Öncelikle geçmiş bayramınız mübarek olsun. Allah nice bayramlara hepinizi tekrar tekrar kavuştursun. Her birimize hayırlı, bereketli kendisini razı edeceğimiz uzun bir ömür bahşetsin. Ani gelecek ölümden, her türlü hastalıklardan, kaza bela ve kederden hepimizi muhafaza etsin. Bu ibadet günlerinde yazımıza dua ile başlamış olduk.

Kurban bayramı bitince insanın içinde bir boşluk oluşuyor. Çünkü kurban Bayramı’ndan sonra mübarek gün ve gecelerden yaklaşık altı ay boyunca sürecek bir ayrılık var. Hemen hemen yılın bütün mübarek gün ve gecelerini geride bıraktık.

Kurban bayramı hicri ayların son ayında olur. Zilhiccenin dokuzuncu günü başlayıp 13. günü biter. Yaklaşık 16-17 gün sonra Yeni hicri yıla gireceğiz. Kurban bayramı demek bir yıllık muhasebe demektir. Yılın son ayında Müslümanlar Hacca giderler. Aslında Hac hem bir yılın hem de bir ömrün muhasebesidir.

Kurban Bayramı’ndan sonra insanı yepyeni bir yıl bekler. Yılın ilk ayı olan muharrem ayı gelir. Muharrem ayı dediğimiz ay; Hazreti Hüseyin’i hatırladığımız, Kerbela’yı hatırladığımız bir aydır. Mazlum- zalim, hilafet-saltanat ayrımını anlamamıza vesile olan bir aydır. Yani Müslümanlar hicri takvime göre yıla Hz Hüseyin ile başlıyorlar, Hz. İbrahim ile yılı bitiriyorlar. Unutmamamız gereken biri Peygamber, diğeri efendimizin(sav) torunu bu iki büyük insanı her yıl yad ediyoruz.

Birkaç gün sonra hacılar Hazreti İbrahim’in kurduğu şehirden geri dönecekler. Kendilerini Hazreti İbrahim’e benzeterek, onun misyonunu yüklenerek aramıza girecekler. Hac, Hz. İbrahim’e benzemek için yapılan bir ibadettir. Hac, Allah’a dost olmak isteyen Müminlerin Allah’ın en çok sevdiği, halilim dediği Hazreti İbrahim’i taklit etme eylemidir. Bu eylemi gerçekleştiren, Allah’a dost olmak için çaba sarf eden, kurban bayramını ailesinden uzakta geçiren bütün hacıların Allah haclarını kabul eylesin. Hacdan dönen hacılarımızı ziyaret etmeliyiz. Yaşadıklarını, hislerini sıcağı sıcağına dinlemeliyiz. Haccı kabul edilen bir kişinin 40 gün boyunca yapacağı duasının geri çevrilmeyeceğini buyuran peygamberimizin sözünü unutmamalıyız. Bu vesileyle Allah’a misafir olmuş, temizlenmiş, günahları affedilmiş hacılarımızdan dua almalıyız. Unutulmamalıdır ki hacca gitmenin yolu hacıları ziyaret etmekten geçer. İnsanın bilinci, ilmi ne kadar çoksa hacdan aldığı lezzet ve maneviyat o kadar fazladır. Bu vesile ile hacca giden âlimlerimizi, seydalarımızı mutlaka ziyaret etmeliyiz. Ziyaretlerimiz esnasında hacılarımızdan hatıralarını dinlemeliyiz.

Hac bize çok şey anlatıyor. Ülkemizden Kabe’ye kendi arabamızla gitmek istesek yol güzergahının tamamına yakını savaştan dolayı güvensizdir. Emniyet yoktur. Bu da insanda büyük bir üzüntüye sebep oluyor. Havayolu şirketlerinin çoğu İngiliz, ABD şirketlerine ait. Hacılar Hacca giderken ve dönerken gayri İslami giyinimli hosteslerle karşılaşırlar. Bu durum hamiyet sahibi bir çok Müslümanı üzmüştür.

Bir başka problemimiz ise hacılarımızın Mekke’de kestikleri kurbanların etlerinden ve derilerinden yeterince istifade edememesidir. Hacıların kestiği kurbanların etleri ve derileri önemsense, bozulmaması için gerekli hassasiyet gösterilse inanın ki Ümmet coğrafyasında bir tek kişi açlığından ölmezdi. Suud yönetiminin bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da göstermiş olduğu hoyratlıktan dolayı çok büyük bir servet olan bu ibadette ne yazık ki istenilen amaca tam manasıyla ulaşılamıyor. Düşünün 100 binlerce kurban kesilecek ama Mekke’nin Medine’nin komşusu olan Yemenli çocuklar açlıktan ölecek! Ümmetin evlatları neden açlıktan ölsün?

Zilhicce ayında bunları konuşmamız gerekiyor. Bu ümmete ihanet eden tüm şer şebekelerini deşifre etmek gerek. Bundan yıllar önce yazılan hac ile ilgili bir çok kitapta hacda kesilen kurbanların etlerinin ve derilerinin telef edildiği; bu konuda Suudi hükümetin gerekli tedbirleri almadığı ile ilgili birçok şikayet var. Yıllar geçmesine rağmen halen şikayetler devam ediyor. Her yıl hacılar, yönetimin gerekli tedbirleri almayışından dolayı yaşanılan izdihamlarda ezilerek can veriyor. Tüm bu yaşanan olumsuzlukları ve sebeplerini konuşmamız gerekiyor. Hac ibadetinin asli amacına ulaşmasının önündeki tüm engelleri kaldırmak ümmetin her bireyin vazifesidir.

Bir bayramın daha sonuna geldik. Allah bütün dünyada insanların Emniyet içinde yaşadıkları, korkmadan seyahat edebildikleri, adaletle yönetildikleri günleri görmeyi hepimize nasip etsin. Allah’a emanet olun.