Bitlis kutlu doğum etkinliği 2018
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, Bitlis’te düzenlenen Mewlid etkinliğinde konuşan Molla Ali Arslan, bölgede akan kanın nedeninin Hazreti Muhammed'in sünnetinin yaşanmamasından kaynaklandığını söyledi.
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, Bitlis’te düzenlenen Mewlid etkinliğinde, ümmetin içinde bulunduğu duruma dikkat çekilerek, yeniden kurtuluşunun Hazreti Muhammed’in sünnetine sarılmakla olduğu mesajı verildi.
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” temasıyla Gökmeydan Miting Alanı’nda Mewlid etkinliği düzenlendi. Sunuculuğunu Uğur Ölekli’nin yaptığı mewlid etkinliği saat 13.30’da Merkez Ulu Camii İmam Hatibi Ergin Çiçek’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılış konuşmasını yapan Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) Üyesi Emrullah Uysal, Peygamber Sevdalıları Platformunun yıllardır memleketin doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle dört bir tarafında, Hazreti Muhammed'i anlatmaya çalıştıklarını hatırlatarak, katılım sağlayan herkese teşekkür etti.
“Evet; Araplar, Türkler, Kürdler Allah’ın kitabına sarıldıklarından dolayı aziz oldular”
Programda bir konuşma yapan Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) Üyesi Molla Ali Arslan, izzeti İslam dışında bir yerde arayanları Allah’ın zelil ettiğini belirterek, izzet ve şerefin İslam’da olduğuna vurgu yaptı.
Araplar, Türkler, Kürdler İslam’a sarıldıklarından dolayı Allah’ın onları izzetli kıldığını hatırlatan Arslan, “Evet; Araplar, Türkler, Kürdler Allah’ın kitabına sarıldıklarından dolayı aziz oldular. Allah, Arapları Kur’an ve sünnete ittiba ile aziz kıldı. Araplar ne zaman Kur’an-ı bıraktılar, Allah onları zelil kıldı. Kürdler, Selahaddin Eyyubi ve ekibi, o dönemin Müslümanları, Kur’an ve sünnete sarıldıklarından dolayı, Peygamberin hayatını kendi hayatlarına düstur edindiklerinden dolayı Allah onları aziz kıldı. Kudüs’ü onların elliyle fethettirdi. Türkler, Allah’ın ipine sarıldıklarından dolayı Allah, 600 yıl boyunca onlara dünyanın üçte birine hükmetme salahiyetini verdi. Biz ne zamanki Kur’an-ı bıraktık, biz ne zamanki sünneti bıraktık, biz ne zaman ki Peygamberin ahlakını bıraktık, Allah bizi param parça etti.” dedi.
“İslam’ın, sünnetin ve Kur’an’ın toplamadığı, birleştirmediği bir milleti; küfür onu param parça eder”
Ümmet Peygamberden uzaklaştığından dolayı bu hale geldiğinin altını çizen Arslan, şunları söyledi: “Her vali kendi bölgesinde, her öğretmen kendi okulunda, her müdür kendi müdürlüğünde, her imam kendi camisinde, her tarikat şeyhi kendi mıntıkasında sünneti ihya etmelidir. Çünkü kurtuluşumuz ondandır. Ümmet ne zaman Peygamberi bıraktı o zaman perişan oldu. Hala o perişanlığı çekiyoruz. Her yerde Peygamberi hâkim kılmalıyız. Onu kabul etmeliyiz. Biz sünneti terk ettiğimiz için bölge kan ağlıyor. Ümmet kan ağlıyor. Filistin kan ağlıyor. Arakan, Myanmar, Suriye, Irak, Afganistan kan ağlıyor. Sünneti terk ettiğimiz için Allah, o zalimleri başımıza musallat etti.”
“Ey Bitlis halkı! Bir kendinize bakın. Bir ümmeti İslam’a bakın. Sizin ecdadlarınız, önderleriniz İslam ile aziz oldular”
Bitlis halkına seslenen Arslan, Peygamberin sünnetini Bitlis’in sarp dağlarına hakim kılacaklarını vurgulayarak, bu memlekete yetişen alim ve ulemanın İslam ile şeref bulduğunu, kim İslam’a sarılırsa Allah’ın onu aziz kılacağını ifade etti.
Arslan, “Ey Bitlis halkı! Ey Şerefhan Bitlislinin torunları! Ey İdris-i Bitlis’inin torunları! Ey Gavs-i Hizan’in müritleri! Ey Şeyh Abdurrahman-i Taği’nin müritleri! Bir kendinize bakın. Bir ümmeti İslam’a bakın. Sizin ecdadlarınız, önderleriniz İslam ile aziz oldular. İdris-i Bitlis’i İslam ile öyle aziz oldu ki Osmanlı padişahına yön verendi. Onlara imamlık yapandı. Şerefhan Bitlis’i, Osmanlı ile İran arasında çıkan fitneyi söndürdü. Bu bölgede, 'ben Şeyh Abdurrahman-i Taği’nin ilminden faydalanmadım' diyen kim var? Üstad Bediüzzaman, ‘Binlerce başım olsa İslami hakikatlere kurban ederim.’ diyor. Bitlis deresinden, Deliklitaş’tan tutun Kafkasya’ya kadar gitti ve hakikati anlattı. Esir düştü. Ama aslında esir değil, tebliğci olarak gitti. Biz o zatların torunlarıyız. Biz o zatların müritleriyiz, öğrencileriyiz, peşinden gidenleriz. Ne oldu bize? Bir avuç siyonist işgalci ümmeti Muhammed’i param parça etmiştir.” diye konuştu.
