Bin Aydan Hayırlı Gece

Bin Aydan Hayırlı Gece

Kim inanarak ve mükâfatını Allah-u Teala’dan bekleyerek Kadir Gecesini ihya ederse, geçmiş günahları affolunur.

Ebu Hureyre radiyallahu anh’den rivayet edilmiştir. Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu vesselam şöyle buyurdu: “Kim inanarak ve mükâfatını Allah-u Teala’dan bekleyerek Kadir Gecesini ihya ederse, geçmiş günahları affolunur.” (Buhari-Müslim)

Kadir Gecesi; hüküm ve takdir gecesi anlamına geldiği gibi değerli, şerefli ve yüce anlamına da gelmektedir. (T. Sarih Muh.)

Bu geceye hüküm ve takdir gecesi anlamına gelen ‘Kadir Gecesi’ denilmiştir. Çünkü İbn-i Abbas ve diğer bazı âlimlerden rivayet edildiğine göre; bir sonraki seneye kadar, meydana gelecek olan yağmurlar, rızıklar, hayat vermeler ve ölümler gibi tüm olaylar bu gece takdir edilip hükme bağlanır. Ancak bu takdirden kasıt, kâinat olaylarıyla vazifeli olan meleklere o yılki vazifelerini bildirmektir. Yoksa Allah-u Teala’nın eşya hakkındaki takdiri, yani miktarını belirleyip zamanını tayin etmesi ezelidir. (Alusi. C/16)

Zühri Rahimehullah ise şöyle demiştir: Kadir Gecesi, ‘Büyüklük ve şeref gecesi’ anlamına gelmektedir. Zira bu gecede ibadet eden kişi Allah Azze ve Celle nezdinde kıymetli ve şerefli bir kimse olur. Ya da bu gece yapılan ibadetler kıymetli ve şereflidirler.

Ayrıca bu gece; yüksek bir rütbe ve şerefe sahib olan Resulullah aleyhisselatu vesselam’ın üzerine, şerefli bir melek vasıtasıyla, şerefli bir ümmet için, şerefli bir kitap indirilmiştir.

Ve denilmiş ki: Çünkü bu gece şerefli olan melekler inerler yeryüzüne.

Halil bin Ahmed Rahimehullah da şöyle der: Kadir Gecesi demek, darlık gecesi demektir. Zira yeryüzü, bu gece inen meleklerle daralıyor. (Alusi. C/16)

Faziletli bir gece olduğu isminden ve ismine verilen manalardan da anlaşılan Kadir Gecesi hakkında Yüce Rabbimiz Azze ve Celle’nin Yüce Kitab’ında bu isimle mustakil bir süre inzal buyurması bu gecenin ne derece faziletli olduğunu anlamak için yeterlidir.

“Gerçek şu ki, Biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o.” (Kadir Suresi: 1-5)

Deylemi rivayet zincirini belirterek Hz. Enes Radiyallahu Anh’den Resulullah aleyhisselatu vesselam’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Şüphesiz Allah-u Teala, Kadir Gece’sini sadece ümmetime hibe etmiştir. Önceki ümmetlere vermemiştir.” (Alusi. C/16)

İmam Malik Rahimehullah’ın, güvenilir ilim ehlinden şöyle duyduğu rivayet edilmiştir: “Resulullah aleyhisselatu vesselam’a önceki insanların ömrü gösterildi. Uzun ömürlü olan o milletlerin işlediği amelleri işlemeyecek olan ümmetinin ömürlerini kısa buldu. Bu yüzden Allah-u Teala ona bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi’ni verdi.” (Muvatta)

Peki, böyle değerli olan Kadir Gecesi hangi gecedir? Bu konuda rivayet edilen bazı hadis-i şeriflere bakalım.

Hz. Aişe annemiz Radiyallahu anha demiş ki: Resulullah aleyhisselatu vesselam, Ramazan’ın son on gününde i’tikafa girer ve şöyle buyururdu: “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde arayınız.” (Buhari-Müslim)

Buhari’nin bir başka rivayetinde ise “Son on günün tek olan gecelerinde arayınız” buyruluyor.

