BDP Neyin Peşinde?
PKK-BDP medyasının dün gece Batman`daki menfur saldırı karşısında takındığı tavır eminim ki hiç kimseyi şaşırtmamıştır.
PKK-BDP medyasının dün gece Batman`daki menfur saldırı karşısında takındığı tavır eminim ki hiç kimseyi şaşırtmamıştır. İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına, Tarikat Şeyhlerinin evlerine, Dindar insanların araç, işyeri ve evlerine, Hüda Par il-ilçe binalarına ve üyelerine ve Mustazaflar Camiasına yakın derneklere yapılan saldırıların tamamında lal kesilen BDP ve medyası Müslümanları yargılama ve iftira atma konusunda rüzğardan bile hızlı.
Allah aşkına bir insan aynı anda hem muhabir, hem gazeteci, hem İl başkanı, hem polis, hem hâkim ve savcı hem de okkalı bir yalancı nasıl olabiliyor. Batman`daki olayda sıkılan silahın sesi bile kesilmeden, ateşlenen merminin kovanı bile daha yere düşmeden bilumum PKK-BDP medyasının hemen kalkıp Hüda Par bize saldırdı, demeleri hangi gazetecilik başarısıyla açıklanabilir acaba?
BDP-PKK basın yayın organlarının önceden hazırlanmışçasına jet hızıyla olayı Hüda Par Saldırdı diye yansıtması, doğrudan doğruya olaylardaki kendi paylarını açıkça ortaya koymaktadır.
BDP il başkanı Kürt halkını anlayışsız yerine koyarcasına, uzatılan mikrofona ilan-ı Aşk edercesine açıklamalarda bulunuyor. BDP Batman il Başkanı`na göre; Hüda Par mensubu 60 kişilik bir grup uzun namlulu silahlarla düğün alanını basmış. Şimdi bu açıklamanın neresinden tutacaksınız? Batman gibi bir şehirde 60 uzun namlulu kovboy? Buna kargalar bile gülmeye tenezzül etmez. 60 kişi uzun namlulu silahlarla saldıracak ve sadece bir kişi hayatını kaybedecek. Neden, düğüne katılan diğer misafirlerin tamamı çelik yelekli miydi?
Olayların nasıl geliştiğine değinmeden önce bu menfur saldırıyı kınadığımı belirtmek isterim. Vefat eden Temel`e Allahtan rahmet dilerken, ailesine Sabr-ı Cemil dilerim. Umarım aile bu Provokatör medya ve partinin oyununa gelip de merhumun cenazesinin şov malzemesi olarak kullanılmasına müsaade etmez.
Akşamüzeri Hüda Par ve BDP üyeleri arasında kısa süreli bir gerginlik yaşanıyor. Olay yerinde kapanan gerginlikten saatler sonra bir başka yerde BDP`lilerce organize edilen bir düğüne saldırı oluyor. Olayın önceki gerginlikle hiçbir alakası olmamasına rağmen BDP yöneticileri ve medyası günler öncesinden hazırlamışçasına hemen iftira furyası başlatıyorlar.
Şimdi onlara sormak lazım;
--Saldırıyı yapanların Hüda Par üyesi olduklarını nasıl anladınız?
--Basın yayın organlarınız bu haberleri ne zaman hazırlamışlardı?
--Eğer yapanlar Hüda Par üyesi olsalar bile neden onların yakalanmaları konusunda Hüda Par`la veya ---Polisle irtibata geçmeden hemen halkı, tabanınızı ajite edecek açıklamalarda bulundunuz?
--Bu açıklamaları yaparken Parti kimliğinizle mi yaptınız yoksa eli silahlı efendileriniz adına mı?
--Şimdiye kadar her olayda Hizbullah, derken bu olay olur olmaz neden hemen Hüda Par`a iftira attınız? Hizbullah yıllardan beridir silah kullanmadığı için atacağınız iftira tutmaz diye mi Siyasi rakibiniz olan Hüda Par`ı iftira bombardımanına maruz bıraktınız.
--Olayların arkasında yeniden bir kardeş kavgası başlatacak güçlerin olabileceğine hiç mi ihtimal vermediniz?
--Hangi suçluluk Psikolojisiyle, işlemiş olduğunuz hangi cürmün, hangi saldırının ezikliğiyle Hüda Par`ın size saldırabileceğini düşünüyorsunuz?
Aslında BDP-PKK kanadı şu anda kendi kazdıkları kuyuya düşmüş durumdalar. İslami Camiaya yapılan her saldırıya sessiz kalarak, ellerini ovuşturarak, neden kimse ölmedi diye hayıflanarak sevinen bu camia, gelinen aşamada kendilerinin bilinçli olarak oluşturdukları bu mağduriyetle bağırıp çağırıyorlar. Medyaları güçlü olunca da sesleri daha gür çıkıyor.
Ama yanıldıkları nokta şu ki; Tuzakları boşa çıkaran bir Rab var ve o Rab her türlü kuvvetten daha kavidir.
