Mehmet GÜLSEVER
Beyrut Yaktı!
Ey “uzakların” şehri, “yakınların” hıncı Beyrut!
Kızların ve kızanların şehri
Denizine kan, yüreğine kıyam sinmiş şehir
Denizler uyusa, nehirler uyusa bile
Sen;
Uyumamalıydın!
Uyutmamalıydın!
Unutmamalıydın!
Karanlığın yalancı yüzüne kanarak…
Uyu bebeğim uyu
Artık Beyrut da uyuyor
Tarihte eşine az rastlanır bir yıkıma maruz kaldı Beyrut(Lübnan). Siyonizm’in topraklarımıza çöreklenmesiyle birlikte bedel olarak en çok kan ve gözyaşı dökmüş coğrafyamızdır Lübnan. Etnik, mezhebi ve dini farklılıklarını, uzun yıllar verilen bedel sonucunda çeşitlilik ve renkliliğe dönüştürmeyi başarmış müstesna ve örnek bir uzvudur ümmetin Lübnan. Hıristiyan’larının hainlerle işbirliği yapmadığı, mezhebi farklılıkların çatışmadığı tek örnek Lübnan.
Hain Arap liderlerinin bile yenildiği ve toprak kaptırdığı 6 gün savaşlarına karşın Siyonizm’in 2007’de karadan, havadan ve denizden bir ay süren abluka ve saldırılarına karşın işgalci israil’e mağlubiyet ve işgal ettiği Lübnan topraklarından çekilme acısını yaşatmış tek ülkedir Lübnan. Elbette bu birliktelikte ve zaferde Hizbullah’ın payı Aslan’a ait olan kadardır. Aynı zamanda hainlerin yönetmediği ülkelerin işgalci israil’e yenilmeyeceğinin de ispatıdır bu zafer.
Lübnan, Siyonist israil’in tahrif Tevrat’tan devşirdiği ve iman ettiği, Türkiye dahil Nil ve Fırat arasında kalan İslam coğrafyaları üzerindeki işgal emellerinde paratoner görevini yaparak işgalci israil’i frenleyen en somut güçtür de aynı zamanda. Yani ümmetin bu yükünün önemli kısmını fiilen yüklenmiş durumda.
Çok stratejik Jeopolitik, sosyopolitik konumu yanında işgalci israil’in hükmedemediği tek komşusu olması da dünya müstekbirlerinin üzerinde çokça oyun oynadığı bir uzvumuzdur Lübnan. Bütün bu saldırılara rağmen Lübnan direniş, ruhundan bir şey kaybetmemiştir.
Ancak son patlama bütün bu gerçeği ters yüz etmiştir. Bu kadar çok düşmanınız olacak. İşgalci israil gibi gaddar bir komşunuz olacak. Ama sizin limanda Beyrut’u yok edecek miktarda(2.700 ton) amonyum nitrat bir arada olacak ve güvende olmayacak. Bu ne akıl ile ne mücadele ile ne öngörü ile ne tecrübe ile ne ahlak ile ne feraset ile izah edilecek bir şey değildir. Doğrusu bu kadar büyük bir hatanın faturası, (eğer sabotaj ve saldırı ise bile- ki kuvvetle muhtemeldir) devlet yetkililerine ve Lübnan’ın gidişatında ana aktör olan Hizbullah’a kesilecek. Bu kadar basit, pespaye ve lakayt kalınmış olması onları küçük düşürdüğü gibi, düşmanlarımızı da cesaretlendirmiştir. Bu öngörüsüzlüğün mazereti asla yoktur. Ama maalesef İslam coğrafyalarının çoğunda durum aynıdır.
Bu dikkatsizlik on yılların emeğini ve kazanımlarını bir saman alevi gibi göğe savurmuştur. İçimizi acıtmış, yüreğimizi yakmıştır. Yine de gün Lübnan’ı elbirliği, işbirliği ve en önemlisi gönül birliği ile ayağa kaldırma günüdür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.