Batmanlılar Hazreti Peygamber'e sevgisini haykırdı
Peygamber Sevdalıları Platformu, Batman Mevlid Alanı'nda Peygamber aşığı halkın yoğun katılımıyla "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliği düzenledi.
Peygamber Sevdalıları Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından Otogar yanı Mevlid Alanında "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla düzenlenen etkinliğe Peygamber aşığı halk yoğun ilgi gösterdi.
Okunan ilahi ve marşlar eşliğinde getirilen tekbirler ve salâvatlarla sabahın erken saatlerinde başlayan programda heyecan doruğa çıktı.
Program öncesi ilahi ses sanatçılarından Özcan Atsat, Burhaneddin Cebba, Rehber İlahi Grubu sanatçılarından Ömer Güneş, Veysi Hiçyılmaz ile Peygamber Sevdalıları Platformu kız ve erkek çocuk ilahi grubunun okuduğu ilahilerle büyük bir coşku yaşandı.
"Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğine, Peygamber sevdalısı halk, büyük ilgi gösterdi. Mevlid alanında "La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" yazılı büyük Tevhid bayrakları asıldı.
Alana ulaşımın rahat sağlanması amacıyla Peygamber Sevdalıları Platformu üyeleri tarafından halk, kentin 20 noktasından yüzlerce araçla etkinlik alanına taşındı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı etkinliğe gelenler, meydanın çevresinde kurulan polis kontrol noktalarından geçtikten sonra alana girebildi.
Etkinliğin başlamasına iki saat kala Mevlid Alanı hızla dolmaya başladı. Erkekler ve kadınlar ayrı ayrı saf tuttu. Kimileri de etkinliğin yapıldığı alanın yanındaki otogar bahçesinde toplandı. Coşku içinde geçen etkinlikte bazı vatandaşların, Peygambere olan sevgisini ifade eden dövizler taşıdıkları görüldü.
Mevlid Alanı'nda kurulan çadırlarda halka açık kermes düzenleyen Peygamber Sevdalıları Platformu Batman İl Koordinatörlüğüne bağlı dernekler, Peygamber aşığı halkın büyük ilgisiyle karşılaştı.
Rehber ve Kudüs TV canlı olarak yayınladığı etkinliği, çok sayıda basın mensubu takip etti.
Mevlid etkinliğine HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları, GİK Üyeleri ile il ve ilçe teşkilatları tam kadro katıldı. Etkinliğe ayrıca İttihadul Ulema Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, çok sayıda âlimler, İslami Cemaat temsilcileri, kanaat önderleri ile STK temsilcileri katıldı. Katılımcılar için platformun solunda misafirleri ağırlamak için bir tribün hazırlandı.
Etkinlik coşkuyla başladı
Saat 13.30'da Yunus Emiroğlu ve Mehmet Ali Şimşek’in sunuculuğunu yaptığı etkinlik, Eşref Çiftçi’nin Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından salâvat ve tekbirlerin hiç susmadığı programda, Mevlid-i Şerif okundu. Mevlithanlardan Molla İsmail Tufan, İkbal Oğur, Muhammed Kömür ve Muhammed Baysal’ın okuduğu mevlitte özellikle Peygamber Efendimizin babasının vefatını anlatan bölümde meydanı dolduran on binlerce Peygamber sevdalısı tarafından duygu seli oluştu.
Daha sonra etkinlikte; ilahi ses sanatçıları Özcan Atsat, Burhanettin Cebba, Rehber İlahi Grubundan Ömer Güneş, Abdullah Olam, Veysi Hiçyılmaz, Mücahit Oğur, Neytullah Karadeniz ve Peygamber Sevdalıları kız ve erkek ilahi gurubu sahnedeki yerini aldı. Sanatçılar tarafından efendimizin üzerine yazılan ilahi ve ezgilerin seslendirildiği sırada alanda coşku doruğa çıktı.
"Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla tertiplenen etkinlik alanına toplanan halk, fahr-i kâinata duydukları özlemi bir kez daha dile getirdi. Efendimize olan özlemin doruğa çıktığı mevlit alanında oluşan manevi atmosfer, iliklere kadar hissedildi, insanlar efendimizin aşkıyla kendinden geçti.
