Mehmet GÖKTAŞ
Biraz da kendimize gidelim
Aslında sözü “kendimize gelelim” demeye getireceğim fakat “kendimize gelmek” tabiri çok kullanıldığından dolayı yalama yapmış ve tesirini kaybetmiş hatta anlamını bile kaybetmiş durumda. Onun için ben de kendimize gidelim diyorum.
Gitmek güzel bir şey olsa gerek, yeni bir şeyleri, başka insanları görmek gibi. Gelmek o kadar cazip değil, bildiğimiz ve bize ait bir mekanı hatırlatır.
Galiba gidilen yerin cazibesini gizlemek için olmalı ki, ev halkından birisi kapıya yöneldiğinde “nereye gidiyorsun?” dediğimizde “geliyorum” der, “hemen geliyorum, beş dakikadan geliyorum” der. Hâlbuki çıktı gidiyor. Çocuklarımızı da “attaya gitmek”le sevindiririz hep.
Velilerin kerametlerinin anlatıldığı bir sohbette; onların aynı anda birkaç yerde görülebilecekleri, küçücük zaman dilimlerinde uzun zamanları yaşayabileceklerine örnekler veriyorlarmış, orada bulunanlardan muzip birisi; “Benim anam da o söylediğiniz kerametleri gösteriyor. Geçenlerde evden çıkarken bacıma diyordu ki; kızım, ben beş dakikadan geliyorum, sen şu ocağın üstündekini yarım saatte bir karıştırıver” Allah bilir beş dakikaya kaç yarım saat sığdıracaktır.
Neyse bu kadar lüzumsuz giriş yeter. Evet, biraz da kendimize gidelim diyorduk. Hani şu günlerde bir yerlere gitmek yasaklanıyor ya, dedim biz yasakları delmeyi çok severiz, biraz da onun için gidelim dedim.
Gerçekten kendimize gitmek için bu günler iyi bir fırsattır. Geçen günkü “keşke kitabevlerine hücum etseydik” tavsiyeme bir ilave olsun.
Okumaya fırsat bulamadığımız zamanlar olduğu gibi inanın ciddi anlamda düşünmeye fırsat bulamadığımız anlar da olmuyordu. Buyurun, şimdi bunun tam fırsatı, düşünün düşünebildiğiniz kadar. Veya şimdiye kadar gitmediğimiz yer kalmadı, biraz da kendimize gidelim, kendimizin halini hatırını soralım, bundan sonra ne yapmayı düşündüğünü soralım.
Gidelim, göreceksiniz Rabbimiz önümüzde nice kapılar açacaktır. Fakat gitmek, kendimize gitmek şartıyla... Önümüzde dünyevi olsun, uhrevi olsun açılmayı bekleyen nice kapıların olduğunu göreceğiz.
Virüs kriziyle kapana kısıldığını zannettiğim bir kaç kişiye durumunu sordum, insanoğlunun zorlandığında neler yapabileceğinin örneklerini hayret ve sevinçle dinledim.
Unutmayalım dünya dâhilerini hep böyle afet ve kriz dönemlerinde çıkarmış, sıkıntılı dönemler beklenmedik icatların dönemi olmuştur.
Buyurun gidelim, kendimize gidelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.