Bir anne daha evlatlarına kavuşamadan dünyaya veda etti
Mersin'de kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Seyran Nine, cezaevinde bulunan 3 evladından uzak, sevenleri ve torunları tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Osmaniye Cezaevinde bulunan oğlunun cenazeye getirilmemesi ise yasaların uygulanmasındaki çifte s
MERSİN - Mersin'de dün kaldırıldığı Toros Devlet Hastanesi koridorlarında sedyenin üzerinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Seyran Nine, cezaevinde bulunan 3 evladından uzak bir şekilde sevenleri ve torunları tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
Seyran Nine'nin İzmit Kandıra Cezaevinde bulunan Cafer Baran ve Tahir Baran'ın cenazeye uzak olduğundan dolayı kendi istekleri ile katılmadıkları öğrenildi. Ancak Osmaniye Cezaevi'nde bulunan oğlu Abdulkadir Baran'ın ise taziye ziyaret işlemlerinin ağırdan alındığı için 3-4 dört güne kadar işlemlerinin bitebileceği ailesi tarafından söylendi.
Cezaevi izinleri hakkında İlke Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Abdulkadir Baran'ın oğlu Cihan Baran ve kız kardeşi Nazime Özbek, "Başkalarına tanınan haklar mütedeyyin insanlar olunca neden tanınmıyor" diye belirtiler.
Ağabeylerim ve annem Allah rızası için mücadele etti
Ağabeyleri ve annesi Seyran Nine'nin Allah rızası için mücadele ettiğinin ifade eden Nazime Baran şunları söyledi: "Biz Allah rızası için birçok şeyle mücadele ettik. Birçok acılara katlandık ama bizim acılarımız hepsi Allah rızası için. Annemin yaşadıkları da sadece Allah rızası içindi. Allah bize birçok hak verdiği halde insanlar bizi bu haktan men ediyorlar. Benim ağabeylerim annemin cenazesini görmediler. Onun üzerine bir kürek toprak atmadılar. Bunlara hakları vardı. En azından bir ağabeyim annemin cenazesine yetiştirebilirdi." dedi.
Neden çifte standart uyguluyorlar?
Yasa çıkaranların çift standart uyguladıklarını ileri süren Nazime Baran, "Bir yasa çıkardılar. Bu yasada Ergenekoncular, başka suçta olanlar her şekilde yararlanıyorlar. Aynı günde anne ve babalarının cenazesinde bulunuyorlar. Bu hakkı niye ağabeylerime vermediler. Niye başka Müslümanlara vermediler. Annem Seyran gibi başka bir annemiz daha böyle bir acıyı yaşadı. Evlatlarına kavuşmadan bu dünyaya veda etti. Son arzularına kavuşmadan gözlerini kapattılar. Bunları neden bizlere reva görüyorlar. Allah'tan korksunlar. Sözde bir yasa çıkardılar. Neden çifte standart uyguluyorlar. Tek suçumuz Müslüman olmak. Biz Allah rızası için kötü bir şey yapmadığımızdan eminiz. Ağabeylerim kimin canına ve malına kast ettiler ki, bunu bize reva gördüler. Kimin malına kast ettiler ki, annemin son nefesinde bir oğlu başucunda değildi. Annemin suçu neydi?" diye sordu.
Osmaniye Cezaevi görevini yapmıyor
Abdulkadir Baran'ın oğlu Cihan Baran, Seyran Nine'nin vefatından sonra yaşanan izin sürecini şu şekilde aktardı: "Nenem dün saat 13.00 civarlarında vefat etti. Daha sonra hemen ölüm raporunu aldık. Dün mesai saatinden önce dilekçeleri hem savcılıklara hem de Osmaniye ve Kandıra cezaevlerine gönderdik ki, ivedi bir şekilde işlemler hal edilsin. Biz bunları yaparken bizim önümüze birçok engel konuldu. Bugün saat 11:00'e kadar Osmaniye Cezaevi yönetimi, babama ne annesinin vefat ettiğini söylemiş ne de savcılığa dilekçeyi göndermiş. İzmit Kandıra Cezaevinde yatan amcalarım Cafer Baran ve Nihat Baran için aynı dilekçeyi gönderdik. Kısa bir süre sonra kendilerine telefon hakkı tanınıp kendileri aradı ve cenazeye yetişemeyeceklerinden dolayı gelemeyeceklerini söylediler. Fakat Osmaniye Cezaevinde bulunan babam Abdulkadir Baran'a telefon dahi açtırtmadılar. Daha sonra avukatların ara girmesi ile zor da olsa hakkımız olan telefon görüşmesini yapabildik."
Osmaniye Cezaevi işlemleri neden ağırdan alıyor?
Osmaniye Cezaevi yönetimi tarafından izin işlemlerinin ağırdan alındığını söyleyen Cihan Baran şunları söyledi: "Cenaze işlemlerini başlatmak ve babamın gelip gelmeyeceğini öğrenmek için bugün savcı beyi aradım. Babamın ne zaman getirileceğini sordum fakat savcı bey, "böyle bir dilekçeden haberi olmadığını" söyledi. Sonra yine dilekçeyi savcılığa göndermeleri için Osmaniye Cezaevi yönetimini aradım. Bu yaşanan olaylar gösteriyor ki, cezaevi yönetimi bizi oyalıyor. En son olarak bu işlemlerin 3-4 gün süreceği belirtiliyor. Biz hakkımız olan bir şey talep ediyoruz. Yasalarda neden çifte standart uygulanıyor. Bizim durumda olan Ergenekoncular ve Haberal gibi insanların aynı gün içerisinde işlemleri tamamlanıyor ve taziyeye gönderiliyor. Ama mütedeyyin insanların önlerine niye böyle sorunlar çıkarılıyor? Bunlar hep kasıtlı olan şeylerdir. Babam annesinin cenazesine katılamadı. Biz bundan dolayı çok mağdur olduk." (Osman Öksüz - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.