Âlim, Mütefekkir ve Şair Molla Mehmet Beşir Varol, on binlere hitaben yaptığı konuşmada, sünnet karşıtlarına tepki göstererek sünnet Kur’an'sız, Kur’an’da sünnetsiz olmayacağını söyledi.
Varol, Müslümanlar olarak Allah ve Peygamberin taraftarı olduklarını belirterek, "Allah ve Peygamber’in taraftarıyız çok şükür. Zalimlerin ve kafirlerin taraftarı değiliz. Zalimler ve kafirler insanları İslam’dan uzaklaştırmak istiyorlar. Ancak bu meydanda bu milleti İslam’dan Peygamberin muhabbetinden uzaklaştırmayacaklarını gösterdiniz." dedi.
Alemin rehberi, insanlığın rehberinin Peygamberimiz olduğuna işaret eden Varol, "Bu kainat Allah’ın mülküdür. Peygamber Allah’ın peygamberidir. Bu peygamberin yolundan gidenler maksatlarına ulaşacaklardır. Allah ve Peygamberi sevenleri Allah’ta sever ve Allah onları zafere ulaştırır. Böyle olursak kimse bizi mağlup edemez. Tarih bize bunu göstermiştir. Peygamber ve Allah’tan uzaklaşanlar zafere eremezler. Allah ve Peygambere uyanlar aziz olmuşlardır. Şeref, ilim, medeniyet vs. İslam’a uyduğumuzda ümmetin oldu. Ne zaman uzaklaştıksa bu güzellikleri kaybettik." şeklinde konuştu.
İslam’a bağlı olduğumuzda yeryüzüne hakim olduğumuzu ve yeryüzünün Müslümanların eline geçtiğine dikkat çeken Varol şöyle devam etti: "Eyyubi, Selçuklu ve Osmanlı döneminde bunu gördük. Ne zamanki uzaklaştık her şeyimizi kaybettik. Allah bize İslam’ı, Kur’an’ı, peygamberi gönderdi. Onlara tabi olmakla emrolunduk. Onlara sarıldıkça aziz olduk. Hak yol budur. Peygamber yalnızca Allah’ın dinine uydu. Emir ve nizam yalnızca O’nundur. Mülkte Allah’ındır".
"Camileri ve Sünneti ihya edelim"
Peygamber efendimizin camileri üzerinde çok durduğunu hatırlatan Varol, "Peygamberimiz camiler üzerinde çok dururdu. Camileri unutursak iflah olamayız. Kurtuluşun adresi camilerdir. Camileri ihya edelim. Peygamberin sünnetini ihya edelim. Bazı insanlar çıkmış hadis ve sünnete karşı çıkıyorlar. Kur’an sünnetsiz, sünnette Kur’an’sız olmaz. Peygamber ve nurundan mahrum olanlar bedbaht olanlardır."
Konuşmasının sonunda cezaevinde olan Yusufîlerin unutulmaması onlara sahip çıkma çağrısı yapan Varol, "Cezaevinde olan kardeşlerimize sahip çıkalım. Onların Allah’ın dinine sahip çıkmak dışında bir davaları dertleri olmadı. Onların hayatlarını biliyoruz. Onları unutmayalım." dedi.
Etkinliğin mesajını içeren 10 madde
Ardından Peygamber Sevdalıları Platformu adına Platform Koordinatörlerinden Nurettin Teymur, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğinin mesajını içeren 10 maddelik bir metin okudu.
Teymur’un okuduğu 10 madde sırasıyla şöyle:
-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır. İlahi mesajın amaçlarına ve gayelerine katıksız, duru bir şekilde ulaşmaktır. Bu yol, Efendimizin(sav) açıklayıcı, öğretici ve terbiye edici vasıflarını fehmetmektir. Sünneti yaşamak; tüm amel ve davranışların merkezine rızay-ı ilahiyi yerleştirmektir. Allah'ı (cc) sevmek peygamberi(sav) sevmektir. Onu (sav) sevmek ona (sav) uymaktır.
-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Beşeri ideolojilerin, İslam dışı düşüncelerin, bid'at, hurafe ve sapkınlıkların şerrinden Allah'a (cc) sığınılmalıdır. Sünneti yaşamak; doğru istikameti ve nebevi yöntemi yol edinmektir. İslami sorumluluk, her şart ve zeminde Müslümanlarla birlikte yol almak ve asla zalimlere meyletmemektir.
