Amerika'nın öncülüğündeki Haçlılar, kimyasal saldırı bahanesine sığınarak Suriye'ye saldırdılar. İslam dünyasının birçok yerinde vahşi katliamlara imza atanlar onlar değilmiş gibi. Libya'yı, Yemen'i, Irak'ı, Afganistan'ı yerle bir eden barbarlar onlar değilmiş gibi. Suriye'nin harabeye dönmesinde, yüz binlerce Suriyeli sivilin katliamında onların hiç payı yok muş gibi…

Amerika, israil ve aveneleri kendi işlerini yapıyorlar. Bir zamanlar Moğolların, Haçlıların yaptığı gibi, bugünün barbar Batısının da amacı belli. İslam dünyasını işgal etmek, parçalamak, zayıf düşürmek ve başta petrol olmak üzere Müslümanların zenginliklerini talan etmek… Bunca vahşetin, bunca tuğyanın, dökülen bunca Müslüman kanının nedeni bu…

Barbar Batılıların yaptıklarını anlıyoruz da onlardan medet umanları anlamak gerçekten çok zor. Hala kurtuluşu onların kapısında arayanlar var. Sayısız defa hayal kırıklığına uğramalarına, yüzlerce ihanetlerine şahit olmalarına ve en önemlisi niyetlerini bilmelerine rağmen onları kurtarıcı görenlere ne demeli bilemiyorum.

Batının Suriye saldırısı sonrası hükümetin açıklamaları birçoğumuzu şaşırttı. Beklenmedik açıklamalardı. Hükümete göre Batının Suriye'ye saldırısı insanlığın vicdanının bir ifadesiymiş. Bu saldırıyla insanlık vicdanen rahatlamış. Keşke yıllar önce daha güçlü bir şekilde saldırsaymış Batı… Şimdi biz bu sözleri nereye koyacağız.

Hani Amerika ve Batı Suriye'yi parçalamak istiyordu? Hani Amerika Türkiye'nin yanı başında bir PKK devleti kurmak istiyordu. Hani Türkiye Amerika ve Batı'nın tehdidi altındaydı. Hangi Türkiye kesinlikle Suriye'nin bölünmesine izin vermeyecekti?

Türkiye ne zaman özgün, ilkeli, bağımsız bir duruş sergileyecek? Hep Doğu ile Batı arasında yalpalayıp duracak mıyız? 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Amerika yok muydu beyler. İnsanlığın vicdanı dediğiniz Amerika bu ülkenin Cumhurbaşkanını, Sayın Erdoğan'ı öldürmek istemedi mi? Hain 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkemizi bir iç savaşa sürükleyip sonra da işgal etmek isteyen Amerika ve Batı değil miydi? Şimdi de ekonomik olarak bizi çökermek isteyen onlar değil mi?

Dik durmanın, tutarlı olmanın zamanı gelmedi mi? Bir taraftan Amerika ve Batı'ya karşı Rusya ve İran'la bir araya gelip barış süreci başlatıyor, Suriye'nin bütünlüğünü savunuyorsun, öbür tarafta en ufak bir sarsıntıda yüzünü Amerika'ya dönüyorsun…

Esat katilinin canı cehenneme! Rusya'nın da canı cehenneme! Ama Amerika ve Batı'nın, israil'in, gazetemizin dünkü manşetinde de belirttiği gibi derdinin mazlum Suriye halkı olmadığını anlamamız lazım. Onlar Suriye'yi parçalamak istiyorlar. Suriye'yi devletçiklere bölüp büyük israil'in önünü açmak istiyorlar. Sonra da sıra Türkiye'ye, İran'a ve diğer İslam ülkelerine gelecek.

 Batının İslam topraklarına yönelik saldırılarına destek vermek aslında Türkiye'ye yönelik saldırılarına destek vermek demektir. Baltayı ayağımıza vurduğumuzun, üstünde olduğumuz dalı kestiğimizin ne zaman farkında olacağız.

Bırakalım Batının içi kan, irin, zulüm, vahşet, katliam olan iğrenç, kokuşmuş vicdanına sığınmayı. Batının vicdanı bizleri boğar. Ölüm ve sömürü kusmaktan başka bir şey vermez bize Batının pis vicdanı. İslam'ın vicdanına sığınalım. Ümmeti birleştirecek İslam kardeşliğinin, vahdet ve uhuvvetin vicdanına sığınalım. Amerika'nın da, Rusya'nın da pis vicdanları kendilerinin olsun. İslam ülkelerini birleştirecek bir vicdan lazım bize, Muhammedi bir vicdan…