Yine Hz. Aişe Radiyallahu Anha: “Ramazan’ın son on günü girdiğinde Resulullah aleyhisselatu vesselam geceleri ihya eder, ehlini uyandırır, bütün gayretini ibadette sarf eder ve uçkurunu sıkı bağlardı. (Yani kadınlardan uzak dururdu)” (Buhari-Müslim)

Ebu said el-Hudrî Radiyallahu anh anlatıyor: Hz. Peygamber Aleyhisselatu vesselam ile birlikte Ramazan’ın ortasındaki on günde i’tikafa girdik. Yirminci günün sabahında (i’tikaf yerinden) çıkıp bize hutbe verdi ve: “Bana Kadir Gecesi gösterildi sonra bana unutturuldu, ama siz onu sonlardaki on gecenin teklerinde arayın. Ve gördüm ki su ve çamur içinde secde ediyordum. Kim Allah’ın Resulü ile i’tikafa girmiş idiyse yine yerine dönsün” buyurdu. Biz de (tekrar i’tikaf yerlerimize) döndük. Gökte hiçbir bulut görmüyorduk. Bu sırada bir bulut geldi ve öyle yağmur yağdı ki, mescidin tavanı bile aktı. Mescidin tavanı hurma dallarından idi. Sabah namazı kılındı. Resulullah aleyhisselatu vesselam’ı su ve çamur içinde secde ederken gördüm. Alnındaki çamur izlerini bile gördüm. (Buhari)

Abdullah bin Üneys Radiyallahu Anh: Resulullah aleyhisselatu vesselam şöyle buyurdu: “Bana Kadir Gecesi gösterildi, sonra unutturuldu. O gecenin sabahında sanki ben su ve çamur arasında secde ediyordum.” (Ravi) dedi ki: “Yirmi üçüncü gecede üzerimize yağmur yağdı. Allah Resulü aleyhisselatu vesselam bize namaz kıldırdı. Namazdan ayrıldığında, alnında ve burnunda su ve çamur izleri vardı.” Abdullah bin Uneys, (yağmurlu gecenin) yirmi üçüncü (gece) olduğunu söyledi. (Müslim)

… Ve rivayetler uzayıp gidiyor. Bu gecenin, Ramazan’ın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 24, 25, 27, 29. gecelerinde, Ramazan’ın tümünde, senenin tümünde olduğu hakkında rivayetler vardır.

İmam Şafii, Ramazan’ın 21. ile 23. gecelerine, daha çok da 21. gecesine meyletmiştir. Naklettiğimiz son iki rivayet de buna delalet etmektedir.

İmam Ebu Hanife’ye göre bu gece, Ramazan ayındadır fakat sabit bir gece değildir. Zira bazen birinci gece olur, bazen de sonuncu gece olabilir. İmam Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre ise sabittir. (Fakat hangi gün olduğunu beyan etmemişler) -İbni Abidin-

Abdullah b. Mesud: “Kim tamamen bir seneyi ihya ederse Kadir Gecesi’ne isabet eder” demiştir. (Ebu Davud)

Bu değerli gecenin hangi gece olduğu konusunda kırkın üzerinde görüş vardır. (Feth-ül Kadir) Gece sanki özellikle belirli bir vakit içerisinde tayin edilmemiştir. Bunun hikmeti açıktır. Zaten Yüce Allah (cc), insanlar devamlı gayret göstersin diye, rızasını, ism-i azamını, orta namazı, tevbenin kabulünü, kişinin öleceği vakti, cumadaki duanın ibadet vaktini ve gecedeki icabet vaktini gizlemiştir. (Tefsir’ül Kebir, T. Sarih tercemesi)

Abdullah b. Üneys’ten: O dedi ki “Ya Resulallah! Kadir gecesini aradığın gece hangi gecedir?” Resulullah aleyhisselatu vesselam: “O geceden başka insanların namazı terk edeceklerinden korkmasaydım, sana o geceyi bildirirdim” buyurdu. (Taberani)

Selef-i salihin büyüklerimiz, Ramazan’ın tüm gecelerini ihya ederlerdi. (Alusî)

Bu mübarek gece gizli olmakla beraber hadis-i şeriflerde bazı alametleri zikredilmiştir:

Übey b. Kab’dan: “O gecenin belirtisi sabahında güneşin şuasız bembeyaz doğmasıdır” (Müslim)

İmam Ahmed’in bir rivayetinde ise, “Onun alameti (dibi görünen deniz gibi) tertemiz, ortasında ışıkları yayılıp parlayan bir ay varmış gibi aydınlık bir gecedir. Ne soğuk ne de sıcaktır. Sabah oluncaya dek bir yıldız kayması olmaz, o gecenin bir alameti de sabahında güneşi dolunay gibi yuvarlak ve fazla ışınları olmadan doğar.”