Önemli bir diğer nokta ise halkın geldiği aşamadır. Türk ulusalcıları gibi Kürt ulusalcıları da halka resmen bidon kafalı muamelesi yapıyor. Biz ne söylersek halk ona inanmak zorundadır, gibi bir anlayışın tedavülden kalktığının farkında değiller. Biliniz ki; Halk artık yalanlarınıza inanmıyor.
Elbette bu iftira ve saldırıların özeti şudur; Hüda Par ve Camiasına saldıran kimse, Batman`daki bu olayın faili de odur. O olayları PKK`nın gençlik yapılanması üstlenmişti. Asayiş birimi altında terör timi kurarak Kürdistan Şehirlerini yaşanmaz hale getiren bu grup, bu olayda da pay sahibi olabilir.
PKK-BDP kanadı Hüda Par ve camiasını suçlayacağına kendi içine, kendi ocağına diklen kavi Fidanlara baksın.
Yeniden bir kaos yaşanmaması adına, devletin de bu konuyu tüm yönleriyle aydınlatması lazımdır. Devletin, halkın savaşından ben kârlı çıkarım anlayışından vazgeçerek bu olayı adam akıllı araştırması ve sonuçları kamuoyuyla paylaşması lazımdır.
Ayrıca Hüda Par yetkilileri tarafından yapılan hiçbir açıklamayı dikkate almamaları da ilginç doğrusu. Kendileri tarafından yapılan yüzlerce saldırıdan sonra çıkıp, biz yapmadık, deme zahmetinde bile bulunmayan bu kesimin, sadece kendi ön yargıları ve siyasi kaygılarıyla hareket etmesi, eninde sonunda halk tarafından cezalandırılacaktır.
İftira furyasının başlamasından hemen sonra sıcağı sıcağına açıklamalarda bulunan Hüda Par Batman İl Başkanı, Hüda Par Genel Başkan Yardımcıları ve Genel Başkanı hem bu olayla alakaları olmadığını açıkladılar hem de saldırıyı kınayıp faillerin yakalanması için çağrıda bulundular.
Beyanın esas olduğu, teknolojini tavan yaptığı bir zamanda yaşıyoruz. Eminim ki? Polis isterse bu olayı çok kısa sürede teknolojik imkânlarını kullanarak aydınlatabilir. Bu konuda Hüda Par yetkilileri gibi BDP yetkilileri de yeni bir kardeş kavgasının başlamaması için atak ve sakin davranmaları lazımdır. Suçlamak yerine işbirliğine gitmek ve Kürt Halkının bu tuzağa düşmemesi için çabalamak daha akıllıca bir tutum iken BDP`liler işin kolayı olan iftirayı tercih ediyorlar.
Bu olayı kim, hangi amaç uğruna yapmışsa hemen bulunup ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa Sosyal Medya devrimcileri, PKK içindeki Aleviler, Türk Solunun fosilleri bu olayı daha da kaşıyarak Kürdistan`a ateş düşürmek isteyeceklerdir.
Bu konuda hem BDP`ye hem de Hüda Par`a sorumluluk düşmektedir. En büyük sorumluluk ise Kürt kanaat önderlerinin, Kürt Hareketlerinin, Kürdistan`daki Sivil Toplum Kuruluşlarının ve diğer Kürt Partilerinin omzundadır. Anılan kesimlerin olayların daha da büyümemesi için harekete geçerek arabuluculuk sorumluluklarını yerine getirmeleri lazımdır. Yoksa düşen ateş öyle bir fitnedir ki; Dicle ve Fırat`ın suyu bile bu fitne ateşini söndürmekte aciz kalır.
Kazananın da mağlup olanın da kaybettiği bir savaşta kazanan ya da kaybeden olmak arasında hiçbir fark yoktur. Buradan hareketle, her iki kesimin de sen şunu yaptın ben bunu yaptım demeden hemen bu en karanlık günde yeni bir sayfa açmaları lazımdır. Kürt halkının bu sayfaya gerçekten de ihtiyacı vardır. Yapılan açıklamalara bakınca Hüda Par Camiasının bu konuda daha duyarlı olduğunu görüyoruz. Buradan hareketle Hüda Par camiası bir tuzağa çekilmek istendiğini farkında olmalı kendi tabanını da bu konuda hem eğitmeli hem de aydınlatmalıdır.
BDP`nin ise oy kaygılarıyla, zemin kaybetme endişesiyle bu tür iftira ve saldırılardan vazgeçmesi lazımdır. Özellikle kendi basın yayın organlarıyla tabanlarını kışkırtmak yerine sakinleştirmeye çalışması lazımdır. Bu tür saldırıları dört gözle bekleyip, ölümden, kandan ve nefretten rant devşirmekten vazgeçmelidir.
Bir kez daha bu saldırıyı kınarken merhuma rahmet, yaralılara şifa, ailelerine de Sabır temenni ederim.
Kardeş kavgalarının yaşanmayacağı günler dileğiyle…
Zülküf ER - Doğruhaber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.