıları İLKHA'ya anlattı.
“Hasta yatağında eline kelepçe vurularak cezaevine gönderildi”
Babasının 2001’de gözaltına alınıp günlerce işkence gördüğünü, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını söyleyen Arslan, “2013 te babamın mahkemesi sonuçlandı ve babamın cezası Yargıtay tarafından onanınca da babam bir süre hicret etti. Ama hastaneye gitmesi gerekiyordu. Bir gün gittiği hastanede daha yatağındayken polisler tarafından yakalanıp eline kelepçe vurularak cezaevine gönderildi.” dedi.
Arslan, doktorların babası için tıbben yapılabilecek hiç bir şeyin kalmadığını ve tedavi olarak da ancak ağrılarını azaltabileceklerini söylediğini ifade etti.
Tutuklu Ahmet Arslan’ın diğer oğlu Abdulkadir Arslan da babasının kalbine giden 4 ana damarın tamamen tıkalı olduğunu, diğer 5 damarın ise büyük oranda tıkandığını söyledi.
"Haftada en az 2 defa kontrole gitmesi gereken babam ayda 1 defa hastaneye gidebiliyor"
"9 ayrı damarı tıkalı olan ve günde 18 ayrı hap kullanan birinin cezaevi şartlarında kalması nasıl mümkün olabilir?" diye soran Arslan, “Haftada en az 2 defa hastaneye kontrole gitmesi gereken babam ayda 1 defa hastaneye gidebiliyor. Cezaevinde ki asistan doktor babamın bu kadar hastalığına nasıl çare olabilir.” diyerek duruma tepki gösterdi.
“Doktor babamın Hizbullah dosyasından yattığını duyunca onu muayyene etmeden gönderdi”
Babasının bir hastane kontrolünde yaşadıklarını anlatan Arslan, “Babam doktora gidiyor. Doktor babama sen hangi dosyadan yatıyorsun diye sorunca babam da ona ‘ben Hizbullah dosyasından yatıyorum’ diyor. Bunu duyan doktor babamı muayene dahi etmeden geri gönderiyor. Sen git ben senin dosyanı komutanlarla birlikte gönderirim diyor. Şimdi bu adalet mi? Sadece babam için değil bütün Yusufiler için söylüyorum. İnancından ötürü cezaevine konulmuş yüzlerce insan var.” şeklinde konuştu.
Babasına günlük kullanması için 18 ayrı ilaç veren doktorların, babasının cezaevinde kalabileceğine dair rapor hazırlamalarına anlam veremediğini dile getiren Aslan, "Avukatlar bize bu denli hasta bir tutuklunun kalan cezasını evde çekmesi gerektiğini söyledi." diye belirtti.
"Başkalarına emsal olmasın diye babamı bile bile cezaevinde tutuyorlar"
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na babasının raporlarını elden teslim ettiklerinde Bakan’ın kendilerine "Bu adam halen yaşıyor mu?" diye sorduğunu dile getiren Arslan, şöyle konuştu: “Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’yla görüştükten 10 gün sonra sağlık bakanlığından arayıp babamın dosyasının siyasi olduğundan dolayı diğer siyasilere de emsal teşkil etmesin diye herhangi bir tahliye veya farklı bir imkan meydana getiremeyeceklerini söylediler. Yani bir nevi yasa olarak hakkı olan, hastalığı gerçekten var olan bir insanı, başkalarına emsal olmasın diye bile bile cezaevinde tutuyorlar. Biz de diyoruz ki eğer sizler gerçekten adaleti temsil ediyorsanız o zaman herkes için adalet olsun.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de adalet kişiye göre işliyor”
Annesi ve dedesinin vefatında babasına sadece birkaç saat izin verildiğinin altını çizen Arslan, “Ergenekon gibi örgütlerin mensuplarının bir yakını vefat ettiğinde 48 saat izin veriyorlardı. Demek ki Türkiye’de adalet kişiye göre işliyor.” dedi.
Ahmet Arslan’ın en küçük oğlu Halil İbrahim Arslan ise Ergenekon davasından içeri girenlerin tahliye edildiği bir dönemde babasının sadece İslami inancından dolayı cezaevinde yatmasına tepki gösterdi.
Ergenekon sanıklarının tahliye edilip bir de üstüne tazminat ödendiğini hatırlatan Arslan, "Ben sadece babam için değil tüm Yusufiler için diyorum ki, lütfen şu inancından dolayı mahkûm olanların dosyasına yeniden göz atın. Onları tahliye edin demiyorum sadece bir gözden geçirin ve biz bu insanları neden burada yatırıyoruz diye bir bakın.” şeklinde konuştu.
Avukatı: Müvekkilim yeteri düzeyde tedavi olamıyor
Ahmet Arslan’ın avukatlarından Abdulgani Orhan ise söz konusu müvekkilinin günlük 18 ayrı ilaç kullandığını ve yeteri düzeyde tedavi olamadığını söyledi.
Ahmet Arslan’ın kullandığı ilaçları kullanan birinin normal şartlarda 6 ay içerisinde bütün böbrek fonksiyonlarının iflas edebileceğini sözlerine ekleyen Orhan, “Yasaya göre kendi ihtiyacını kendisi görebilen hiç kimse Cumhurbaşkanlığı affı dışında tahliye edilmiyor. Ama bu müvekkilimin durumu gerçekten kritiktir. Bakanlık onayı ile kalan cezasını evinde çekmesi mümkün olan müvekkilim maalesef halen cezaevinde tutuluyor.” diye konuştu.
“Hukuki düşünmüyorlar”
Bakanlığın Arslan’ın ailesine "Siyasi tutuklu olduğu için emsal teşkil etmesin diye bir şey yapamıyoruz" sözlerine de sert tepki gösteren Orhan, “Böyle bir hak varsa herkes faydalanmalı. Ne demek emsal teşkil edecek diye bir şey yapamayız. Konuyu hukuki düşünmüyorlar.” ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.