“Bugün çocuklarımızı Peygamberin ahlakıyla yetiştirmezsek, onlara Peygamberin muhabbetini aşılamazsak, yarın Avrupalıların ahlakıyla büyüyecekler”
Ümmetin içinde bulunduğu duruma dikkat çeken Arslan, tek çarenin yeniden Peygamberin sünnetine sarılmak ve itaat etmek olduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı: “Bakınız aynı müşrik zihniyet, aynı küfür zihniyet, aynı Ebu Cehil zihniyeti bugün Arakan'da, Filistin’de, Myanmar’da, Irak da, Suriye’de, dünyanın her bir köşesinde Müslümanları öldürüyorlar. Müslümanların kanı üzerinde bayram ediyorlar. Düğün oynuyorlar, halay çekiyorlar. Bu zillet niye geldi kardeşlerim? Bu zillet, itaatsizlikten geldi. Biz itaatsizlik yaptık. Biz onun emrini terk ettik. Ecdadımız; hangi evladı, torunu zekiyse onu Kur’an’a veriyordu. Eğer biz Müslümanlar, bu gün çocuklarımızı Peygamberin ahlakıyla yetiştirmezsek, onlara Peygamberin muhabbetini aşılamazsak; onlara ashabı, ehli beyti, sünneti sevdirmezsek, yarın kimin ahlakıyla büyüyecekler. Avrupa’nın peşine düşecekler.”
"Bitlis’te canımız pahasına da olsa senin sünnetini, şu sarp dağlara hakim kılacağız"
Son olarak Arslan, yeryüzüne tekrar hâkim olmak, ancak Kur’an ve sünneti yaşamak ile olabileceğini dile getirerek, “Bizim izzetimiz, şerefimiz, hürriyetimiz, yeryüzüne tekrar hâkim olmamız, ancak Kur’an ve sünnet ile olur. Kur’an ve sünneti bırakırsak, Peygamberin yolunu bırakırsak, Allah; o bırakanlara vurduğu tokattı, bizlere de vuracaktır. Kainat şahit olsun, dünya şahit olsun, şu memleket şahit olsun, İdris-i Bitlislinin, Şeyh Şahabettin’in, Üstad Bediüzzaman’ın memleketinden, Peygamber Efendimize selamlarımızı gönderiyoruz. Diyoruz ki, Ya Resullullah! Eğer kâinat seni bırakırsa da senin sünnetin ile amel etmese bile, biz Kürdistan’ın evlatları, Şeyh Şahabettin’in torunları, üstadın talebeleri; Bitlis’te canımız pahasına da olsa senin sünnetini, şu sarp dağlara hakim kılacağız. Şu kainata hakim kılacağız. Ayağımızın tuttuğu yere kadar götüreceğiz.” şeklinde konuştu.
Ekinliğin yapılacağı alan tevhid bayrakları ve peygamberi öven afiş ve brandalarla süslenerek hazır hale getirildi. Tarihi İhlasiye Medresesinin bulunduğu alanda yapılan etkinlik manevi bir havaya büründü.
Bitlis halkı etkinliğe saatler kala alana akın etmeye başladılar. 7’den 70’e her yaşta insanların geldiği etkinlik alanın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Vatandaşlar, kurulan kontrol noktalarından üst aramasından geçirilerek alına alındı. Platform yetkilileri tarafından görevlendirilen görevliler, alana gelen vatandaşların yerleşmelerine yardımcı oldular. Hem erkek hem de kadınların bulunduğu alanlarda vatandaşlar ihtiyaçlarını gidermesi için kermesler açıldı. Kentin farklı noktalarından ise alana ücretsiz servisler kaldırıldı.
Katılımın yüksek olduğu mewlid etkinliği ilahi ses sanatçılarında Neytullah Karadeniz ve Abdullah Olan’ın seslendirdiği ilahilerle devam etti.
Maneviyatın doruğa çıktığı etkinlikte, Batman kız ve erkek çocuk ilahi gurubunun seslendirdiği birbirinden güzel ilahiler, etkinliğe katılanların takdirini topladı. Seslendirilen ilahilerin ardından Hüseyin Elban, Ömer Işık ve Erkan Yaşar Mewlid-i Şerif okudular. Okunan mewlide halkın iştirak ettiği gözlemlendi.
Seslendirilen ilahilerinin ardında Mewlid programı, bölge âlimlerinden Molla Cemil Öztürk’ün yaptığı duayla sona erdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.