-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir. Bu kardeşlik ancak ve ancak İslam kardeşliğidir. Sünneti yaşamak; Müslümanlar arasında muahat (Kardeşleşme) kurumunu tekrardan inşa etmektir. Muahat; muhaciri-ensara, siyahı-beyaza, fakiri-zengine ulaştırmaktır.
-Peygamberi anlamak; onun(sav) ahlakı ile süslenmektir. Onun muhteşem ve muazzam ahlakını her alanda ilke edinmektir. O’nun ahlakı Kur'an'dı. Sünneti yaşamak; savaşta ve barışta, dostlukta ve düşmanlıkta, sevgide ve nefrette ölçülü olmaktır. ‘Muhakkak Allah aşırı gidenleri ve haddi aşanları sevmez’ ( Bakara 190) düsturu ile ahlaklanmaktır.
-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır. Peygamberin (sav) ayakları altında olan ırkçılığı başımıza çıkarmak asabiyyet-i cahiliyedendir. İslam'ın ‘millet’ anlayışı saf ve berrak haliyle ‘ümmet’ anlayışıdır. Sünneti yaşamak; insanlığın onur ve gayretine sahip çıkmak, hududullahı muhafaza etmektir. Hz Muhammed’in(sav) ‘Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır.’ nidasını en gür bir şekilde haykırmayı insani görev olarak bilmektir.
-Peygamberi anlamak; İslami nasların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır. Mezhepler birer vasıtadır. Aracı amaç kılmak cehalettir. İslam ümmetinin en büyük sorunlarından biri mezhepçilik ve iç çekişmelerdir. Sünneti yaşamak; tarihi olaylardan ibretler alarak geleceğimizi ihya ve inşa etmektir. Mezhepsel tefrikanın ve ayrılığın tedavisi ‘Sakın ha, benden sonra tekrar küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmaya kalkışmayın.’ nebevi ikazına uymaktır.
-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa Müslümanların tartışılmaz kutsalıdır. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa ve Kudüs şehri, Siyonist işgal altındadır. Sünneti yaşamak; İslam'ın fetih ruhunu ve izzetini diri tutmaktır. Çevresi Allah (cc) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak her Müslüman’ın vefa borcudur.
-Peygamberi anlamak; ‘Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.’ nebevi mesaja gönül açmaktır. İslam'ın aile ve kadına bakışı; ‘Kıymet ve sevgiye dayalı gözden sakınılan değerli birer emanettir’ fikriyatıdır. Sünneti yaşamak; cahiliye bataklığında istismar edilen emanete sahip çıkmaktır. Bu değerli emanet toplumu inşa eden annedir. Annenin değeri ise cennettir.
-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir. Olağanüstü durumlarda bile insanın fıtri haklarını karşılamak Peygamber adaletinin gereğidir. Sünneti yaşamak; insanların can, mal, namus ve diğer yaşam haklarını muhafaza etmektir. ‘Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ (Maide 8) ilahi mesajını tekrardan diriltmek her Müslüman’a farzdır.
- Peygamberi anlamak; Kur’an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. Bu emanet İslam dininin özüdür. Dini naslar bellidir, açıktır ve şeffaftır. Bu naslar sahabenin içtihat ve yorumları ile zenginleşmiş, âlimlerin gayret ve çabaları ile günümüze kadar ulaşmıştır. Sünneti yaşamak; nebilerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yolundan gitmektir. Bu yol İslam dininin özüdür. ‘Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim’ (Maide 3) mesajı değişmez ilkedir.
Okunan metnin ardından sahnede yerini alan Özlem Ajans Sanatçılarından Özcan Atsat, Rehber İlahi Grubundan Veysi Hiçyılmaz ve Peygamber Sevdalıları Platformu Erkek İlahi Grubu, birbirinden güzel ilahiler seslendirdiler. Peygamber Sevdalısı on binler hep birlikte ilahi ve salâvatlara eşlik etti. İlahilerin ardından sahnede yerini alan minik Peygamber Sevdalıları, İslam coğrafyasında yaşanan katliamları konu alan şiirler okudu. Sunucu Yunus Emiroğlu da ‘Merhaba Yar’ isimli bir şiir okudu.
Okunan şiirlerin ardından İttihadul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi Molla Mehmet Ali Altun kürsüye çıkarak Türkçe bir konuşma yaptı.