Taberani zaif bir senetle şunu da eklemiştir: “Bu gecede bulut, yağmur ve rüzgâr yoktur.” (El-Mü’cemül Kebir)

Ebu Hureyre’den: O dedi ki “Biz Resulullah aleyhisselatu vesselamın yanında Kadir Gecesi hakkında konuştuk, şöyle buyurdu: ‘Hanginiz ayın yarım kazan şeklinde doğduğunu hatırlar (işte o zaman o gecedir)” (Müslim)

Bu mübarek gecenin bin aydan hayırlı olması âlimlerin çoğuna göre kendisinde yapılan ibadete binaendir. Yani bu gece yapılan ibadetler bin ayda yapılan ibadetlerden daha hayırlıdır. Ve bu hayrın miktarını Allah-u Teala’dan başkası bilemez. Kadir gecesine verilen bu fazilet Allah-u Teala’dan gelen bir fazilettir ve garipsenecek bir durum değildir. Zira Allah-u Teala dilediğini yapar. Hiç şüphesiz bazen az olan ameller, zaman, mekân ve eda ediliş tarzına binaen çok olan amellerden daha faziletli olur. Mesela cemaatle kılınan bir namaz tek başına kılınan yirmi beş (essah olan rivayete göre yirmi yedi) namaz değerindedir. (Alusî)

O halde bu gecede ibadetin her türlüsüne mümkün mertebe gayret sarfetmek gerekir.

Hz. Aişe anlatıyor: “Ya Resulullah, Kadir gecesine rastlarsam, ne diyeyim?” dedim. Şöyle buyurdu: “Allah’ım, hiç şüphesiz sen çokça affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!’ de” (İmam Ahmed, Tirmizi)

Said b. Müseyyeb’den rivayet edildiğine göre “Kadir gecesinde yatsı namazını cemaatle kılan kimse bu geceden payını almış olur.” Enes b. Malik: “Akşam ve yatsıyı cemaatle kılan geniş bir pay almıştır” demiş, İmam Şafii ise “Yatsı ve sabah” demiştir.

İbn-i Receb der ki: “En mükemmeli, kişinin; namaz, Kur’an-ı Kerim’i okuma, dua ve tefekkürün hepsini yapmasıdır. Zira Efendimiz aleyhisselatu vesselam hepsini yapardı. Özellikle de son on günde.”

İbn-i Abidin, Tuhfet’ül Muhtaç ve Muğni’l Muhtaç gibi fıkıh kitaplarımızın anlattıkları da bu yöndedir. Yine bu kitaplarda geçtiğine göre: “Bu geceyi kesin olarak gören kişinin onu gizlemesi ve kimseye söylememesi sünnettir.

Ayrıca bu gecenin gündüzünde de ibadetlerdeki gayreti devam ettirmek sünnettir. Zira denilmiş ki: “Sabahında güneşin ışıklarının az olması olarak zikredilen alametin bir faydası da gündüzündeki ibadeti devam ettirmektir.”

Bu açıklamalardan anladığımız: Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin hangi gecede olduğu, insanların tembelliğe sürüklememesi için sabit bir gün üzerinde bildirilmemiştir. Her geceyi Kadir Gecesi gibi değerlendirmemiz, özellikle de Ramazan ayının bütün gecelerini (daha da önemlisi son on gecesini) canlı tutmamız gerekir. Sadece tekli geceler olan 21, 23, 25 ve 27. geceleri ihya ederek diğerlerinde boş durmak olmaz.

Mademki Kadir Gecesi, Kur’an-ı Kerim’in indiği gecedir, o halde üzerimize Kur’an-ı Kerim’in indiği, Kur’an-ı Kerim’i yaşadığımızı hissedip içimize sindirdiğimiz her gece bizim için bir Kadir Gecesi’dir. (T. Sarih, Muh. Ter)

Sonuç olarak zikredilen hadis-i şeriflerin ışığında söylenen âlimlerin sözlerinden anladıklarımız özetlersek:

-Kadir gecesini hakkıyla ihya etmek kul hakkıyla ilgili olmayan günahların affedilmesine vesile olur.

-Bu gecede yapılan ibadetler bin ayda yapılan ibadetlerden daha hayırlıdır.

-Kadir gecesi sadece Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselamın ümmetine hastır.

-Müslümanlar ibadette tembelleşmesin diye bu gece gizli bırakılmıştır.

-Bu gecenin, Ramazan’ın son on gününde, özellikle tek olan gecelerde olması kuvvetle muhtemeldir. Zira bu konudaki rivayetler sahih ve çoğunluktadır.

-Resulullah aleyhisselatu vesselamın, “Arayın!” diye buyurması ve rivayetlerde alametlerin zikredilmesi, bu gecenin bulunmasının, görülmesinin mümkün olduğuna delildir.

-Bazı âlimler “Bu gecede dua etmek ve Kur’an-ı Kerim okumak daha güzeldir” demişlerse de çoğunluğun görüşüne göre en iyisi ibadetin her türlüsünü yapmaktır ve gündüzünde de bu gayreti sürdürmek sünnettir.

Şanı yüce olan Rabbimiz bizleri bu geceyi idrak edip hakkıyla ihya eden ve istifade edenlerden eylesin! Âmin

Tüm İslam âleminin Ramazan-ı şerifi, Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı mübarek olsun!

İnzar Dergisi

İslam Kuran Haberleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.