Mehmet GÖKTAŞ
Birlikte haşr olmaya razıysanız
Bazı konularda kendimi fazla yormuyorum, meseleyi çok kısa yoldan kestirip atıyorum. Elhamdülillah etkili de oluyor, size de tavsiye ederim.
Seksenli yıllarda müftü olarak yeni atandığım bir ilçede yerleştiğim mahalle sakinlerine iade-i ziyaret için gittiğim evde sekiz on kişi birlikteydik. Mahalle sakinleri sohbet esnasında hiç alakası olmadığı halde sözü döndürüp dolaştırıyor Mustafa Kemal'e, İsmet İnönü'ye getiriyor, onların iyi kişiler olduğunu bana onaylatmaya çalışıyorlar, bu arada benim nasıl birisi olduğumu da öğrenmek istiyorlar. O zamanlar ‘İslam'ın Genç Davetçilerine' isimli kitapçığımı yazmaktayım, yani davet konusunda hata yapmamaya özen gösteriyorum, her şeyden önce acele etmemeye çalışıyorum. Fakat adamlar bu konuda o kadar ısrar ediyorlar ki, ben konuyu değiştirmek istediğim halde onlar bir türlü vazgeçmiyorlar. Sonunda dedim ki:
-Efendiler, siz bu kişileri anladığım kadarıyla çok seviyorsunuz, size göre bunlar çok iyi insanlar öyle mi?
-Ne demek hocam, elbette öyle, dediler.
-O halde kaldırın ellerinizi, sizin için bir dua edeceğim dedim ve ısrarla ellerini kaldırttım;
-Ya Rabbi, şu kullarını (isimlerini tek tek saydım) kıyamet günü Mustafa Kemal'le, İsmet İnönü ile birlikte haşr u cem eyle, onları nereye koyacaksan bunları da onlarla beraber eyle, dedim. Israr etmeme rağmen hiç birisi de amin diyemedi.
-Amin deseniz de demeseniz de Allah sizleri öteki dünyada beraber eyleyecek. Siz şimdi amin demediniz de kurtuldunuz mu? İslam'ın önemli bir ilkesidir bu; kişi sevdiğiyle beraber haşr olacaktır.
Elbette gaybı Allah bilir ve biz hiç kimsenin kıyametteki yerini kesin olarak bilme ve tayin etme durumunda değiliz. Biz ancak zahire göre hükmederiz ve bu Muhammedi ölçüyü hatırlatmakla yükümlüyüz.
Hem sadece bu bir kaç kişi için değil, sevdiklerimizin tamamını bu ölçüye göre değerlendirmek durumundayız. Özellikle sevgide ve nefrette böylesine savrulduğumuz bir günde bu ölçüyü asla unutmamalıyız. Sevdiklerimizin her birini bu ölçüye vurarak ahiretteki yerlerini az çok tahmin etmeye çalışalım.
Elbette yanıldığımız olabilir. Yani bizim çok iyi bildiğimiz, kıyamette birlikte olmaya razı olduğumuz insanların bizim bilmediğimiz günahları ve kötülükleri olabilir. Fakat biz bundan dolayı sorumlu değiliz. Biz bildiğimiz, gördüğümüz ve şahit olduklarımıza göre severiz veya nefret ederiz.
29 Ekim dolayısıyla yazılı ve görsel medyayı ibretle izliyoruz. Bilinçli olarak bir birini sevenlere, fazla bir ahiret kaygısı olmayanlara söyleyecek bir şeyimiz yok.
Fakat Allah'a ve ahiret gününe iman ettikleri, Müslümanca bir kimliğe sahip oldukları halde vıcık vıcık yağdanlık görevi yapanları ibretle izliyoruz, onları Allah için bir daha uyarıyoruz; dikkat edin, kişi sevdiğiyle birlikte haşr olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.