20-21 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da 9. Beytulmakdis Kanaat Önderleri Forumu gerçekleşti. Foruma 80 ülkeden yazar, alim, kanaat önderleri, cemaat, harekat, parti yetkili ve temsilcileri katıldı.

Forum; sempozyum, seminer, sergi ve çalıştaylar şeklinde gerçekleşti. Dünyanın birçok coğrafyasından beyazı ve siyahıyla, doğulu ve batılısıyla, değişik renk ve lisanlarla yüreği Kudüs için atan, işgal ve zulme karşı olan yüzlerce Kudüs sevdalısı katıldı.

Filistin topraklarını Siyonistlere tahsis eden Balfour Deklarasyonunun 100. Yılı,  Siyonizmin Kudüs'ü işgalinin 50. Yılı ve Kudüs davasının gündemden düştüğü bir dönemde olması bu foruma ayrı bir hava ve önem atfetti.

Konuşmalarda, tartışmalarda, sorularda, ikili konuşmaların tümünde elhamdülillah şunları aynel yakin  gördüm:

Ümmette Kudüs ruhu canlı ve diridir.

İşgale ve siyonizme karşı olan öfke ve kızgınlık had safhadadır.  Müslüman ülkelerin sözüm ona lider ve yöneticileri her ne kadar siyonizmle kol kola olsa da ümmet bu zilleti asla kabul etmeyecektir.

Yüzlerce binlerce yıl geçse de ümmet Kudüs'ü unutmayacak ve işgali kabul etmeyecektir.

Kudüs, özgür olmadığı müddetçe ümmet özgür olmayacaktır. Kudüs işgal altında olduğu müddetçe ne Suriye'de,  ne Irak'ta,  ne Afganistan'da ne de ümmet coğrafyasının diğer parçalarındaki Müslümanların, kadın ve çocukların feryat ve figanları susmayacaktır.  Kudüs'ün özgürlüğü de ümmetin birlik ve beraberliğinden geçmektedir. Ümmeti ancak Kudüs birleştirebilir.

Kudüs, azizdir, bereketlidir. Kendisi için çalışanları, bedel ödeyenleri aziz kılar. Kendisine ihanet edenleri ve yüz çevirenleri zelil eder.

İstisnasız tüm konuşmacılar Selahaddin-i Eyyubi'ye değinmeden, ona rahmet okumadan, minnet ve şükranlarını sunmadan konuşmalarını bitirmediler. Her konuşmacı, ‘Selehaddinler yetiştirin' sözleriyle ümmete seslendiler. Bu şeref ve onur, Selahaddin'e, ailesine, Eyyubi aşiretine ve mazlum Kürt halkına yeter de artar.

Bu tür toplantı ve buluşmalar tek başına Kudüs'ün özgürlüğü için yetmez. Sözden fiiliyata ve eyleme geçilmelidir. Konuşmacıların önemli bir kısmı konuşmalarında bunu dile getirdiler. Hükümet adına foruma katılan AK Parti milletvekili Nureddin Nebati, sözden öte şeylerin yapılması gerektiğini ifade etti. Siyasi kimliği olmazsa inanıyorum ki başka şeyler de söyleyecekti.

Cezayir'den foruma katılan bir konuşmacı kendisini alkışlayan ve tekbir çeken dinleyicilere, ‘alkışlarla, tekbir çekmekle Kudüs özgür olmaz ve işgal sona ermez' sözleriyle cevap verdi. Bu da ümmetin söz ile alkış ile özgürlük gelmez. Direniş ve mücadele olmadan işgalin sona ermeyeceği üzerinde ittifak ettiğinin göstergesidir.

Soru ve cevap bölümünde HAMAS'ı temsilen konuşan Mahir Salah'a, imzalanan son ‘Uzlaşı Anlaşması' soruldu. Mahir Salah, HAMAS, kesinlikle direniş ve silahı bırakmayacak, direniş, HAMAS'ın taşıdığı ismin bir parçasıdır. israilin kesin olarak yok olacağına inandıklarını belirterek Filistin halkının çıkar ve menfaatlerinin, birlik ve beraberliğinin öncelikleri olduğunu ifade etti. Yetkili bir ağızdan bu konunun tekrar teyid edilmesi önemli bir açıklamaydı.

Erkeklerin yanında bayanların da olması ayrı bir güzellikti. Elhamdülillah bacı ve ablalarımızda Kudüs aşkı ve sevgisinin bu derece diri ve canlı olması bizi sevindirdi. Bacı ve ablalarımızın direnişteki fedakârlık ve ödedikleri bedellerle söylediklerinin sözden ibaret olmadığını, sözlerinin arkasında olduklarını göstermektedir.

Bu forumu düzenleyen, katılan, emek veren tüm kardeşlerden Allah razı olsun. Müslümanların birbirlerini tanıması ve kaynaşmasına vesile olan bu tür etkinliklerin çoğalması ve Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşması bizim temenni ve arzumuzdur.

*İstanbul'da bu programın yapıldığı bir zamanda Mavi Marmara Davası'nda yargılanan Siyonist katillere takipsizlik kararının çıkması bir utanç vesilesidir. Bu karar, ne katilleri aklar ne de bu kararı verenleri halkın ve Hakk'ın nezdinde mazur görür. Kudüs davası bir turnusol ve mihenk taşıdır. Kendisi için çalışanları aziz kılar, karşısında duranları zelil eder.