Bitlis İl Müftüsü Geylani: Yardımlaşma ve dayanışma ayı Ramazan’ı her yönüyle iyi değerlendirelim
Ramazan’da ihtiyaç sahiplerine iftar paketi yardımında bulunmayı, bu ayın rahmet ve mağfiretinden istifade edilmesi gerektiğini belirten Bitlis İl Müftüsü Mehmet Feysal Geylani, bu musibetten bir an önce kurtulmak için evde kalarak dua etmenin önemin
İlk on günü rahmet, ikinci on günü mağfiret ve son on günü Cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayının içerinde bulunduklarını dile getiren Geylani, aynı zamanda bu ayın, nefis tezkiyesinin yapıldığı, yardımlaşma ve dayanışmanın zirveye çıktığı bir ay olduğunu söyledi.
Coronovirus salgını gibi bir musibetle Ramazan ayına girildiğini, bu hastalık nedeniyle camilerin kapalı olması, toplu ibadetlerin yapılmamasından dolayı üzüntülü olduklarının altını çizen Geylani, evlerin mescitlere çevirerek bu ayı güzel bir şekilde geçirilmesi tavsiyesinde bulundu.
Müftülük olarak Vefa Sosyal Destek Grubuyla birlikte tüm din görevlileri ve gönüllüleriyle mahalle ve köylerde çalışmaların içerisinde aktif yer aldıklarını belirten Geylani, bir an önce bu hastalık musibetinden insanlığın kurtulması için temennide bulunduklarını söyledi.
“İnsanın, şeytani ve nefsani duygularını durduran en büyük ibadet oruçtur”
Geylani, “Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesselem), ‘Rabbim, bize Şaban ve Recep ayını mübarek kıl ve bizleri hayırlısıyla Ramazan ayına kavuştur.’ buyuruyor. Ömrümüzden Recep ve Şaban ayı geçti. Bu mübarek ayların içerisinde Regaip Gecesi, Miraç Gecesi, Şaban'ın 15’inci günü Beraat Gecesi vardı. Bugün de ilk on günü rahmet, ikinci on günü mağfiret ve son on günü de Cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayının ikinci günündeyiz. Büyüklerimiz bu üç ayları bize şu şekilde tarif ediyor. ‘Recep ayı, ağacın yapraklı olduğu ay; Şaban ayı, ağacın meyveli olduğu ay ve Ramazan ayı ise, ağacın meyvesinin toplandığı aydır.’ Kur'an-ı Kerim'de Cenabı Hak, ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.’ buyuruyor. Oruç, bizi bütün kötülüklerden koruyan bir ibadettir. İnsanın, şeytani ve nefsani duygularını durduran en büyük ibadet oruçtur. İnsan aç ve susuz kalmakla ekmeğin ne büyük bir nimet olduğunu, suyun ne büyük bir nimet olduğunu oruçta anlıyor. İnsan, tok olduğu zaman şeytani ve nefsani duyguları kabarır. İnsan der ki ‘Var mı benim gibisi? Aç olduğu zaman ise, şefkat ve merhameti artar, acıma duygusu artar ve insan, insanlığını anlar. Ekmeğin ne büyük bir nimet olduğunu, suyun ne büyük bir nimet olduğunu oruçta aç kalmakla anlar. İşte yememek ve içmemekle arınıp, temizleniyoruz. Nefsimizin o istek ve arzularına fren vurmakla insanlığımızı ve insanı anlıyoruz. O şekilde Cenab-ı hakka ibadet ediyoruz.” dedi.
