Geçen hafta (2 Eylül) Çarşamba gecesi saat 23.05 sıralarında Bingöl merkez Sarıçiçek (Hacı Çayır) köyü ve civarına göktaşı parçaları düşmüş, bu olay özellikle göktaşı incelemelerinde bulunan Türkiyeli Bilim Adamlarının ve NASA’nın (Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi) dikkatini bölgeye çekmişti.

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Atom ve Molekül Fiziği Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ozan Ünsalan ve araştırma ekibinin, düşen göktaşı parçaları ile ilgili olarak bir inceleme başlattığı haberlerinin basına yansımasından sonra, Bingöl Üniversitesi’nden (BÜ) bir araştırmacı heyeti de bölgeye giderek köylülerin de yardımıyla bölgede geniş çaplı incelemeler yaptı.

Bingöl Üniversite’den konu ile ilgili olarak yapılan açıklamada, incelemelerin yapıldığı bölgede, çok sayıda göktaşı numunesinin toplanıldığı, parçaların laboratuvar ortamında incelenmek üzere analiz işlemlerine başlanıldığı belirtildi.

Göktaşının atmosfere girmesi esnasında parçalandığı ve en büyüğünün yaklaşık 20 milimetre olduğu ifade edilen açıklamada, meteor düşme olayının NASA (Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi) yetkililerince de takip edildiği belirtildi.

Düşen  meteroitlerin 38° 56¢ 02² - 38° 48¢ 49² kuzey enlemleri ile 40° 23¢ 25² - 40° 43¢ 30² doğu boylamları arasını kapsayan bir bölgeyi etkilediği kaydedilen açıklamada, “Araştırmacılar, toplanan meteoritlerin fiziksel, yapısal, jeolojik ve kimyasal analizler FT-IR spektroskopisi, Raman spektroskopisi ve AAS, ICP-MS, XRD, SEM-EDX gibi yöntemlerle yapılacak ve böylece meteoritler sınıflandırılacaktır.” denildi. 

Düşen göktaşı parçalarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çevre illerde görüldüğü anımsatılan açıklamada, göktaşının atmosfere yaklaşık 70 bin km/saat hızla Elazığ-Tunceli istikametinden Muş istikametine doğru girdiği, Bingöl üzerinde patlayarak parçalandığı ve gökyüzünde oldukça şiddetli bir aydınlığa neden olduğu belirtildi. 

Açıklamanın devamında ise, parçalanan göktaşının yaydığı ışık ve çıkardığı uğultu sesinin vatandaşlarda korkuya neden olduğu vurgulandı. (İLKHA)