Abdulhakim SONKAYA
Beşir’in Cazibesi, Nezir’in Caydırıcılığı
Peygamber (SAV)’in müseccel iki ismi olan Ahmed ile Muhammed’in sıfat ve ameli, Beşir ile Nezir isimlerinde tecelli etmiştir. Peygamberin bu iki müseccel ism-i celili, Beşir ve Nezir üzere açılım yapar.
Peygamber (SAV)’in Ahmed ismi elifle başlar ve şeddesizdir. Bu nedenle Beşiri-müjdeyi ifade eder. Buna mukabil ism-i Muhammed, mim ile başlar ve hem de şeddelidir. Bu nedenle Nezir’i-korkutmayı ifade eder.
Peygamber (SAV)’in Ahmed isminin sıfatı Beşir’dir. Allah(CC), Peygamberi Beşir olarak göndermiştir. Beşir; müjdeleyen, istisnasız tüm beşeriyete beşareti veren bir cazibeye sahiptir.
Beşaret, nefretin zıddıdır. Bu nedenle Peygamber (SAV), “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin” buyurmuştur. Beşir, ülfeti ortaya koyar. İnsanların tenlerine ve yüzlerine ışık ve nem saçar. Onlara öğretir, yol gösterir. Çünkü yazı aleti olan tebeşir dahi beşaretten gelir. İz yaparak işaretlerle öğretime araç olması sebebiyle “tebeşir” adı verilmiştir. Ayrıca yağmur ve nem damlalarına, temiz ve canlı tene, kâmil insana da beşer-beşaret denilir ve bütün bunlar beşirden türemiştir.
Peygamber (SAV), Beşir’dir. Onun beşareti, dinleyen ve kulak veren beşerin tenine ve kalbine bir nemdir, ışıktır. Hayat tılsımıdır. Güzel habere beşaret adı verilmiştir. Çünkü insanın beşeri, yani teni onunla nemlenir ve ışıldar.
Bunun gibi, Peygamber (SAV)’in Beşir olması, insanın kalbine ve ruhuna serinlik verir. Kurumuş olan toprağına nem sağlar, böylece kalben ve ruhen ve hatta bedenen ter ü taze kalmasını temin eder. Teninin(beşer) güzel ve canlı olmasını isteyen kimse yapay şeyleri değil, Peygamberin beşaretini yüzüne, tenine ve kalbine sürsün. Peygamberin Beşir vasfı, eğitim ve öğretim konusunda insanlara tebeşirdir. Peygamberin Beşir isminden yontulmayan tebeşir, toz olup gider. Eğer beşeriyet, çocuklarının erdemli ve edepli, bilgili ve ahlaklı olmasını istiyorsa onları eğiten ve öğreten tebeşirin Peygamberin Beşir isminden yontulmasını istemelidir. Aksi takdirde eğitimin tebeşiri silik olur. Toz olup gider. Çocukların da kâmil bir beşer olma şansları zayi olur.
Tebeşirin izinin tahtadan kolayca silinmesi Peygamberin bu sıfatının zorla değil, gönülden kabul edilmesi mesajını vermektedir. Gerçekten Peygamber (SAV)’in beşaretini kabul etme konusunda insanlara zorlama yoktur. Ancak kim bunu kabul etmezse kendisi kaybeder. Teni ve kalbi nemsiz kalır. Hakkın talim ve terbiyesinden mahrum olur. Üzerindeki pisliklerden arınmaya asla yol bulamaz. Bu nedenle ism-i Ahmed ve onun pratiği olan Beşir sıfatı kimseyi zorlamaz.
Peygamberin Muhammed isminin sıfatı, Nezir’dir. Allah (CC) aynı zamanda Peygamberini “Nezir” olarak göndermiştir. Nezir; korkutan, caydıran ve uyaran manasındadır. Ama daha ilginci şudur ki Nezir, aynı zamanda nezirde yani adakta bulunan ve kendisini adamaya hazır olan anlamındadır. “Onlar ki nezirlerini-adaklarını yerine getirirler” ayetinde nezir, adak anlamına gelmektedir. Demek ki Peygamber (SAV)’in Nezirliği hâşâ blöf değildir. Çünkü o uyarır ve korkutur. Ama bununla birlikte onun Nezirliği sadece tehdit etmez aynı zamanda caydırır da. Çünkü o, nezir olurken nezretmeye hazırdır. Kendisini adamaya kararlıdır. Bu nedenle onun nezri korkutucu ve caydırıcıdır. Eğer nezir(korkutma) nezirle(kendisini adama) birlikte olmazsa bir şey ifade etmez. Blöf olarak kalır. Bu nedenle Peygamber (SAV), “Bir aylık mesafeden korkutma ve caydırıcılıkla yardım olundum” buyurmuştur.(Müslim) Gerçekten eğer Peygamber (SAV)’in Nezirliği nezre dayanmasaydı böylesine bir caydırıcılığa sahip olabilir miydi?
Coğrafî olarak İslam Âlemi, dünyanın en uzak noktasına dahi bir aylık mesafede değildir. Demek ki eğer Müslümanlar gerçekten Peygamber (SAV)’in bu sıfatına hakkıyla uyarlarsa onların caydıramayacakları kimse yoktur. Ne kadar uzak mesafe veya konumda olursa olsun, herkes onların hesabını yapmak zorunda kalır. Öyle ki zalimler onların nefeslerini enselerinde hissederek hadlerini bilirler.
Peygamber (SAV), Beşir ve Nezir’dir. Bu ikisi Müslümanların ellerindeki kozlardır ve Müslümanların yerine ve zamanına göre doğru ve etkili şekilde bunları kullanması gerekir. İslam, bu ikisinin toplamıdır. Bu nedenle İslam’ın davetçileri ve fedaileri birlikte hareket etmelidir. Farklı şahıslarda ya da aynı şahıslarda bu ikisinin cem olması gerekir. Aksi takdirde Müslümanlar zayıf kalır.
Beşaretin olmadığı salt caydırıcı güç, fethi getirmez. Sadece işgal eder. Aynı şekilde nezrin olmadığı salt beşaret de zorlukları aşıp hedefe ulaşamaz. Peygamberin sevgisi, müjdeleyici ve caydırıcıdır.
Mazlum ve Mustaz’aflar bununla umutlanıp mutlu olurken zalim ve müstekbirler de bundan korkuya kapılır. Bangladeş’te, Arakan’da, Suriye’de Müslümanlara zulmeden sistemler inşallah Peygamberin Beşir ve Nezir isimleriyle ortadan kalkacak, böylece Müslümanların içi serinlerken zalimler kahr u perişan olacaktır. Yeter ki Ümmet, Nebisinin isimlerinin hilatini giyerek onun sıfatlarının gereğini yapsın.
Peygamber (SAV)’in isimlerini kendilerine hilat ederek çalışan Müslümanlara selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.