"O’nun sünnetini hayatımızdan kopardığımız günden beri hiç yüzümüz gülmedi"
İnsanlığın kurtuluş reçetesinin Peygamberimizin sünnetinde olduğuna işaret eden Altun, "Bizler İslam ümmeti olarak, sevgili Peygamberimizle yol yürüdüğümüz asırlarda, O’nu
kendimize rehber ve model kabul ettiğimiz dönemlerde, yeryüzünün izzet ve şeref sancağını taşıyan ümmetiydik. O’nun sünnetini kendimize dava kabul ettiğimiz güne kadar, azizdik, güçlüydük, heybetliydik, kıymetliydik, sıkılmış yumruk, eritilmiş kurşun gibiydik, adalet terazisinin bekçisi, zalimin ve zulmün korkulu rüyasıydık. Ne ezen, ne de ezilen değildik. Ancak sevgili Peygamberimizin sünnetini ihmal ettiğimiz zamandan beri, O’nun sünnetini hayatımızdan kopardığımız günden beri hiç yüzümüz gülmedi. O gün bugündür rahat bir nefes alamadık, karabulutlar gibi musibetler üzerimizden eksik olmadı. Gözyaşlarımız dinmedi, akan kanımız durmadı, hep feryat eden, hep ezilen, hep katledilen olduk. Mukaddes topraklarımız üzerine haramiler saltanat kurdu. Coğrafi, ruhi ve zihni işgallere uğradık. Öz topraklarımızda bitmeyen sürgünler yaşadık ve yaşıyoruz." dedi.
"O’ndan ayrı düştük; gücümüzü, kardeşliğimizi ve heybetimizi kaybettik"
İslam ümmetinin Hazreti Peygamberden ayrı düşmekle çok şey kaybettiklerini vurgulayan Altun, konuşmasına şöyle devam etti: "İslami şuurumuzu, huzurumuzu, gücümüzü, kardeşliğimizi ve heybetimizi kaybettik. Nesillerimizi ve çocuklarımızı kaybettik. Hayâ ve iffet perdemiz zedelendi, ahlaki hastalık ve zaafların kucağında can çekişen, gayri Müslimleri taklit eden, onlara özenen, onların reklamlarını sırtlarında taşıyacak kadar zayıf düştük. İslam düşmanları bizim bu zaaflarımızdan istifade ederek, İslam coğrafyasını kendi aralarında pay ve taksim etme yarışına girdiler."
"İslam âleminin kurtuluş reçetesi Hz. Muhammed’in (sav) sünneti ve hayat bahşeden davasıdır"
Peygambersiz bir dünyanın asla olamayacağını aktaran Altun, "O’nun güneşi doğmadan karakışlar bitmiyor, onsuz baharlar gelmiyor, insanlık bahçesinde güller açmıyor, onsuz yüzler gülmüyor, onsuz her yer matem, her yer mahzen ve hüzündür. Bu dünya Muhammed siz olmuyor. Onsuz barış ve kardeşlik gelmiyor. Onsuz göklerden Nusret inmiyor. Toplumumuzu yakıp kavuran manevi buhranlar içerisinde can çekişen, kan kaybeden İslam âleminin biricik ve tek kurtuluş reçetesi Hz. Muhammed’in (sav) sünnetidir, O’nun ahlakı ve hayat bahşeden davasıdır. Bu ümmetin hekim ve tabibi Hz. Muhammed Mustafa’dır (sav). O’nun kutlu ahlakıdır. O’nun dışında çareler aramak beyhude çırpınışlardır. Onsuz huzur gelmiyor. Vallahi bizler O’nun sünnetine sarılmadıkça, O’nun ahlakıyla ahlaklanmadıkça, O’nun etrafında kenetlenmedikçe dert ve sıkıntılarımızın bitmesi mümkün değildir. İki cihanın saadet ve selameti Efendimizin sünnetidir." ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmaların ardından bir kez daha sahneye çıkan ilahi ses sanatçıları, Rehber İlahi Grubu ile Peygamber Sevdalıları Platformu çocuk kız ve erkek ilahi grubunun seslendirdiği ilahi ve ezgilere iştirak eden Batmanlılar tekbir ve salâvatlar getirdi.
Program, İttihadul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdurrahman İçlek’in yaptığı dua ile son buldu. (Mehmet Sait Çelik / Tarhan İrtem – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.