Eğer siz, bir sene sonrasının hesabını yapıyorsanız; buğday ekiniz!

Eğer siz, on sene sonrasının hesabını yapıyorsanız; ağaç dikiniz!

Eğer siz, elli sene sonrasının hesabını yapıyorsanız; bilgi ekiniz ve bilgi üretiniz!(Çin Sözü)

Peki, bugün bizler hangi hesapların peşinde koşuyoruz?

Hesaplarımız elli ve yüzyıllık mı?  Yoksa anlık veya günübirlik mi?

Ağaç mı dikiyor? Yoksa beton mu döküyoruz?

Bilgi ve ilim mi üretiyoruz? Yoksa cehalet mi?

Gelecekle ilgili projelerimiz var mı?

Bilgi, bilim ve ilim üretim derdimiz var mı?

Gençlikle ilgili, gençliği uyuşturucuların pençesinden kurtaracak sözde sorumluluk sahibi STK’ların bir projesi var mı?

Evet! Bugünlerimiz ve yarınlarımız işgal altındadır.

Gerek dünyada ve gerek yanı başımızda geleceğimizi cehalet ve uyuşturan faktörler ile çalmaya çalışan şer odakları var.

Kendi ihtiras ve menfaatleri uğruna gençliğimizi zehirlemeye çalışan sefihler grubu…

Bunlar gece gündüz İslam dünyasının ve insanlığın gençliği üzerinde hesap ve planlar yapmaktadırlar.

Bugün yeryüzünün her tarafında zehir kusan, ulusal ve yerel çeteler eliyle binlerce on binlerce aile perişan vaziyette.

Bunu rahatlıkla görebiliyoruz.

Geçmişte olduğu gibi bugün de uyuşturan faktörler ile mücadelede toplumsal duyarlılık yok olmuş ve birçok toplum bu yönde sınıfta kalmıştır.

Bugün için İslam dünyasının ve dünyanın cehalet ceraheti büyüyüp patlamıştır.

Belki bütün İslam dünyası hatta bir bütün dünya, bu cehalet cehaletinin fena kokusunun etkisindedir

Hala da o etkiden kurtuluş emareleri net olarak görülmüş değildir.

Yeteri kadar bir mücadele yok ve gençlik bu çetelerin pençesinde kıvranıyor.

Bunlarla yeterli düzeyde mücadele edilmemekte, hatta teşvik bile edildiğini düşünmekteyim.

Bu gerek yaşadığımız topraklar üzerinde ve gerek dünyanın bütün ülkelerinde böyledir.

Bu duruma sebep olanlar, bilgisizlikten yarar uman ve ilimden ve bilgi üretiminden yarasanın ışıktan rahatsız olduğu gibi rahatsız olanlardır.

Bunlar gençliğin geleceğini çalmak için her türlü yola başvuranlardır, bilgi üretmezler, sürekli cehalet üretmekle meşgul olurlar.

Bir yerde cehalet var oldukça, kötülüğe götüren yolların her türlüsüne ulaşmak kolay olur.

İşte dünyayı bir ahtapot gibi sarıp sarmalayan bu insanlık düşmanları, cehaleti körükleyerek sinsice planlar yapmakta.

Bizler toplumsal anlamda bunlara karşı daima uyanık olmalıyız, maddi ve manevi alanda onlarla mücadeleyi önceliklerimiz arasına almalıyız.

Bilgi üzerine yoğunlaşan ve bilgi üreten toplumlarda cehalet zayıf kalır.

Cehalet zayıf kalınca, toplumun fikirsel ve düşünsel anlamda ilerlemesi kaçınılmaz olur ve bu da beraberinde bilinçli bir nesil getirir.

Bilinçli nesil demek, gelecek demektir, güven ve huzur demektir.

Bilinçli nesil demek, bilgi üreten nesil demektir, ileriye yürüyebilen toplum demektir

Zıt olan şeylerde birliktelik olmaz ve beraber yaşama şansı yoktur.

Bir yerde bilgi olunca cehalet kaybolur.

Bilgi üretemeyenler akrepten daha cahil duruma düşer.

Bizler de biliyoruz ki bilgi üretemeyen toplumlar ancak ve ancak sorumsuzluk, duyarsızlık ve cehalet üretir.