Bitlis’te Üstad Bediüzzaman için mevlit verildi video
Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin vefatının 55. Yıl dönümü münasebetiyle memleketi Bitlis’te mevlit verildi.
Bitlis’te faaliyet yürüten Bitlis Eğitim, Sağlık, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Bitlis Best-Der tarafından, merkez Ulu Camii’nde düzenlenen mevlit programına Bitlisliler yoğun ilgi gösterdi.
Merkez Ulu Cami İmam Hatibi tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan mevlit programı, küçük mevlithanlar tarafından okunan mevlitle devam etti. Kürtçe ve Türkçe okunan mevlit ile seslendirilen ilahilerle manevi hava doruğa ulaştı.
“Üstad Bediüzzaman üzerine düşen vazifeyi yapmıştır”
Okunan mevlidin ardından kısa bir konuşma yapan Araştırmacı Yazar Mehmet Yavuz, “Bitlisliler ve Hizanlılar Bediüzzaman said Nursi gibi bir hemşeriye sahip oldukları için ne kadar iftihar etseler azdır.” dedi.
Yavuz, ateşin yandığı bir zaman diliminde, herkesin din ve İslam’dan uzaklaştığı, irtidadın, mürtedliğin, günahın ve günahkarların çok olduğu bir zaman diliminde, Bediüzzaman hazretleri bu İslam milletine, izzet ve şeref kazandıran dini, tekrardan hatırlattığını, Allah’ın yüzyılda bir göndermiş olduğu bir müceddid olarak, bir Allah dostu olarak, bir alim olarak üzerine düşeni yaptığını belirtti.
Bediüzzaman’ın iki vasfından bahseden Yavuz, şöyle konuştu: “Alimlik vasfından dolayı peygamberin varisi olması hasebiyle kendisinde göze çarpan iki vasfı vardır. Bunlardan birincisi dürüst olmasıdır. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin insanların yanında bu kadar kıymetinin olmasının en önemli özelliklerinden biriside dürüst olmasıdır.
Çünkü o, varisi olduğu peygamberin ‘beni ihtiyarlattı’ dediği “Emrolunduğun gibi dost doğru ol” ayetini kendisine prensip edinmiştir. Kendine karşı, eşine karşı, komşusuna karşı, çocuğuna karşı, işçiysen patrona karşı, patronsan işçiye karşı, esnafsan müşteriye karşı, müşteriysen esnafa karşı dost doğru olmak.” dedi.
“Devrin siyaseti Bediüzzaman’ı terörist olarak gördü”
Üsatadın, bu dürüstlüğünden dolayı devrin siyaseti tarafından tehlike olarak görüldüğünü, onun bu dürüstlüğünü görenlerin de ona aşık olduğunu hatırlatan Yavuz, açıklamasına şöyle devam etti: “Erek Dağı’nda uzlete çekilmişti. Devrin siyaseti onu zararlı ve tehlikeli gördü. Aldı onu kuş uçmaz kervan geçmez Barla’ya gönderdi. Onu mecburi ikamete tabi tuttu. Bununla kalmadı, ona bir sürü kulp taktılar. Kürtçüdür dediler, teröristtir dediler, anarşisttir dediler, zararlıdır dediler. Ne buldularsa taktılar. Ama onu gören ona çarpıldı . Üstelik Türklerin içindeydi. Doğru dürüst Türkçe bilmiyordu. Ama Peygamberin varisi olarak, Peygamberi gibi onun yüzünde yalan ve hilenin izi yoktu. Dost doğru, dürüst bir insandı.” diye konuştu.
“Bediüzzaman küfre boyun eğmedi”
Son olarak üstadın hayatın kesitler sunan Yavuz, Bediüzzaman’ın kendisine uygulanacağı zulüm, zindan ve ölümü bildiği halde haktan ayrılmayacağını, bin tane başı dahi olsa ve her gün biri kesilse dahi, hakikatten ayrılmayacağını ve küfre boyun eğmeyeceğini yüksek sesle haykırdığını kaydetti.
Program, yapılan dua ve verilen ikramla sona erdi.İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.