"Bel fıtığında çözüm batıl yöntemler değil"
Hareketsizlik durumunun bel fıtığına davetiye çıkardığını belirten uzmanlar, tedavi amacıyla yapılan batıl yöntemlerden ise uzak durulması gerektiğine dikkat çektiler.
BURSA – Medical Park Bursa Hastanesi Nöroşirürji (Sinir sistemi cerrahisi) Bölüm Direktörü Prof. Dr. Kudret Türeyen, bel fıtığı hakkında önemli güncel bilgiler verdi.
Prof. Dr. Türeyen, bel fıtığı hastalığının, omurga kemikleri arasında bulunan ve amortisör görevi gören diskin kılıfının yırtılarak, içinde bulunan lastik kıvamındaki kıkırdak yapının bu yırtıktan taşıp bacaklara giden sinirleri sıkıştırması sonucunda oluştuğunu belirtti.
Bel fıtığının belirtileri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Kudret Türeyen, şunları söyledi: “Bel fıtığı hastaları başlıca; bel ve bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma, keçeleşme, yürümede zorluk, bacak veya ayaklarda kuvvet kaybı şikâyetleri ile hastaneye başvururlar. Sıklıkla diskin etrafını saran kılıf bağ dokusu yırtılır. İlk aşamada hasta sadece bel ağrısı hisseder. Bir süre sonra yırtılan yerden diskin içindeki lastik kıvamdaki doku sinirlerin olduğu kanala taşar ve sinirleri sıkıştırması sonucu ağrı bacaklara yayılır. Hastalarımızın sıklıkla merak ettikleri, 'Bel fıtığı isem belimde hiç ağrı yok, neden sadece bacağım ağrıyor?’ sorusunun cevabı budur. Sıkışan sinir belden çıkıp bacağa uzandığı hat boyunca ağrıyı hissettirir. Aynı şekilde bacak ve ayakta uyuşma keçeleşme, yanma, karıncalanma şikâyetlerine neden olabilir. İleri aşamalarda ayaklarda güçsüzlük oluşabilir. Bütün bu sayılanlar yavaş yavaş oluşabileceği gibi saatler içinde de gelişebilir.”
Çalışma hayatında işgücü kaybına neden olan hastalıklar arasında yüzde 25 oranında bel fıtığının görüldüğünü ifade eden Kudret Türeyen, bu hastaların iş gücü kaybının bazen 6 aya kadar uzayabileceğini söyledi.
Hareketsizlik fıtığa davetiye çıkarıyor!
Türeyen, şöyle devam etti: “Ağır yük taşıma ve bedene yük bindiren meslekler, uzun süre otomobil kullananlar, masa başında sürekli oturmayı veya ayakta sabit durmayı gerektiren işler gibi bazı meslek gruplarında hastalığa yakalanma oranı daha fazladır. Hayatının belli bir döneminde toplumun yüzde 85’inde şiddetli bel ağrısı olur. Bu kişiler tedavi olsa da olmasa da yüzde 85-90 oranında bu ağrıyı istirahatle kendiliğinden atlatırlar. Bu nedenle tıp dışı yerlere giderek beline eğitimsiz kişilere manipülasyon yaptıranların, çektirenlerin, kan aldıranların, balık bağlatanların ve birçok ilkel yöntemleri uygulatanların yüzde 85’i ağrısının zaten istirahatle de kendiliğinden geçeceğini bilmesinde fayda var. Bel ve bacak ağrınıza tıbben mutlaka bir çözüm vardır, batıl yöntemlerden uzak durulmalı. O nedenle bu şikâyetleri olanlar öncelikle doktora başvurması gerekir”
Bel fıtığının tedavisine ilişkin bilgi de veren Prof.Dr. Türeyen, “Öncelikle acil cerrahi endikasyonlar dışında tedavi koruyucudur. Kuvvet kaybı olmayan, üç hafta süreyle ilaç, istirahat, fizik tedavi gibi koruyucu tedaviye cevap vermeyen hastaları tekrar değerlendirmek gerekir” diye konuştu.
Bel fıtığı tekrarlar mı?
Bel fıtığının tekrarlanması konusuna da değinen Türeyen, “Bel fıtığının tekrarlama oranı hastalarımızın genel olarak korktuğu oranda değildir. Bel fıtığının ameliyat olduktan sonra aynı yerden tekrarlama oranı 10 yılda yüzde 3-15 civarındadır. Ağır işte çalışanlarda, şişmanlarda, uzun süre oturarak veya ayakta sabit çalışanlarda, spor yapmayan ve belini doğru kullanmayanlarda bu oranlar daha fazladır. Ama bu mutlaka tekrarlayacağı anlamına gelmez. Bu oran ameliyat sonrası öneriler dikkate alınırsa çok daha da düşük olacaktır” şeklinde konuştu. (Zeki Aras - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.