M. Ziya GÜMÜŞ
Bir bebek dünyaya bedeldir
Akıllı insanlar herhangi bir madde daha yeni doğduğunda, yeni peyda olduğunda mihenk taşına vurur değerini takdir etmesini bilir. Görmezden gelmez. Sadece piyasanın kokusunu değil, hayatın da kokusunu alır. Dünyanın bir tiyatro sahnesi olduğunu bilir ve önüne çıkacak yeni perdelerin hesabını yapar.
Almanya’da Marlin isminde bir tıp öğrencisi varmış. Arkadaşlarıyla bir konuda sürekli tartışır, sıra dışı şöyle bir düşünceyi savunurmuş; “Özürlü doğan çocuklara bakmak bizim vazifemiz değildir. Bizim vazifemiz hastaları iyileştirmektir. İyileşmek durumunda olmayanlar yaşamamalı, ailelerine yük olmamalıdır” dermiş.
Bir gün arkadaşlarıyla oturuyorken hastanenin 112’si acil koduyla harekete geçer. Doktor adayı Marlin de onlarla beraber gider. Marlin bir doğum olayına şahitlik edecektir. Bir ayağı diğer ayağından çok kısa bir çocuk doğar. Marlin mırıldanır; “Yani şu fakir ailenin 10’uncu çocuğu olan bu veled, bu aileye ve insanlığa yükten başka bir şey midir?”
Detaylı bir bilgiye sahip değiliz; ama aile bir Kürd ailesine benziyor.
Gel zaman git zaman Marlin doktor olur, bir şehre tayini çıkar. “Hipokrat Yemini”nden midir başka bir sebepten midir bilinmez ama Marlin öğrenci iken savunduğu düşüncelerinden vazgeçer. Bir cankurtaran olur.
Yine gel zaman git zaman kader bu ya! Marlin’in ailesi bir trafik kazası geçirir. Marlin birkaç aile ferdini bu kazada kaybeder. Bir çocuğu da ağır yaralanır, yaralanması neticesinde de çocuk iltihaplı bir kemik hastalığına yakalanır. Marlin bu hastalığı kariyeri boyuncu ilk kez duyar. Çocuğu bu gidişle felç kalacaktır. Marlin çaresiz kalır. Marlin’in bir doktor arkadaşı: “Falan yerde çocuk hastalıkları konusunda çok mahir bir doktor var. Ona gitmenizi önemle tavsiye ediyorum” der. Doktor Marlin, hiç vakit kaybetmeden yola koyulur.
Marlin çocuk doktorunun yanındadır artık. Tanışırlar… Çocuk doktorunun da ismi Marlin olunca birbirlerine daha fazla yakınlık gösterirler. Çocuk doktoru Marlin, bir ayağı diğer ayağından çok kısa, engelli bir doktordur…
Eğer çocuk doktoru sakat Marlin’in yazımızın başındaki ailenin 10’uncu çocuğu olarak dünyaya gelen bir ayağı diğer ayağından kısa çocuk olduğunu tahmin etmişseniz, Türk filmlerini çok izlemişsiniz, demektir.
Evet, bu çocuk doktoru Marlin, tıp öğrencisi Marlin’in “Bu sakatların dünyamızda ne işleri var? Yaşamamalıdırlar, ailelerine yük olmamalıdırlar” dediği o bebektir. Sakat doğup büyüyen bu Marlin, hayatını engellilere adayan bir doktor olmuştur. Ailesi de, doğduğunda doğumuna yardım ettiği için, günün anısına o günün tıp öğrenci olan Marlin’in ismini vermişlerdi. Kaderin keskin bir virajında yolları kesişmiştir…
İleriyi göremeyen tıp öğrencisi Marlin, sakat doğan bebek Marlin’e muhtaç olmuştur.
Akıllı insanlar, hayat tiyatrosunun izledikleri sahneden ibaret olmadığını bilirler. Sakat gördükleri bebeğin, kendi sakatlıklarına tek çare olabileceğinin hesabını, kitabını yaparlar. Hayatın bugünden ibaret olmadığını bilirler, gelecek günlerin sürpriz paketini hesaba katarlar. Hayatın resmini yaparken nerede bir ağaç biteceğini, yeşereceğini bilirler…
Geçen haftaki yazımdan sonra bir HÜDA PAR’lıdan şöyle bir mesaj aldım: “Partimize çocuk muamelesi yapma!”…
Korkarım ki bu yazımdan sonra da bana “Partimize bebek muamelesi yapma!” mesajını atacaktır…
Eğer böyle bir uyarı verecekse cevabımı şimdiden vereyim ki gönlü hoş olsun; “Bir bebek dünyaya bedeldir”
Belki de “Bebek olsaydı hadi neyse! Sen sakat bebek muamelesi yapmışsın” diyecektir. O zaman da şöyle cevap veririm; “İleride belki onulmaz dertlere, hastalıklara, iltihap tutmuş kemiklere çare olursunuz”…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.