“Bu kavuşacağımız son Ramazan gibi güzel değerlendirelim”
Bu ayın gündüzlerini oruç, gecelerini ibadetle geçirilmesi tavsiyesinde bulunan Geylani, şunları söyledi:
“Bu mübarek Ramazan ayında gündüz oruç tutup, gece de bu aya has bir ibadet olan teravih namazını kılıp, seher vaktinde sahura kalkıp, dua edelim. Tevbe ve istiğfar içerisine girenlere, Hazreti Peygamberin müjdesi vardır. Peygamber Efendimiz, ‘Kim Ramazan ayının hayır ve bereketine iman eder, bu iman ile oruç tutarsa Cenab-ı Allah, onun geçmiş günahlarını affeder.’ buyuruyor. Bu ayın içesinde bin aya bedel Kadir Gecesi vardır. Bin ay 83 yıl 4 ay yapar. Bu Cenab-ı Hakk'ın, ümmeti Muhammed'e bir lütfu ve ihsanıdır. Ömrümüzü heba etmişsek de tevbe ve istiğfar içerisine girip, işte 60 yaşındayım, 60 Ramazan geçti. Geçen sene bu Ramazan'da aramızda olup, bu sene aramızda olmayan bir sürü tanıdıklarımız, akrabalarımız, yakınlarımız, komşularımız var. Onlar bu dünyayı terk edip gitmiş. Belki de bu sene bizim ömrümüzün son Ramazan'ıdır. Dolayısıyla tevbe istiğfar içerisine girip, bu mübarek gün ve gecelerde, elimizi Rabbimize açıp, duada bulunursak inşallah bu ayın hayrından, bereketinden, mağfiretinden istifade eden kullarından oluruz.”
“Coronavirus salgını nedeniyle iftar sofralarını düzenleyemeyiz fakat iftar paketlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırılabiliriz”
Bu ayın şefkat, rahmet ve yardımlaşma ayı olduğunu vurgulayan Geylani, Coronavirus salgını nedeniyle iftar sofralarının düzenlenmeyeceğini fakat iftar paketlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılabileceğini belirtti.
Geylani, “Bir hastalıkla karşı karşıyayız. Cenab-ı Allah, bu Coronavirus hastalığını üzerimizden kaldırsın. Tabii biz iftar sofralarını kurmayacağız ama iftar paketlerini hazırlayıp, akrabalarımıza, fakirlere, komşularımıza, yakınlarımıza gönderme imkânımız varsa gönderelim. Çünkü Peygamber Efendimiz, ‘Bu ay bir oruçluyu iftar ettirmek, bir oruçlunun hayrı kadar hayır kazanır.’ buyuruyor. İftar paketlerini gönderip, o ihtiyaç sahiplerini sevindirirsek, inşallah bir oruçlu gibi hayır kazanırız. Bugün Elhamdülillah çeşit çeşit yemekler yiyor, çeşit çeşit meşrubatlar içiyoruz. Akşam iftar soframızda çeşit çeşit yemekler var. Bu yemekleri yerken, bu yemekleri bulamayanları hatırlamamız lazım. Sahabe-i kiram, ‘Ya Rasulallah, çok istediğimiz halde evde bir oruçluyu iftar ettirecek kadar imkanlara sahip değiliz.’ dediği zaman, Peygamber Efendimiz sahabesine, ‘Bir yudum su, bir yudum süt ile de olsa mutlaka bir oruçluya iftar ettirin.’ buyuruyor.” diye konuştu.
“Bu ayın gündüzünü oruç, gecesini ibadetle geçirelim”
Peygamber Efendimizin, “Ramazan ayı geldiği zaman cennet kapısı açılır, cehennem kapısı kapanır. Azgın şeytan kösteklenerek bağlanır.” hadisini hatırlatan Geylani, şunları söyledi:
“İnanan müminler için bu böyle bir aydır. Elimizden geldiği kadar bu ayın gündüzlerini oruçlu, gecelerini de teravih namazını kılarak geçirelim. Bu yıl maalesef hüzünlüyüz, üzgünüz. Camilerimiz kapalı, cumalarımız yok. Teravih namazını camilerde cemaatle kılamıyoruz. Mescid-i Nebevi, Mescid-i Haram bu sene kapalıdır. Allah’a dua edelim ki kısa bir zaman içerisinde bu hastalığı, bu musibeti üzerimizde kaldırsın. Rahat bir şekilde camilerimizde, cumalarımızı, namazlarımızı, teravihlerimizi kılmayı bizlere nasip etsin. Tabi teravih namazlarını camide cemaatle kılamıyoruz ama evlerimizi mescitlere dönüştüreceğiz. Beş vakit ezanlarımız, selalarımız minarelerden okunuyor. Dualarımız ediliyor, gerekli uyarılar yapılıyor. Çocuklarımız ezanı duysun diye evimizde de ezan okuyalım. Teravih namazlarımızı evlerimizde çocuklarımızla, eşimizle, kızımızla, oğlumuzla birlikte cemaatle kılalım.”
