Zülküf RÜZGAR
Bizim iklime cemre niye düşmez?
İslam Âlemi’nin sessizliği, siyonistleri cesaretlendiriyor. Siyonistler her geçen gün daha da pervasızlaşıyor. Müslümanlara yönelik cinayetlere her gün bir yenisi daha ekleniyor. Tahammül sınırlarını aşan eylemlere rağmen Müslümanlardan beklenen tepkiler gelmiyor.
Tahammül edilemez boyutlara gelen Yahudi zulmü ile beraber üçüncü bir intifadanın ayak sesleri işitiliyor.
Tahammül edilemez boyutlara gelen Yahudi zulmü ile beraber üçüncü bir intifadanın ayak sesleri işitiliyor.
Mescidi Aksa’nın altının oyulması, Kudüs’ün Yahudileştirilmesi, tarihsel dokusunun tahrip edilmesi ve İslam medeniyetine dair tüm izlerin silinmeye çalışılması, Gazze’ye uygulanan abluka ve buna benzer hadiselerde gereken tepki ile karşılaşmayan israil, artık Müslümanların kutsallarına alenen yönelmiş bulunmaktadır.
Hayret… Yer yerinden oynaması gerekirken cılız tepkiler dışında beklenen infial gerçekleşmiyor.
Bu kadar mı kör ve sağır olduk?
Filistin, üçüncü bir intifadaya hazırlanırken acaba İslam Ümmet’in intifadası ne zaman gerçekleşecek?
Bu gaflet uykusu ne zaman son bulacak?
Sadece son birkaç hafta içerisinde siyonistlerin yaptıklarına bakılacak olursa, durumun vehameti daha da iyi anlaşılacaktır.
Hamas sözcüsü Üsame Hamdan’ın da belirttiği gibi, işkence edilerek şehid edilen Arafat Ceradat olayında olduğu gibi, israil zulmü artık örtbas edilemeyecek bir duruma gelmiştir. Ancak buna rağmen İslam âleminin sessizliği, israil’i cesaretlendiriyor.
Taş atmak suçlamasıyla işgal askerlerince esir alınan 30 yaşındaki Arafat Ceradat, üç ay kaldığı Mecdu Zindanı’nda gördüğü işkenceler sonucu şehid oldu. İsrail zindanlarında zulüm ve işkence, insan hakları ihlalleri korkunç boyutlara ulaşmıştır. Filistinli tutsakların her türlü hakları gasp edilip zulüm ve işkenceye uğratılıyor. İslam Ümmeti’nin bu yiğit evlatlarının mazlumiyeti malasef ümmetin gündemine girmiyor. Çünkü Müslümanların, siyonistler yerine biribirleri ile uğraşmaları gibi daha mühim meseleleri var(!). Biribirlerini boğazlama, biribirlerinin kanları ile abdest alma farziyetini ifa ediyorlar(!).
Yine son günlerde rezil siyonistlerin cinayetlerinden birisi de, ilim halkalarına saldırıp kutsallarımıza hakaret etmektir.
İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarında Müslümanlara ve Hıristiyanlara ait kutsal mekanlara ve Müslümanların kutsal değerlerine yönelik saldırıları devam ediyor.
İşgal askerlerinin ve subaylarının Müslümanların kutsal değerlerine saldırılarına, 3 Mart günü bir yenisi daha eklendi. İlim halkalarında okuyan öğrenciler tartaklanırken rezil bir israil subayı, Kur’an-ı Kerim’i tekmeleyip çiğnedi. Evet, Müslümanların kitabı siyonistlerce ayakaltına alınıp çiğneniyor ama ortada İslam ümmetinin izzet ve vakarına yakışır bir reaksiyon yok. Acaba daha ne olmalı ki ağır kış uykusundan uyanabilelim?
Geçenlerde israilli bir asker Filistinli bir kadını yere yatırmış, ayağını göğsüne koymuş ve eli ile boğazını sıkıyordu. Aslında o Filistinli mazlum kadının şahsında İslam ümmetinin onur ve izzeti yere yatırılmıştı. Müslümanlığımızdan ve insanlığımızdan utandık. Keşke yer yarılsaydı da içerisine girseydik temennisinde bulunduk.
Yine Yahudi kadınlarının bir Müslüman kadınının başörtüsünü alarak linç etmeye çalışma girişimine şahit olduk.
Bir israil polisi, Mescid-i Aksa`da bir kız öğrenciye saldırarak başörtüsünü zorla çıkardı. O kız öğrencinin şahsında tüm Ümmetin namus ve izzetine taarruz edildi.
Hangi birisini sayalım? Bu kabarık cinayetler listesi bu şekilde uzayıp gidiyor. Ey Resulullah’ın ümmetinden olduklarını iddia eden ruhsuzlar!
Resulullah olsaydı, ne yapardı hiç düşündünüz mü? Bu hadiselerin anlamını, vebalini ve iktiza ettiği sorumlulukları tefekkür ettiniz mi?
Hani hatırlayınız, Müslüman bir kadının namusuna taarruz olunca Resulullah ordu hazırlamıştı. İşte Allah Resulünün tavrı bu idi. İslam peygamberi nezdinde mazlum bir Müslüman kadının namusu ve örtüsü, uğrunda orduların topyekûn seferber edileceği bir kıymete haiz idi. O zamanki şartlara bakıldığında bunun anlamı, İslam ümmetinin tüm varlığının bu uğurda seferber edilmesidir. Çetin bir savaş göze alınarak Müslüman bir kadının namusu uğruna tüm Müslümanlar kendilerini feda etmek için hazırlanmışlardı.
Ya bugün?
Buna benzer nice hadiseler yaşandığı halde gayret damarlarımız kabarmıyor. Bu halimizden cesaret alan zalimler, bu cinayetlerle de yetinmeyeceklerdir. Her geçen gün bu cinayetler artan bir ivme ile devam edecektir.
Ey yaşadığını zanneden ruhsuz ölüler!
Filistinli çocuklar, minik sinelerini İslam ümmetinin namus ve izzeti için siper yapmaya hazırlanırken sizin bir hazırlığınız var mı?
Siz, Muhammedi bir savaşın neresindesiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.