“Evlerimizi namaz kılmakla, Kur'an okumakla nurlandıralım”
Peygamber Efendimizin, “Evlerinizi namaz kılmakla, Kur'an okumakla nurlandırınız.’ hadisini hatırlatan Geylani, “Bu ay Kur'an-ı Kerim'in Peygamber Efendimize nazil olduğu bir aydır. Onun için gece gündüz durmadan o ilahi kelamı okuyup, onun manasını öğrenip, ona göre amel etmeye çalışabilirsek, inşallah biz Ramazan'ın hayrından, bereketinden istifade edenlerden oluruz. İnsanın kalbini nurlandıran nedir Ya Resulallah? diye sorulduğunda, Peygamber Efendimiz, ‘Kalbin pasını silen Kur'an-ı okumak ve ölümü çokça hatırlamaktır.’ buyuruyor. Ölümü unutmayalım. Bu dünyada bir misafirhanedeyiz, bir bekleme salonundayız. Zamanımız geldiğinde bu fani alemden, ebedi aleme geçeceğiz. Bu dünyada yaptıklarımızın hesabını vereceğiz.” dedi.
“Bu hastalıktan bir an önce kurtulmak için evde kalalım ve tavsiyelere uyalım”
Bu yıl farklı bir şekilde Ramazan ayına girildiğini, bugüne kadar dünyanın her tarafını bir anda saran böyle bir hastalıkla ilk kez karşılaşıldığını belirten Geylani, bu musibetten bir an önce kurtulmak için evde kalınmasını ve tavsiyelere uyulmasının önemli olduğunu ifade etti.
Evde kalınması çağrısında bulunan Geylani, Ramazan’ın iyi değerlendirilmesi için Diyanet TV’de güzel programların olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Dünya bu hastalıkla mücadele ediyor. Dolayısıyla evde kalarak bunun tedbirini güzel bir şekilde alalım. İzolasyonu güzel bir şekilde sağlayalım. Dışarıya zarar vermeyelim. Hastalığımızın kimseye bulaşmaması için elimizden geldiği kadar gayret ve çaba sarf edelim. Evde kalalım ki bu hastalıkla kısa bir süre içerisinde mücadele edip, bu hastalıktan kurtulalım. Bu yıl Diyanet TV’de çok güzel programlar var. Bu programlardan bazıları ‘Kur'an-ı öğreniyorum’, ‘Diyanete soralım’, ’30 cüz, 30 hafız’, ‘Bereket vakti’ gibi güzel programlar var. Her gün saat 24.00’de bir hatim, sabah namazında saat 04.30’da ikinci bir hatim, saat 15.00’da üçüncü bir hatim programı var. Bu programları takip edelim. Burada canlı olarak mukabelelerimizi izleyelim. Yine Diyanet TV'de sahur ve iftar programları var. 4-6 yaş çocuklar için çok güzel hazırlanan programlar var. Kadın aile programları var.”
“Yüz yüze görüşemiyorsak bile telefonla akraba ve yakınlarımızın hatırını soralım”
“Bu musibetlerin başımıza gelişinin sebepleri vardır.” diyen Geylani, “Bu sebepleri güzel bir şekilde araştıralım. Anne babalarımızın hatırını soralım. Belki bu hastalık nedeniyle akrabalarımızla birebir görüşmeyebiliriz ama telefonla onların hâl hatırlarını soralım. Komşularımızı soralım, hastalarımızı telefonla sormaya çalışalım. Yetimi, öksüzü, fakiri, kimsesizleri iftar paketleri ile sevindirmeye çalışalım. Elimizden geldiği kadar gecesini ve gündüzü çok güzel bir şekilde değerlendirelim. Cenab-ı Hak, bu Ramazan ayı hürmetine cümlemizi affetsin. Ramazan'ın hayrından, bereketinden, istifade eden kullarından eylesin. Bitlis’imizi, memleketimizi, milletimizi her türlü hastalıklardan ve felaketlerden muhafaza etsin.” duasında bulundu.
Son olarak Geylani, müftülük olarak Vefa Sosyal Destek Grubu ile birlikte mahallelerde ve köylerde ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak için tüm din görevlileri ve gönüllüleriyle birlikte aktif olarak çalıştıklarının altını çizdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.